USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Sosyal medyanın macera ruhlu adamı; Dans Eden Ev’de

Üniversitede bilgisayar mühendisliği okuyan Oğuzhan Tıraş, kafasına estiğinde sırtına aldığı çantasıyla Avrupa’da üç ay içerisinde 20 ülke dolaşmış. Pragda Dans Eden Ev önünde veriği pozu ile sosyal medyayı günlerce meşgul eden bir maceraperest.

Sosyal medyanın macera ruhlu adamı; Dans Eden Ev’de
24-05-2017 22:22
Google News

Çekoslavakya’nın başkenti Prag’da, Vltava nehrinin hemen yanındaki ünlü Dans Eden Ev (Tančící dům), Time dergisi tarafından küresel yılın tasarımı ödülüne layık görülmüş. Bina, dünyaca ünlü mimarlar Frank Gehry ve Vlado Milunić tarafından tasarlanmıştır.

Çoğumuz onu Prag, Dancing Building’den yani Dans Eden Ev’den tanıyoruz. Orada çekilen pozun sosyal medyada yayılmasıyla birçok kişi tarafından tanındı. Bunaldığı bir süreçte maceracı ruhlu ve sırtına aldığı çantasıyla üç ayda 20 ülke gezen üniversite öğrencisi Oğuzhan Tıraş’tan bahsediyoruz.

 Dans Eden Ev önünde verdiği pozun sonrasında pantolonunun yırtılması ve bunun internet ortamında yayılmasıyla ünü iyice artan Oğuzhan Tıraş, o süreçte gündemi oldukça meşgul etmişti.

bursa.com takipçileri için Oğuzhan Tıraş ile Prag, Dancing Building ve yurtdışı maceralarını konuştuk.

 

Birsen PINAR/BURSA.COM

 

Öncelikle kısaca kendinden bahseder misin?

Adım Oğuzhan Tıraş, Sakarya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencisiyim. İstanbul’da yaşıyorum. Gaziantepliyim. Ailemin tek çocuğuyum. 

Yurtdışına gitmeye ne zaman karar verdin? Biraz da yurtdışı maceralarından söz edelim.

Okuldan bunaldığım bir senede 3. sınıfın yaz tatilinde gidiş biletimi Norveç’e alıp çantamı kaptığım gibi yollara düştüm. Tek başıma Norveç’ten başlayıp, 20 ülkeyi gezdiğim 3 aylık yakın bir tur yaptım.

Norveç, İsveç, Danimarka, Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, İspanya, Andorra, İtalya, İsviçre, Avusturya, Macaristan, Slovakya, Slovenya, Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan, Bulgaristan gezdiğim ülkeler.

Norveç’e uçakla gittim. Diğer ülkelerde ise bazen tren, bazen de otostopu kullandım. Kafama göre hareket etmeyi seviyorum çünkü. Bir de malum, yurtdışında ulaşım sağlamak çok da uygun değil.

Prag Dans Eden Ev hikayesi nedir?

Aslında Dans Eden Ev, Çekoslavakya’nın başkenti Prag’da yer alan bir ofis binasıdır. Ancak binanın dış mimarisinin ilginç olması insanların ilgisini çekmiş.

Binaya Dans Eden Ev denilmesinin nedeni ise dış cephesinin adeta dans edermişçesine dönüyormuş gibi narin ve hareketli görünüyor olması. Bina iki adet insanın dans eden görüntüsü şeklinde inşa edilmiş. Binaya Praglılar’ın Fred ve Ginger demesinin nedeni ise ünlü dansçı çift, Fred ve Ginger’in dansları tasvir edilerek binanın yapılmasıdır.

Bina 1997 yılında Vlada Milunic ve Frank Gehry tarafından beraber inşa edilmiş.

Binanın mimarlarından Vlada Milunic, Vitava nehri kıyısında bir evde yaşıyormuş. Mimarın evi tam anlamıyla bir rönesans mimarisiymiş. Milunic modern bir bina yapmaya karar vermiş ve bu yapacağı binayı kültür merkezi olarak kullanmayı planlamış. Prag’da oluşan kadife devrimi, Milunic’in hayalini kurduğu bu modern eser için gerekli birikimi sağlamış.

Günümüzde çok yakından tanıdığımız bir banka olan Ingbank o dönem bu projesinde mimara finansal destekte bulunmuş. Ancak bir şartla. Yanında modern bir mimarla beraber çalışmasını istemiştir. Bu fikre sıcak bakan Milunic bina ile ilgili çizimlerini modern bir mimar olan Frank Gehry’e göstermiş. Çizimleri inceleyen Gehry bu plana sıcak bakar ve 1992 yılında Milunic ile beraber çalışmayı kabul eder. Bu güzel binanın inşası ise 4 yılda tamamlanmış.

 O fotoğrafın hikayesi nedir? O an nasıl gelişti? O pozdan sonra aradığın pantolonu bulabildin mi?

Ziyaretim esnasında aslında Prag’da hedefimiz Dans Eden Ev’di. Önce doğru açıyı yakalamaya çalıştık. Zor oldu ama bulduk. Trafikte kırmızı ışığın yanmasını bekledik. Arkadaşım Veysel Beyaz, uzun denemelerden sonra o anı yakalayabildi.

Aradığım pantolona gelince, fazlasıyla buldum. Prag ve yakın şehirdeki gurbetçi arkadaşlardan mesajlar geldi. Türkiye’de yüzlerce kişi ‘’Sana pantolon aldık. Şehrimize gel, seninle tanışıp pantolonu hediye etmek istiyoruz’’ dediler. Ama sonuç olarak kimseden pantolon almadım.

 Yurtdışında en çok dikkatini çeken ya da seni etkileyen olay neydi?

İbiza’da (Eivissa- İspanya) zengin bir aile beni 15 gün evlatlık edinmişti. Bu gerçekten benim için farklı bir maceraydı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ