Kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında bulunan el yapımı tahta kaşıkçılık, Giresun’un Güce ilçesinin Boncukçukuru köyünde yaşayan 70 yaşındaki Mehmet Çukur tarafından yaşatılmaya çalışılıyor.
İlçenin Boncukçukuru köyündeki evinin önüne kurduğu tezgahında 50 yıldır tahta kaşık üretimine devam eden Mehmet Çukur, eskisi gibi cazibesi kalmasa da dede mesleğini ömrü yettiği sürece devam ettirmek istediğini söyledi.
Teknolojiye inat, hala geleneksel yöntemlerle tahta kaşık yapımını sürdüren Mehmet Çukur, “Bu meslek bana babamdan kaldı, babam da dedemden öğrenmiş yani üç kuşaktır tahta kaşık imalatı yapıyoruz. Eskiden babamla ürettiğimiz kaşıkları, Giresun’un ilçe pazarlarını gezerek satardık. Köyden bir çıktık mı bütün pazarları dolaşıp kaşıkları bitirmeden köye dönmezdik. Şimdi eski cazibesi kalmadı. Sadece süs için sipariş edenler oluyor ama yine de ben ağaç kütüklerini el emeğiyle, keser, eğdi ve bıçak kullanarak bunlara şekil verip kaşık haline getiriyorum. Bu mesleğin yok olmasına gönlüm razı olmuyor” dedi. “Her işin bir ustalığı, her yemeğin bir kaşığı vardır”
En iyi kaşığın hangi ağaçtan yapıldığını ve kaşık çeşitleri hakkında da bilgi veren Çukur, “Metal kaşıklar kullanılsa da hala günümüzde mutfağın vazgeçilmezi olan tahta kaşıkların yerini tutmuyor. Özellikle yörede kepçe dediğimiz büyük tahta kaşığı ile yapılan yemeklerin lezzeti bile başka oluyor. Her şeyden önce araştıranlar tahta kaşığın sağlıklı olduğunu söylüyor. Tahta kaşıklar öyle her ağaçtan yapılmaz, yemeğe bile lezzet katacak ağaçlar bulunur. En iyi kaşık şimşir, orman gülü ağacı ve bizim yörede taraklık ağacı olarak bilinen beşparmak akçaağacı, kavak, dut gibi ağaçlardan yapılmaktadır. Bizde yemek kaşığı, yayılan ayrandan yağ toplama kaşığı, keşkek kepçesi, lahana, ısırgan gibi yemekleri pişirmek için büyük kepçe gibi birçok kaşık çeşit yapmaktayım. Daha ne kadar devam ettiririm bilemem ama üç kuşaktır devam ettirdiğim bu zanaatın ailedeki son temsilcisiyim. Şimdi makinelerde, fabrikasyon tahta kaşık üretimi var ama el işçiliği üretimi işte o biraz ustalık ister. Dolaysıyla her işin bir ustalığı, her yemeğin bir kaşığı vardır” diye konuştu.