Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülcan Abalı, düzenli egzersizin kalp krizi, inme, kalın bağırsak kanseri, diyabet, meme kanseri, depresyon ve bunama gibi sık görülen hastalıklara karşı kişiyi korumaya yardımcı olduğunu belirterek, “Bu durum, tıp dünyası tarafından da kabul görüyor. Kalp, yapısal olarak kastan oluşuyor. Nasıl ki spor yapıldığında kol ve bacak kasları kuvvetleniyorsa, kalp kası da aynı şekilde güçleniyor. Dolayısıyla kalp, daha az eforla daha iyi pompalama gücüne sahip oluyor. Bu sayede spor yapan kişilerde damarlarda daralmaya yol açan diyabet, yüksek kolesterol, hipertansiyon, obezite ve stres gibi nedenler daha az görülüyor” diye konuştu.
"VÜCUDUN EGZERSİZE UYGUNLUĞU KONTROL EDİLMELİ"
Doç. Dr. Abalı, spora başlamadan önce özellikle kardiyolojik açıdan muayeneden geçilmesi gerektiğini söyleyerek, “Çünkü spor kalp-damar hastalıklarından korunmadaki sayısız faydasının yanında, bilinçsiz ve tedbirsiz yapılması ani ölüm riskini de beraberinde getiriyor. Bu nedenle kişiye özel egzersiz reçetesi önem taşıyor” dedi.
Doç. Dr. Abalı, herkesin rahat ettiği tempoda ve hızda egzersiz yapması gerektiğinin altını çizerek, “Bunun için spora başlamadan önce yapılan efor testi hem kişinin egzersiz kapasitesinin belirlenmesi hem de kalp-damar tıkanıklığının spor öncesi ekarte edilmesi açısından yol gösterici olabiliyor. Ancak efor testi de ani ölüm ve kalp krizinin oluşmayacağını garanti edemiyor. Hareketsiz bir yaşantı sürmesine rağmen, ağır spor yapmaya başlamak isteyenlerin doktora başvurarak kontrolden geçmesi önem taşıyor. Özellikle daha önceden bilinen kalp hastalığı olan, ailede genç yaşta kalp hastalığı ya da ani ölüm öyküsü bulunan, sigara içen, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve diyabet hastaları ile aşırı kilolu kişilerin spora başlamadan önce mutlaka doktor kontrolünden geçmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
"EGZERSİZ PROGRAMI MEVSİME GÖRE DEĞİŞMELİ"
Gülcan Abalı, çok sıcak veya soğuk havalarda spor yapmanın yarardan çok zarar getirebildiğini kaydederek, “Çünkü sıcak havada aşırı terleme, su ve tuz kaybına yol açarak, tansiyon düşüklüğü ile kanda pıhtılaşmaya neden olabiliyor. Söz konusu durumlar da ritim bozukluğu, kalp krizi ile inme riskini artırabiliyor. Dolayısıyla yaz ve kış mevsimlerinde farklı zaman dilimlerinde spor yapmak daha doğru oluyor” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Abalı, mevsim geçişlerinde, özellikle de yaz aylarında spor yaparken dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek şu bilgileri verdi:
“Bu dönemleri rahat atlatabilmek için bazı önlemler alınabiliyor. Öncelikle beslenme ve uyku düzenine çok dikkat edilmesi gerekiyor. Vitamin ve mineral yönünden zengin yiyecekler tüketilmesi, bol su içilmesi, sigara ve alkolden uzak durulması önem taşıyor. Eğer kapalı bir mekanda kalınıyorsa, ortamın temizliğinden ve iyi havalandırıldığından emin olmak gerekiyor. Strese yol açan durumlardan uzak durmak da alınacak önlemler arasında yer alıyor. Ayrıca, düzenli spor yapmak bağışıklık sistemini de güçlendiriyor.”
(İHA)