Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’ya düzenlediği resmi ziyaret kapsamında başkent Berlin’de onuruna verilen yemeğin ardından konuşma yaptı. İki ülke arasındaki ekonomik iş birliklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Alman firmalarının ülkemizdeki yatırımlarını artırmalarını, faaliyetlerine üretimlerine yeni alanlar ekleyerek genişletmelerini arzu ediyoruz. Kota, vergi yaptırım gibi ticari unsurların siyasi amaçlar doğrultusunda kullanılmasını doğru bulmadığımızı bu noktada belirtmek istiyorum. Bu Hususlarda Almanya ile ortak bir tutum içinde olduğumuzu görmek bizleri memnun ediyor” ifadelerini kullandı.
“TÜRK TOPLUMU 57 YILDIR BU ÜLKENİN KADERİNE ORTAKTIR”
Türkiye-Almanya arasındaki ilişkilerde Almanya’ya yaşayan Türkler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almanya’nın daveti üzerine ilk kez 1961 yılında bu topraklara çalışmaya gelen ve sayıları 3 bucuk milyonu bulan Türk toplumu 57 yıldır bu ülkenin kaderine ortaktır. Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı sonrasında gerçekleştirdiği kalkınma hamlesinde Türkler emekleri ve alın terleri ile büyük bir pay sahibidir. Türkiye olarak insanlarımızın geleceğini burada Almanya’da görüyoruz. Türk toplumunun Alman komşuları ile barış içinde yaşamaları için her türlü teşviki yapıyoruz” dedi.
Alman makamlarının Türk asıllı vatandaşlar konusunda yaptıkları çalışmaları takdir ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Avrupa’nın geleceği ile toplumsal barışını tehdit eden ırkçı yabancı karşıtı ve İslam düşmanı akımlara karşı el birliği ile mücadele edeceğimize inanıyorum” dedi.
“HERHALDE TERÖRİSTLERİ KORUMAK GİBİ BİR GÖREVİMİZ YOK”
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Türkiye’de tutuklanan Alman vatandaşları, Türk gazeteciler, sendikacılar, aydınlar ve siyasetçiler için endişelerini açıklığa kavuşturmak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüyorum ki yanlış bir bilgilendirme var. Bu bilgilendirmeyi düzeltmek benimde Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak görevimdir. Herhalde teröristleri korumak gibi bir görevimiz yok. Eğer benim ülkemde teröre bulaşıyorsa birileri, bu hangi sınıftan olursa olsun, bizim hukukumuz onu cezalandırıyorsa yargı makamları da bunun gereğini yapar. Bu Almanya’da da olsa böyledir, dünyanın bir değişik ülkesinde de olsa böyledir” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği’nin PKK’yı terör örgütü listesine almış olmasına rağmen Almanya’da bu örgüte mensup üyelerin rahatlıkla hareket ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği’nde de terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nın şu anda Almanya’da binlerce mensubu elini kolunu sallayarak dolaşmaktadır. Yeri geldiği zaman terör örgütünün başının posterleriyle beraber Almanya’nın devasa caddelerinde gösteriler yapmaktadır. Halbuki bunlar yasaktır. Peki bunlara niçin müsaade ediliyor?” ifadelerini kullandı.
“SÖZDE GAZETECİ BİR BOŞLUKTAN YARARLANARAK KAÇMIŞ VE ALMANYA’YA SIĞINMIŞTIR”
“Aydınlar deniyor bu aydınların tanımını yapmak lazım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazeteci deniyor, bu gazeteci eğer teröre bulaşmışsa ve Türk yargısı bunu mahkum etmişse, bunu savunabilir miyiz? İşte bunlardan bir tanesi de 5 yıl 10 aya mahkum olan güya sözde gazetecidir sözde gazeteci bir boşluktan yararlanarak kaçmış ve Almanya’ya sığınmıştır, Almanya’ya gelmiştir. Şuanda Almanya’da. Ve kendisi el üstünde tutulmuştur” dedi.
Benzer durumların yaşandığında Türkiye’nin Almanya’ya yardım etmekten çekinmediğini ama Almanya’dan aynı tavrı görmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizden üç tane, beş tane, altı tane gazeteci istediler. Ve bizim buna karşı ne yaptığımızı gayet iyi biliyorlar. Biz onların yaptıklarını yapmadık” şeklinde konuştu.
FETÖ üyesi binlerce kişinin de Almanya’da olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ FETÖ terör örgütü, yüzlerce binlercesi ne yazık ki şuanda Almanya’da elini kolunu sallayarak dolaşıyor. E biz bunları şimdi konuşmayacak mıyız, söylemeyecek miyiz?” ifadelerini kullandı.
Bu akşam bu konulara değinmek gibi bir planının olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Ben aslında bunları bu akşam konuşmak istemezdim. Ama sayın başkan bunları dile getirince ben bunu konuşmak zorunda kaldım. Keşke konuşmaz olaydım halbuki bunları biz gündüz aramızda konuştuk. Tekrar bunları burada konuşmaya gerek yoktu. Çünkü bu sofrayı ben muhabbet sofrası olarak görüyordum ve bir muhabbet sofrasında da bunlar konuşulmazdı” dedi.
(İHA)