Bildirgenin ikinci maddesinde de Türk hükümetinden Irak'taki güçlerini kayıtsız şartsız derhal çekmesi çağrısında bulunuldu. Toplantıda ayrıca, Irak'ta Katar vatandaşlarının kaçırılması ve İran'ın Arap ülkelerinin içişlerine karışmasının da kınandığı belirtildi.
Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin daha önce Türkiye ziyaretinde destek talep etmesi üzerine Peşmerge ve yerel grupların eğitimi için Musul'a bağlı Başika bölgesine gönderilen Türk birliği, 4 Aralık'ta nöbet değişimi yapmış ve 150 askerle yaklaşık 25 tank da bölgeye intikal etmişti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, askeri eğitmenlere yönelik tehditler konusunda istihbarat alındığını açıklamış, bu nedenle bir güç kaydırması yapıldığını bildirmişti. Ancak Irak hükümeti, egemenlik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle birliklerin geri çekilmesinde ısrarcı olmuştu. Türkiye bu gelişme karşısında askeri birliklerini yeniden tanzim etmişti.
Son olarak Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Türkiye'nin, Irak tarafının hassasiyetini dikkate alarak ve DAEŞ'le mücadelenin gerektirdikleriyle uyumlu olacak şekilde, mevcut iletişim kopukluğunun kaynağını teşkil eden koruma kuvvetlerinin Musul vilayetinden intikali için başlayan süreci devam ettireceği bildirilmişti.
ARAP BİRLİĞİ'NDEN İRAN'A KINAMA
Arap Birliği, İran'ın Arap dünyasının içişlerine "müdahale etmesini" kınadı.
Mısır'ın başkenti Kahire'de BAE başkanlığında toplanan Arap Birliği'nin bakanlar düzeyindeki olağanüstü toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Tahran, bölgesel ve uluslararası güvenliği ve barışı tehdit etmekle suçlandı.
Bildiride, "Arap Birliği, uluslararası hukukun, iyi komşuluk prensibinin ihlali olan ve uluslararası ve bölgesel güvenliği, barışı tehdit eden İran'ın Arap dünyasındaki içişlere müdahalesini kınadığını yineliyor" denildi.
Bildiride ayrıca İran'ın güç kullanmaktan ve tehdit söylemlerinden vazgeçmesi, terör ve şiddete teşvike destek vererek Arap halkları arasında fitne çıkarma çabalarına, provokatif eylemlerine ve ihlallerine son vermesi istendi.