İstanbul
Küresel talebin Türkiye’nin ihracatında belirleyici rol oynadığını vurgulayan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, "Ekonometrik modelleme yöntemlerinden faydalanarak bir ihracat tahmini hazırladık. Mevcut bulgular ışığında küresel gelir düzeyindeki ivme kaybının, ihracatımızın artış hızında yavaşlamaya yol açtığı görülüyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nden (TİM) yapılan açıklamaya göre, TİM artık geleneksel hale getirdiği "ihracat raporu" serisinde beşinci çalışmayı tamamladı. "İhracat 2023 Raporu" başlığı ile hazırlanan çalışmada, Türkiye’nin 2023 yılı ihracatı 264,7 milyar dolar olarak öngörüldü.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin önsözüyle çevreci bir bakış açısıyla bu yıl sadece dijital ortamda yayımlanan raporda, hem küresel ticareti hem de Türkiye’nin ihracatını etkileyen gelişmelere ve beklentilere yer verildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Gültepe, her yıl düzenli olarak hazırladıkları ihracat raporunda güvenilir kaynaklardan elde edilen verileri bilgiye dönüştürdüklerini ve analizlerle desteklediklerini bildirdi. Gültepe, raporu, ihracatçılar için kapsamlı bir el kitabı olarak gördüklerini vurguladı.
Ekonometrik modellemeye göre ihracat yüzde 4,13 artacak
Raporda bu yılın odağını "küresel büyümede yavaşlama beklentileri ve ihracata etkisi" olarak belirlediklerinin altını çizen Gültepe, "Global büyümede yavaşlamanın ihracatımıza olası yansımalarına odaklandık. Çünkü Türkiye’nin ihracatı global ekonomilerindeki büyümeyle doğrudan ilişkili. Küresel talep ihracatımız açısından belirleyici rol oynuyor. Ekonometrik modelleme yöntemlerinden faydalanarak bir ihracat tahmini hazırladık. Mevcut bulgular ışığında küresel gelir düzeyindeki ivme kaybının, ihracatımızın artış hızında yavaşlamaya yol açtığı görülüyor.
Ekonometrik bulgulara göre bu yıl ihracatımızın yüzde 4,13 artışla 264,7 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz. Bir başka ifade ile Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıldönümünün heyecanını yaşadığımız bu yıl, yaklaşık 265 milyar dolarla yeni bir rekora imza atacağız. Şubat ayındaki depremlerin ihracatımızda 2,6 milyar dolarlık bir kayba neden olduğunu değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Gültepe, yeşil Mutabakat, dijitalleşme, blockchain, yapay zeka ve metaverse teknolojisi gibi yakın gelecekte ticareti etkilemesi beklenen konularla ilgili ayrıntılı çalışmaların da raporda yer aldığını sözlerine ekledi.
Açıklamaya göre, TİM’in "İhracat 2023 Raporu"nda yer alan tespit ve değerlendirmelerden bazıları şu şekilde:
"Türkiye 2022’de hem mal hem de hizmet ihracatında en yüksek yıllık değerlere ulaştı. 2022’de 254,2 milyar dolarlık mal ihracatı, 90,3 milyar dolarlık da hizmet ihracatı gerçekleştirildi. Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı pay yüzde 1,02’ye yükseldi. Türkiye’nin ihracatı son 3 yılda küresel ihracattan hızlı büyüdü. Böyle küresel ihracattan alınan pay en büyük seviyeye çıktı.
2020 yılının 3. çeyreğinden itibaren hem dünya genelinde hem de Türkiye özelinde ihracatta birim değer artışı yaşandı. Küresel ölçekte görülen yüksek enflasyon, Türkiye’nin ihracat birim fiyatlarında yukarı yönlü bir etki oluşturdu. Küresel hizmet ihracatında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin pandemi sonrası dönemde daha hızlı toparlandığı görüldü.
2022’de kimyevi maddeler ve mamulleri 33,5 milyar dolarla en çok ihracata imza atan sektör oldu. Otomotiv 31 milyar dolarla ikinci, hazır giyim ve konfeksiyon 21,2 milyar dolarla üçüncü sırada yer aldı. Türkiye ekonomisi 2022’yi yüzde 5,6’lık bir büyümeyle tamamladı. Büyümeye ihracatın katkısı 2,2 oldu. 2022’de küresel mal ticareti 24,5, küresel hizmet ihracatı ise 7,2 milyar dolara ulaştı. 2023 yılında küresel ticaretin miktar bazında yüzde 1,7 artması bekleniyor. Raporda 2023 yılındaki küresel riskler; jeopolitik, ekonomik, çevresel, sosyal ve teknolojik olmak üzere beş kategoride analiz edildi.
Teknolojik ve çevresel riskler orta ve uzun vadede risk algılamalarının merkezinde yer alıyor. Dolar/TL kurunda yılın ikinci yarısında artış bekleniyor. Türkiye’nin döviz kuru rekabetçiliğinin korunması önem taşıyor. İhracatçıların özellikle gelişmiş ülkelerdeki pazar payları korumaya yönelik geçici adımlar atmalarının orta vadede faydalı olması bekleniyor.
Global talep, Türkiye ihracatının temel belirleyicisi konumunda bulunuyor. Dolayısı ile küresel gelir düzeyi ile ilgili beklenti, öngörü ve senaryolar; ihracatımızın geleceğini doğrudan ilgilendiriyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum konusunda adımların ivedi bir şekilde atılması gerekiyor. Uyum sürecinde yeşil dönüşümün finansmanı kritik önem taşıyor."