Diyetisyen Beyza Vural Öten, yiyeceksiz ortalama 6 hafta dayanabiliyorken, susuz 7 günden fazla yaşanamadığını, yüzde 55-75’i sudan oluşan insan vücudunda susuz kaldığında halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk, kabızlık gibi yan etkiler görülmeye başlandığını söyledi. Suyun vücuttan ter, dışkı ve idrar yoluyla toksinlerin atılmasını sağladığını dile getiren Öten, “Su, kan basıncını düzenler, vücut sıcaklığının dengelenmesine yardımcı olur. Böbrek fonksiyonlarını ve bağırsak hareketlerini düzenler, kan yoluyla hücrelere besin ve oksijen taşır. Eklem kayganlığını sağlar, deriyi nemlendirir. Gün boyunca idrar ve ter ile su kaybetmekteyiz. Bunun yanında akciğerlerimizle solunum esnasında ve dışkılama ile de bir miktar su kaybetmekteyiz. Yetişkin bir insan normal şartlarda herhangi bir şey yapmasa bile günlük yaklaşık 2,5 litre suyu bu şekilde kaybeder. Az miktarda su içildiğinde su deride kuruluk ve pul pul dökülme, kabızlık, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu görülebilir. Su ihtiyacımız kullandığımız enerji miktarına göre belirlenir. Harcadığımız her kalori için 1 ml su tüketilmelidir. 1800-2000 kalori ihtiyacı olan biri günlük olarak bu oranda su tüketmelidir. Günlük su ihtiyacı havanın sıcaklık ve nemine göre, egzersiz yapıp yapmadığınıza göre, ishal durumu varsa ya da idrar söktürücü veya laksatif ilaç kullanıyorsanız artabilir. Ayrıca gebelik ve emziklik döneminde de su ihtiyacı artar" dedi.
SU İÇİP İÇMEDİĞİMİZİ ANLAMANIN EN KOLAY YOLU
Diyetisyen Beyza Vural Öten, su içip içilmediğini anlamanın en kolay yolunu da anlatarak, “Yoğun iş temposunun içinde kimi zaman su içip içmediğinizin farkında olamıyorsanız anlamanın en iyi yolu idrar rengine ve miktarına bakmaktır. İdrar rengi çok açık sarı ise yeterince su içtiğimizi anlayabiliriz. Koyu sarı ve az ise ya da kabızlık yaşıyorsanız yeterince su içmemiş olabilirsiniz. Çay, kahve, kolalı içeceklerin su yerine geçtiği sanılmaktadır. Ancak bu içeceklerin 3-4 fincandan fazlası kafein içeriğinden dolayı vücuttaki suyun atılmasına yol açmaktadırlar. Bu nedenle bu gibi içecekler asla su yerine geçmez, fazla tüketimi de vücutta dehidratasyona neden olur. Çay ve kahve tüketimiyle beraber mutlaka ekstra bir bardak su tüketilmelidir. Adaçayı, ıhlamur, kuşburnu, rezene, papatya gibi diüretik etki göstermeyen bitki çayları ve çorbalar da tüketmemiz gereken su miktarına dahil edilebilir” diye konuştu.
(İHA)