YÜKSEK Öğretim Kumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, önümüzdeki dönem için yeni projelerini Hürriyet’e anlattı. Tıp ve hukuk fakültelerine başarı sırası barajı, 11’den az öğrenci kaydı yapılan temel bilimler bölümlerine kontenjan verilmemesi, ön lisansa ise ‘sınavsız geçiş’ ve ‘YGS’ olmak üzere iki ayrı kontenjan getirilmesinin ardından önümüzdeki yıl da mühendislik ve mimarlık bölümleri için başarı sırası barajı getirileceğini belirten Saraç, öğretmenlik formasyon eğitiminin de yeniden değerlendirileceğini belirtti. Başkan Saraç’ın açıklamaları özetle şöyle:
GÜÇLÜ ÜNİVERSİTE
“Bu seneki programımızda, yürüyen lisansüstü bölümlerinin yeterlik açısından gözden geçirilmesi ilk sırada. Son yıllarda iyice çığırından çıkan öğretmenlik formasyonu konusunu da ele alacağız. Önümüzdeki yıl kesin olan, mühendislik ve mimarlık programlarında da tıp ve hukuktaki gibi bir baraj koyacağımızdır. Tarım ve gıda artık dünyada stratejik bir konu. Dolayısı ile ziraat fakültelerini masaya yatıracağız. Su ürünleri programlarında da sorun görünüyor.”
“Her üniversite ‘uluslararası üniversite’ payesini almak istiyor. Bu doğru değil. Üniversiteler arasında ligler oluşturmadan her birinin güçlü yönünü öne çıkararak, devlet üniversitelerimizin bir kısmının bölgesine katkısına odaklanmasını sağlayarak, bir kısmını araştırmaya bir kısmını eğitime yoğunluk vermesi için teşvik ederek üniversiteler arasında farklılıklar, çeşitlilikler oluşturmak istiyoruz. Bunda en büyük partnerimiz Kalkınma Bakanlığı olacak. Kendilerinin de bu projeye samimi ve büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Kalite Kurulu’nun sıhhatli bir şekilde çalışmasını sağlar, üniversitelerde de misyon farklılığına gidebilirsek, YÖK tarihindeki en büyük değişimi ve dönüşümü gerçekleştirmiş oluruz. Yükseköğretimde o zaman bir sıçramaya şahitlik ederiz.”
ADİL BİR SİSTEM
“Sınav sisteminde yapısal bir değişikliğe gitmeden, bir takım iyileştirmelerin yapılması gündemimizde. Bu değişiklikleri de kamuoyu önünde bilimsel ve rasyonel bir zeminde, şeffaf bir süreç içinde gerçekleştireceğiz ve taslağımızı ‘askıya çıkararak’ bilim çevrelerinin görüşlerine de müracaat ettikten sonra alacağımız kararları elbette yeterli bir süre öncesinde kamuoyuna açıklayacağız. Fakat kimse bizden üniversite sınavlarının önemini azaltıcı yapısal kararlar beklemesin. Bu sistem özünde adil bir sistem. Bu sene lisansprogramlarında hoca sayısını belirtme kararımızı ön lisansa da yaygınlaştıracağız ve programların niteliğini gösteren birtakım ilave bilgiler de vereceğiz.”
