Çeşitli terör suçlarından hüküm giyen aralarında Şii din adamı Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr’in de bulunduğu 47 kişinin dün Suudi Arabistan’da idam edilmesini protesto eden Dünya Caferi Alimleri Birliği üyesi kalabalık grup konsolosluk yakınında bulunan otoparkta toplandı. Konsolosluk önünde ve çevresinde güvenlik önlemi alan çevik kuvvet ekiplerinin grubun konsolosluk önüne yerleştirdiği bariyerler ile grubun konsolosluğa yaklaşmasına izin verilmedi. Ellerinde Türk bayrakları ve dövizlerle birlikte konsolosluk önüne gelen grup üyeleri, sloganlar attı. Kur’an-ı Kerim okunmasının ardından Dünya Caferi Alimleri Birliği Başkanı Hasan Karabulut kalabalığa hitap etti.
Dünya Caferi Alimleri Birliği Zeynebiye Hareketi Gençlik Platformu adına okunan basın açıklamasında, “İnsan hakları ve özgürlükleri kapsamında yapmış olduğu konuşmalardan ötürü dava arkadaşlarıyla beraber insani ve yasal olmayan bir yöntemle silahla yaralanarak Suudi Arabistan hükümeti tarafından tutuklanmıştı. Peki Nemr’in talebi neydi? Neden zindana atıldı. Neden idam kararı alındı. Neden idam edildi? Ayetullah Nemr’in İslam coğrafyasını kan gölüne çevirip harabeye döndüren İngiliz icadı tekfirci Al-i Suud rejimi tarafından idam ile şehit edilmesi vicdan ve izanını halen yitirmemiş her Müslüman gibi bizim de kalbimizi derinden yaralamıştır. Al-i Suud rejimi hiçbir hukuk örtüsü ile bağdaşmayan bu zalimane ve canice infazı ile boynundaki milyonlarca Müslüman kanının vebaline bir yenisini daha eklemiş oldu. Al-i Suud bu zulüm ve cinayetleri ile aslında kendi modası geçmiş kokmuş rejimin sonunu nasılda yakınlaştırmaktadır. Ortadoğu’da demokrasi naraları atarak Suriye’ye, Irak’a müdahale planı hazırlayanlar insan haklarından eser bulunmayan Suud hanedanına neden ses çıkarmazlar. Tekfirci terörizmi destekleyerek büyüten, terör eylemleri ile dünyayı kana bulayan bu rejim ile dost olunabilir mi? Filistin’e saldıran İsrail’e yardım yapan Suud ile dost olunabilir mi? Dünyaya terör ihraç eden bir rejimin terörle savaş için ’İslam Ordusu’ yalanına inanılabilir mi? Osmanlıyı yıkmak için İngilizlerin kurduğu ve İslam dünyasının ortasına bir kanser hücresi olarak attığı bu rejimin tek derdi, bölgede İsrail’i rahatlatmak ve güvenliğini sağlamaktır. Yüzlerce yıl İslam dünyasına liderlik eden Osmanlı’yı arkadan hançerleyen Suud hanedanının bugün İslam dünyasının hamililiğine soyunmuş olması komik bir aldatmacadan başka bir şey değildir. Biz buradan hükümetimize sesleniyoruz. Bu necip milletin yiğit askerlerinin Suud’un emrine verilmesi bizleri rencide etmektedir. Bu hatadan dönülmesini beklemekteyiz. Ayrıca başta Diyanet İşleri Başkanımız sayın Mehmet Görmez olmak üzere, hükümet yetkililerimizin de bu cinayeti kınamalarını beklemekteyiz. Bir din aliminin, kanaat önderinin böylesi bir vahşetle öldürülmesine seyirci kalınmasının, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmayacağını düşünmekteyiz” denildi.
Öte yandan, okunan basın açıklamasının ardından dağılan grup üyeleri arasında kısa süreli tartışma yaşandı.