Hem aktif sporculuk hem antrenörlük kariyerini sürdüren Öz, "2014’te milli sporcu oldum, şu anda Türkiye’nin bedensel engelli ilk kıdemli okçuluk antrenörüyüm. Hedefimiz milli takım düzeyinde sporcular yetiştirmek ve çok daha iyi seviyelere getirmek. Tüm engellilere şunu ifade etmek istiyorum; nasıl daha iyi olabilirim diye arayış içine girsinler. Yaşadığım saldırıda, çok uzun zaman geçmesine rağmen hiçbir gelişme olmadı, bu da üzüldüğüm bir nokta, hiçbir suç cezasız kalmamalı" dedi.
Murat Öz’ün (38) hayatı, 2006 yılında uğradığı silahlı saldırıyla değişti. Öz, saldırı sonrası omurilik felci geçirerek tekerlekli sandalye kullanmaya başladı. Saldırıya ilişkin davanın halen devam ettiğini, olay sebebiyle büyük üzüntü yaşadığını söyleyen Öz, 17 yıl önce yaşanan olay sonrası okçuluğa başladı. Tekerlekli sandalye kullanmaya başlamasının ardından büyük bir azim ve disiplinle okçuluğa emek veren Öz’ün başarıları da ardı ardına geldi, kısa sürede milli sporcu oldu. Türkiye Şampiyonası’nda derece elde etti, yer aldığı takımla Avrupa’da başarılar sağladı. Yıllar içinde kişisel başarılarının yanı sıra Bağcılar Belediyesi Engelli Okçuluk Takımı’nın antrenörlüğüne de başlayan Öz, kendisi gibi birçok sporcu yetiştirdi. Takımıyla önemli dereceler kazanan, öğrencilerinin başarısıyla gurur duyduğunu aktaran Öz, hedefinin çalıştırdığı tüm sporcuları milli takım, olimpiyat gibi alanlarda görmek olduğunu söyledi. Kişilerin engelleri nedeniyle kendini kısıtlamaması gerektiğini belirten Öz, tekerlekli sandalye kullanmaya başlamasına neden olan saldırının fail ya da faillerinin de ceza almasını istediğini ifade etti.
“Türkiye’nin ilk bedensel engelli kıdemli okçuluk antrenörüyüm”
Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı’nda sporculara eğitimler vererek hem antrenörlük yapan hem aktif sporculuk kariyerine devam eden 38 yaşındaki Murat Öz, “2006 senesinde silah yaralanması sonucu omurilik felçlisi oldum, engelliyim. Annem ve babam Sinop’tan gelmişlerdi, onları karşılamak için giderken karşımıza tanımadığımız kişiler çıktı, herhalde birine benzettiler bu sebepten dolayı bir silah yaralanması sonucu omurilik felçlisi oldum. O tarihten sonra fizik tedavi süreci devam etti. 2010 senesinde de okçuluğa başladım. Hiç daha önce denemediğim, çalışmadığım bir branştı. Yetenek oluştu, çalışmayla da o yetenek arttı, ilk Türkiye Şampiyonası’nda milli takıma girmek kısmet oldu. Sonra her sene düzenli olarak milli takım seçmelerine gittim ve milli takım kamplarında bulundum. 2014 senesinde milli sporcu oldum. İsviçre’de düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda o dönemin bireysel erkeklerde Türkiye’nin attığı en yüksek puanı attım ve takımda Avrupa 4’üncüsü olduk. Yine o sene Türkiye’de düzenlenen Okçuluk Salon Türkiye Şampiyonası’nda sıralama 1’incisi ve madalya sıralamasında 2’nci olarak tamamladım. O senede nasip oldu, okçuluk antrenörlüğüne başladım. 2017 senesinde Bağcılar Belediyesi’ne okçuluk antrenörü olarak göreve başladım. O dönemin belediye başkanı ve şu anda devam eden Abdullah Özdemir Başkanımız sayesinde okçuluk çok daha iyi noktalara geldi. Şu anda Türkiye’nin bedensel engelli olarak ilk kıdemli okçuluk antrenörüyüm. Bu da nasip oldu, şu anda 8 tane lisanslı benim gibi bedensel engelli ok sporcumuz var. Hedefimiz milli takım düzeyinde sporcular yetiştirmek ve çok daha iyi seviyelere getirmek” diye konuştu.
“Tüm engelliler, nasıl daha iyi olabilirim diye bir arayış içine girsin”
Kimsenin hiçbir koşulda pes etmemesi gerektiğini söyleyen Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Okçuluğun çok daha iyi noktalara gelmesi bizi de çok gururlandırıyor, çok emek sarf ediyoruz. Engelliler kategorisinde de olimpiyat şampiyonlarımız var, en son da Mete Gazoz olimpiyat derecesi aldı, bu bizi de motive ediyor. Okçuluk, hayatımın tam ortasında, çok seviyorum, 2010 senesinde sporcu olarak başladım, aktif olarak devam ettim sonra kıdemli antrenörlük boyutuna geldi. Hafta sonu akşamları daima okçuluk videoları izliyorum, boş zamanlarımda da nasıl daha geliştirebilirim, daha iyi noktalara getirebilirim diye araştırma içerisindeyim. Seviyorum, bol bol yarışmalara katılıyoruz, izliyoruz. Arkadaşlarla okçuluk sohbetleri ediyoruz. Tüm engellilere şunu ifade etmek istiyorum; olan durumu kabul etsinler ve nasıl daha iyi olabilirim diye bir arayış içine girsinler. O yola çıkarlarsa eminim, fırsatlar karşılarına çıkacaktır. Yaşadığım olayda, aradan çok uzun zaman geçmesine rağmen olayla ilgili hiçbir gelişme olmadı. İçinde bulunduğum durum, fiziksel olarak memnun olmadığım bir durum nihayetinde 22 yaşında engelli oldum. Onların bulunmasını, olayın çözülmesini özellikle istiyorum çünkü hiçbir suç cezasız kalmamalı. Hiç benimle alakalı olmayan bir durumdu ve olay hala çözülemedi, bu da benim üzüldüğüm bir nokta.”