Mardin İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne 14 Aralık günü gelen S.Y., kendisiyle aynı durumumda olan HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan annelerden etkilendiğini, 4 yıldır görmediği evladına kavuşmak için yardım talebinde bulundu.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, 16 Aralık günü yaptıkları çalışmayla H.Y. ile zor şartlar altında irtibat kurdu. H.Y.’nin terör örgütü tarafından zorla kaçırıldığını ve alıkonulduğunu kendisi gibi kaçırılan ve yanında bulunan Irak uyruklu C.K.’nin de teslim olmak istediğini güvenlik güçlerine bildirdi. Güvenlik önlemleri alınmasının ardından H.Y ve C.K. saat 13:00 sıralarında güvenli bir bölgede silahlarıyla birlikte teslim alındı.
ANNE VE OĞLUNUN KAVUŞMASINDA DUYGUSAL ANLAR YAŞANDI
Oğlunun teslim olduğunu öğrenen anne S.Y., Mardin İl Emniyet Müdürlüğü’ne gelerek, oğlu H.Y. ile görüştürüldü. Duygusal anların yaşandığı görüşmede konuşan H.Y., terör örgütünün kendisini çok farklı lanse ettiğini, göz boyayarak, beyin yıkama sürecinden sonra kandırılarak götürüldüğünü söyledi. H.Y., örgüte katılım yapmadan önce kendisine söylenenlerle, örgüte kaldıktan sonra gördüklerinin aynı olmadığını, terör örgütü içerisinde kötü muameleye ve psikolojik baskılara maruz kaldığını anlattı. H.Y., terör örgütünün dışarıdan anlatıldığı gibi olmadığını, kandırılarak dağa götürülen gençlerin çok zor günler geçirdiğini, devlet tarafından Suriyenin kuzeyine yapılan harekatlar neticesinde terör örgütü içerisinde çözülmelerin başladığını söyleyen H.Y., kaçmak isteyen birçok arkadaşının olduğunu aktardı. Terör örgütünün sürekli devlet aleyhine propaganda yaparak örgüt mensuplarının teslim olmalarını engellemeye çalıştığını ifade eden H.Y., ancak kendisinin Türk polisine sığındığında hiçbir kötü muameleyle karşılaşmadığını söyledi. H.Y., arkadaşlarının korkmadan örgütten kaçarak devlete teslim olması çağrıda bulundu. H.Y. "Onlarda gelip ailelerine kavuşsunlar yanlış yoldan dönsünler, zararın neresinden dönülürse kardır, burada uykusuzluk, açlık ve sürekli ölüm korkusu yok, yeter artık anneler ağlamasın" dedi.