İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
Hiç ihmal etmediğimiz ana ilkelerden biri istişaredir. Diğer partiler kendi aralarında ya da verdikleri mesajlarla çözümsüzlüğe yönelirken biz soğukkanlı bir şekilde tabloyu değerlendirdik. 8 Haziran sabahı bismillah dedik, iç muhasebemizi yapmaya başladık. Bu istişareler önce MYK, Bakanlar Kurulu üyelerinin ortak toplantısında ele aldık. MKYK’yı topladık, tabloyu anlamak, tahlil etmek ve muhtemel senaryolarda alınacak tavır konusunda değerlendirmelerde bulundu. MKYK beni tam yetkili kıldı.
SEÇİMİN ÜÇ ÖNEMLİ SONUCU VAR
Seçim sonuçlarıyla ilgili hiç kimsenin spekülasyon yapmadan milli iradeyi doğru okuması lazım. 3 önemli sonucu var. Milli irade tecelli etti: Demokrasi çıkan neticeye saygı gerektirir. Türkiye’yi Ukraynalılaştırmak, seçim üzerinden manipülasyonlarla istikrarsızlaştırmak isteyenlerin yerine milli irade tecelli etmiştir. Bu seçimlerin birinci partisi ve kazananı AK Parti: Matematiksel bir gerçek olduğu kadar siyasal bir gerçektir. En yakın rakibine 16 puan fark atmıştır. Açık farka rağmen hala ana muhalefet partisi genel başkanı kendi başaramadığı bir şeyi başka partilerden yedekleme suretiyle kendini başarılı kılmaya çalışıyor.
AK Parti dışında sadece 4 parti yüzde 40 oranını geçebilmiştir. CHP bir kez geçebilmiştir. Bir de Özal 83’te.. AK Parti’yi başarısız göstermek isteyenlerin yaptıkları şey matematiği tahrif etmektir. Milletimiz Ak Parti’yi yetkili ve sorumlu kılmıştır. Kimse rol çalmaya kalkmasın. Yönetme, hükümet etme anlamında da en kapsamlı meşruiyete sahip parti AK Parti’dir.
Türkiye’de milleti temsil kabiliyeti en yüksek parti AK Parti: Türkiye’nin her köşesinden gelerek milleti temsil etme hakkı. Hem matematiksel hem de siyasal bir gerçektir. AK Parti 56 ilde birinci oldu. 23 ilde ikinci parti, sadece 2 ilde 3. Parti. Kılıçdaroğlu’nun ‘acaba biz milleti temsil edebiliyor muyuz’ diye sorması lazım. 37 ilde temsil edilmiyor CHP.
"MİSYON SAHİPSİZ KALMAYACAK"
AK Parti grupları ortak bir akıl, ortak bir vicdanla kurulmuş kutlu bir topluluktur. Yer boş kalmayacak, mevzi boş kalmayacak, misyon sahipsiz kalmayacak. Nelerle karşılaştık? 22. dönemde daha başlarken bizi eksik bırakmak istediler. Kurucu genel başkanımız yasaklı kılındı. O andan itibaren engellemeler başladı. Eski Türkiye hakim kılınsın istediler. Başaramadılar. 13 yıllık şerefli AK Parti meclis grupları eski alışkanlıkları yıkan ahlak abidesi tavırlar sergilediler. 1 Mart tezkeresi yaşandıktan sonra bu parti dağılır diye hesap edenler oldu. AK Parti içinden cumhurbaşkanı seçilemez diye kampanyalar yürütüldü.
23. dönemde cumhurbaşkanı AK Parti içinden seçildi. Gül cumhurbaşkanı oldu. AK Parti kapatma davası açıldığında hangi ses yükseldi. Bir tek ses yükseldi: Milletin sesi ve AK Parti grubunun gür sesi. Başka bir yerde olsaydı herkes yeni korunaklı limanlarda yer bulur muyuz diye arayışlara girildi. 7 Haziran’da şu çıkmazsa sivil itaatsizlik yapanların kulağına küpe olsun. Haksız bir AYM kararı karşısında bile AK Parti kadroları vakarla neticeyi bekledi. Zamana da oynanmadı. Biz de 7 Haziran sonrası balkon konuşması yaparken aynı kararlılıkla vurguladık. Türkiye’nin belirsizliğe girmesine izin vermeyeceğiz.
"ATEŞ ÇEMBERİNDEN GEÇİYORUZ"
24. döneme girerken hepimiz büyük umutlar içindeydik. Hemen arkasından terör harekete geçti. Silvan olayları gibi. Çözüm süreci rayına girerken 2013’te Gezi olayları ile meşruiyet sınırlarının dışına çıkılmaya çalışıldı. Türkiye özgür bir ülkedir. Gösterinin esasından sebep olarak gösterilen hususların dışına çıkıldı. Seçimle iktidara gelen bir parti yerinden edilmeye çalışıldı. Arkasından 17-25 Aralık…
Bir ateş çemberinin içinden geçiyoruz. Arap baharı diye adlandırılan Türkiye’deki başarı hikayelerinden de esinlenen halkların ayağa kalkması oldu. Bundan çekinenler Ortadoğu’daki demokrasi rüzgarını kestiler. 2012’de ilk kez Mısır’da seçilmiş bir cumhurbaşkanı işbaşına geldi. İlk kez Yemen’de çok geniş bir koalisyonla demokrasi kökleşmeye başladı. Ama izin vermediler.
O SÖZLERİ AYAKTA ALKIŞLANDI
Şimdi bir haber geldi. Mısır müftüsü İhvan liderinin idam cezasını onaylamış. Mursi’nin idamı da müebbete çevrilmiş. Şimdi sınav zamanıdır. Türkiye’deki demokrasi yanlıları sınavdadır. Acaba seslerini yükseltebilecekler. Ama biz nerede dikta gördüysek onun karşısında dimdik durduk, durmaya devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun. Kendimiz için ne istemişsek Ortadoğu’daki kardeş halklar için de aynısını istedik.
28 Şubat’ta sembolik dil kullanan başbakanlar gördük. Ak Parti’den çıkan Başbakanlar hiçbir şekilde milletten aldığımız bir iradeyi milletin iradesi dışındaki güçlere temsil etmedik, etmeyeceğiz. Bu sınavdan kimin nasıl geçip geçemeyeceğini hep beraber göreceğiz.
Cumhurbaşkanını, AK Parti’yi hedef tahtasına koyan uluslar arası medyanın şimdi nasıl tavır aldığını göreceğiz şimdi Mısır karşısında.
25. dönem milletvekilleri olarak önümüzdeki 4 yıl ama ola ki zaruretler daha önce bir seçim gerektirir, onu ayrıca ele alırız, bu ağır sorumluluk sizlerin omuzundadır. Milletten aldığınız teveccühle buradasınız, bunu unutmayıp hakkını vereceğinizden zerre şüphemiz yok
Bütün dönemleri kast ederek söylüyorum AK Parti milleti temsil etmektedir. AK Parti bir ve beraber oldukça bütün milleti aynı potada tutan bir siyaset olacaktır. Biz hiziplerin, kulislerin partisi olmadık. Hepimiz çeşitli zamanlarda sınamalardan geçeceğiz. İmtihanların aşılmasındaki en büyük güç yanı başınızdaki dava arkadaşınızdır. Düşünün Ana muhalefet partisi bir araya geldiğinde bir ve beraber olsalar bile 37 vilayetten temsilci yok. Ama biz bir araya geldiğimizde Türkiye’nin her dağını, taşını bir araya getirmiş oluyoruz.
Biz bütün Türkiye’yi temsil ediyoruz. Birliğimizin anlamı milletimizin de birliğidir. Eminim bu dönemde de kim ne ayak oyunu yaparsa yapsın omuz omuza verişimizin arasına kimse giremez.
Biz ilkelerin siyasetini benimsiyoruz. 90'lı yılların kirli siyasetini hiçbir zaman partimize bulaştırmadık. Eskiden olsa Acaba hangi partiden transfer ederler iddiasını ortaya atarlardı. Biz milletimizin benimsemediği hiçbir yöntemin AK Parti’ye nüfuz etmesine izin vermeyeceğiz. Meşruiyet sınırlarının dışına çıkmayacağız. Milletin önüne çıktığımızda kimse bizi kirli siyasetle suçlayamayacak. İktidarları kaybedebiliriz ama kesinlikle şahsiyetimizi, onurumuzu kaybetmeyeceğiz. Biz birilerinden rövanş almak için değil bir tarihi ayağa kaldırmak için yola çıktık. Her türlü görüşmeye açık olduğumuzu ifade ettik. Ama ilkelerimizden bir zerre bile taviz vermeyeceğiz. Kısa dönemli planlarla Başbakanlık, bakanlık koltuklarına oturalım, sonra da oradan kalkmayalım demedik. 3 dönme kuralı o yüzden uygulandı. Balkon konuşmasında vurguladık. AK Parti’nin hiçbir mensubundan olumsuz bir söylem kullanıldığını görmedi kimse.
"BİR KERE YÜZDE 60 YOK"
CHP kaybettiği bir seçimi kazandım telaşına yöneldi. Kendi parti içi çekişmelerinin yansımasıdır. Kılıçdaroğlu yüzde 60’lık blok var. Bir kere yüzde 60 yok. Bizi kutuplaştırıcı bir söylem kullanmakla tenkit edenlere söylüyorum. Blok ne demek? Bundan daha kutuplaştırıcı söylem olabilir mi? Bütün meseleleri AK Parti’yi bir şekilde engelleyecek yol takip etmek. Restorasyondan bahsediyorlar. Tabirleri doğru kullansınlar. Devlet makamlarına ve siyaset kurullarına hakaret ederek restorasyon yapılmaz.
"CUMHURBAŞKANI'NI HEDEF ALAN HER ŞEY..."
Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı makamını hedef alan her şey bizi hedef almıştır. Cumhurbaşkanımızla ilgili öyle bir hava estiriliyor ki meşruiyet tartışması açılmaya çalışılıyor. Bu makamın meşruiyetini tartışma konusu yapmayız. Bir siyasi çözüm bu tablodan çıkacaksa herkes var olan anayasal sürecin dokusuna saygı göstermelidir. Bu anayasal süreçte de hükümet kurma görevini verecek makam cumhurbaşkanlığıdır.
“SİZ NE YAPMAK İSTİYORSUNUZ”
MHP'nin kapıları kapatan bir tutumuyla karşı karşıyayız. MHP'de hep başka partilerin ne yapması gerektiği söyleniyor. Halk bilmek istiyor. Siz ne yapmak istiyorsunuz? Tutumlarını açıkça söylesinler.
Onlar da iç muhasebe yapmak durumundalar.
“HDP SEÇİMİN GALİBİ İLAN ETTİ…”
HDP ise daha vahim bir tablo ortaya koydu. Seçimin galibi ilan ettiler kendilerini. Yüzde 13'le nasıl seçim galibi oldukları tartışılır. Şimdi sınav vaktidir. Sayın Demirtaş'ın bu silahları gömme vaktidir dediğini duydunuz mu? Siz silah için mi oy verdiniz, terörün devamı için mi oy verdiniz seçmenime soruyorum. HDP'ye sorun bunu.
“BİR SANİYE YÖNETİM BOŞLUĞUNA İZİN VERMEYİZ”
HDP’ye oy verenler terörün devamı için mi oy verdiniz? Bütün bu tablo karşısında duruşumuz açıktır. Rövanşist bir söylem geliştirirseniz altında kalırsınız. Bir saniye bile yönetim boşluğuna izin vermeyiz. Hiçbir muhasebeden ve hesaplaşmadan kaçmadık, kaçmayız. Varsa bir hesaplaşma hodri meydan. Millet bu hesabı görür.
“GEÇMİŞTE NE OLURSA OLSUN…”
Önce hesaplaşma sonra helalleşme tabirlerini söyleyenler görsün ki halk yine bizi birinci parti yaptı. Bizim kimseye rövanş nazarıyla bakmamız mümkün değil. Geçmişe aramızda ne olursa olsun bu ülkenin her partisini asli unsuru olarak görürüz konuşuruz. Gelen buyursun gelsin.
“YUMRUKLARINIA ÇSINLAR, SİLAHLARINI BALTALARINI GÖMSÜNLER”
Bizimle koalisyon kurmaya niyet edecek olanlar yumruklarını açsınlar, silahlarını gömsünler, baltalarınızı gömün her şeyi konuşalım, ülkenin geleceğini konuşalım. Yumrukla sahaya çıkılmaz.
"TEK BAŞIMIZA İKTİDAR OLAMAMANIN SANCILARINI BERABER YAŞAYACAĞIZ "
Tek başımıza iktidar olamamanın sancılarını beraber yaşayacağız
Bilin ki bu sancı doğum sancılarıdır
Ne olursa olsun Yeni Türkiye doğacak ve yükselecek
Doğumu geciktirmeden inşallah yeni küresel Türkiye’yi inşa etmeyi bize nasip etsin