ABD’den Türkiye’ye dönen Dr. Şebnem Özdemir, Doç. Dr. Burak Şişman’la cilt kanserine karşı erken tespit sağlayan yapay zeka tabanlı bir sistem geliştirdi. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilen projenin hayata geçmesi için yatırım gerektiğini belirten Özdemir, “Daha başarılı daha kısa sürede daha etkili teşhisler koyulması için bu prototipin umut verici olacağını söyleyebilirim. Makinanın en ufak bir değişimi bile kaçırma gibi bir şansı yok. Yabancı yatırım aldığı takdirde kullanılacağı ilk ülke Türkiye olmayacaksa bu çok haz edeceğim bir nokta olmayacak” dedi.
Her yıl binlerce insanın yakalandığı geç tanısı ile ölümcül olabilen cilt kanserlerinde erken tanı büyük önem taşıyor. Amerika’daki Massachusetts Institute of Technology Yapay Zeka Laboratuvarında araştırma iş birlikçisi olarak çalışan, Türkiye’ye dönüş yapan Dr. Şebnem Özdemir ile Doç. Dr. Burak Şişman cilt kanserinin erken teşhisi için bir cihaz geliştirdi. “Kara bela” olarak nitelendirilen cilt kanserine karşı yapay zeka tabanlı geliştirilen çalışma, teşhiste insan hatasını ortadan kaldırarak derideki renk değişiklikleri ile cilt kanserini erken dönemde tespit etmeyi hedefliyor. İki bilim insanının geliştirdiği “Cilt tarama ve İnceleme Cihazı ile Yöntemi” Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından da tescil edildi. Sistem kapsamında kapsül yardımıyla vücudun üç boyutlu haritasının çıkarılmasının ardından potansiyel riskli bölgeler işaretlenerek uzmana bildirimde bulunuyor. Çalışmanın “derin öğrenme” tabanlı bir cihaz ve yöntem olduğunu belirten Dr. Özdemir, yapay zekanın cilt kanserini tanıması amacıyla eğitildiğini ifade etti, çalışma hakkında bilgi verdi.
“Mevcut cihazları incelediğimizde yetersizliğini gördük”
Deri kanserlerinin tedavisinde erken teşhisin çok büyük önem taşıdığını söyleyen Dr. Şebnem Özdemir, “Aslında bu son dönemde açığa çıkmış olsa da evveliyatı olan bir çalışma, 2016 yılında İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Burak Şişman ile birlikte başvurduğumuz bir patent projesiydi. Cilt kanseri, ciltte meydana gelen lezyonların tespitinde insanın dijital olarak heykelinin oluşturulması, bu heykel üzerinden mevcut lezyonların takip edilmesi, doktorlara lezyonlarda meydana gelebilecek bir değişimi ikinci haritalama esnasında bilgi verecek. Zoomlayacak, 3 boyutlu bir modelini çıkartabilecek bir kapsül üzerinde çalışmıştık. Tabi bunun arkasında 2016’nın teknolojisiyle, matematiksel modellemesiyle iyi bir yapay zeka modeli tasarlanmıştı. O dönemde başlayıp yaklaşık 2-3 yıl kadar üzerinde çalıştığımız. Ve belli bir aşamaya getirdiğimiz bir prototipten bahsedebiliriz. 2016 için söylüyorum mevcut cihazları incelediğimizde yetersizliğini gördük ve barkod okuyucu tadındaki bu cihazlar insanın özellikle mahrem bölgelerinde meydana gelen cilt lezyonlarını ortaya çıkarmamalarına neden oluyordu. Biz burada aslında kişinin mahremiyetini de bozmayacak şekilde ama ciddi bir zoomlama üzerinden bir kapsül sistemi üzerinde çalıştık. O dönem için kapsül tadındaki, ilk cihazdı” dedi.
“Temel hedefimiz insan hatasını ortadan kaldırmak”
Çalışmayla teşhiste insan hatasını ortadan kaldırmayı hedeflediklerini ifade eden Özdemir, “Şuan prototip demek daha doğru olacak. Çünkü cihazın kendisinden ziyade arka taraftaki matematiksel modeli çok kıymetli. Görüntünün çok daha net bir şekilde alınması, görüntüdeki değişimlerin çok daha net bir şekilde uzmanın önüne konulması önemli bir problem. Bunun bir cihazın içerisindeki bir düşünme birimi; bir yapay zeka olarak sunulması asıl kıymetli olan tarafı. Bizim buradaki temel hedefimiz insan hatasını ortadan kaldırmak. Aslında doktorun kendi mesleğini daha kaliteli bir şekilde icra edebilmesi, sonuçta cilt lezyonunda meydana gelebilecek olan bir değişimi doktor uzmanlığı ölçüsünde görebilir, gözlemleyebilir. Hatta o günkü yaşadığı strese göre göremeyebilir de, makinanın en ufak bir değişimi bile kaçırma gibi bir şansı yok. Dolayısıyla makinanın bu noktadaki gücünden faydalanıyor olacağız. Daha başarılı daha kısa sürede daha etkili teşhisler koyulması için bu prototipin umut verici olacağını söyleyebilirim” şeklinde konuştu.
“Temel hedefim bir şey geliştirilecekse bu ülke için olmalı”
Sistemin nasıl işlediğine ilişkin bilgi veren Özdemir, “Cihazda ilk mantık; sizin dijital heykelinizin oluşturulması üzerine kurulu, bir sonraki durumda aynı dijital heykel üzerinden bir önceki lezyonun durumu kontrol edilecek. Yani milimetrenin binde biri kadar bir değişim olsa bile arka taraftaki matematik model bunu tespit edebilecek bir güce sahip. Bu açıdan değerlendirdiğimizde hem erken teşhis hem de mevcut bir aşamaya gelmiş bir durumun çok daha netlikle ortaya çıkarılmasını sağlayacak. Doktora sonrası çalışmalarımı Amerika’da gerçekleştirdim. Ülkem benim için önemli olduğu için geri döndüm. Ben bu ülkede büyüdüm, çocuklarımın da bu ülkede büyümesini istiyorum. Arka plandaki matematiksel model, belirli ölçülerde hazır vaziyette sadece biraz daha eğitilmeye ihtiyacı var. Doğru bir yatırımcı desteği ve anlaşmalarla birlikte ben bu cihazın 6 ay içerisinde en azından belli bir aşamada bir beta sürümüyle yer bulabileceğine inanıyorum. Yabancı bazı şirketlerden mailler almaya başladım. Şu anda yabancı yatırımcıyla çalışmayı düşünmüyorum. Temel hedefim bir şey geliştirilecekse bu ülke için olmalı. Buradan dışarı çıkılarak ticari anlamda bir değer kazanmalı. Yabancı yatırım aldığı takdirde kullanılacağı ilk ülke Türkiye olmayacaksa bu da benim çok haz edeceğim bir nokta olmayacak” ifadelerini kullandı.
Her yıl binlerce insanın yakalandığı geç tanısı ile ölümcül olabilen cilt kanserlerinde erken tanı büyük önem taşıyor. Amerika’daki Massachusetts Institute of Technology Yapay Zeka Laboratuvarında araştırma iş birlikçisi olarak çalışan, Türkiye’ye dönüş yapan Dr. Şebnem Özdemir ile Doç. Dr. Burak Şişman cilt kanserinin erken teşhisi için bir cihaz geliştirdi. “Kara bela” olarak nitelendirilen cilt kanserine karşı yapay zeka tabanlı geliştirilen çalışma, teşhiste insan hatasını ortadan kaldırarak derideki renk değişiklikleri ile cilt kanserini erken dönemde tespit etmeyi hedefliyor. İki bilim insanının geliştirdiği “Cilt tarama ve İnceleme Cihazı ile Yöntemi” Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından da tescil edildi. Sistem kapsamında kapsül yardımıyla vücudun üç boyutlu haritasının çıkarılmasının ardından potansiyel riskli bölgeler işaretlenerek uzmana bildirimde bulunuyor. Çalışmanın “derin öğrenme” tabanlı bir cihaz ve yöntem olduğunu belirten Dr. Özdemir, yapay zekanın cilt kanserini tanıması amacıyla eğitildiğini ifade etti, çalışma hakkında bilgi verdi.
“Mevcut cihazları incelediğimizde yetersizliğini gördük”
Deri kanserlerinin tedavisinde erken teşhisin çok büyük önem taşıdığını söyleyen Dr. Şebnem Özdemir, “Aslında bu son dönemde açığa çıkmış olsa da evveliyatı olan bir çalışma, 2016 yılında İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Burak Şişman ile birlikte başvurduğumuz bir patent projesiydi. Cilt kanseri, ciltte meydana gelen lezyonların tespitinde insanın dijital olarak heykelinin oluşturulması, bu heykel üzerinden mevcut lezyonların takip edilmesi, doktorlara lezyonlarda meydana gelebilecek bir değişimi ikinci haritalama esnasında bilgi verecek. Zoomlayacak, 3 boyutlu bir modelini çıkartabilecek bir kapsül üzerinde çalışmıştık. Tabi bunun arkasında 2016’nın teknolojisiyle, matematiksel modellemesiyle iyi bir yapay zeka modeli tasarlanmıştı. O dönemde başlayıp yaklaşık 2-3 yıl kadar üzerinde çalıştığımız. Ve belli bir aşamaya getirdiğimiz bir prototipten bahsedebiliriz. 2016 için söylüyorum mevcut cihazları incelediğimizde yetersizliğini gördük ve barkod okuyucu tadındaki bu cihazlar insanın özellikle mahrem bölgelerinde meydana gelen cilt lezyonlarını ortaya çıkarmamalarına neden oluyordu. Biz burada aslında kişinin mahremiyetini de bozmayacak şekilde ama ciddi bir zoomlama üzerinden bir kapsül sistemi üzerinde çalıştık. O dönem için kapsül tadındaki, ilk cihazdı” dedi.
“Temel hedefimiz insan hatasını ortadan kaldırmak”
Çalışmayla teşhiste insan hatasını ortadan kaldırmayı hedeflediklerini ifade eden Özdemir, “Şuan prototip demek daha doğru olacak. Çünkü cihazın kendisinden ziyade arka taraftaki matematiksel modeli çok kıymetli. Görüntünün çok daha net bir şekilde alınması, görüntüdeki değişimlerin çok daha net bir şekilde uzmanın önüne konulması önemli bir problem. Bunun bir cihazın içerisindeki bir düşünme birimi; bir yapay zeka olarak sunulması asıl kıymetli olan tarafı. Bizim buradaki temel hedefimiz insan hatasını ortadan kaldırmak. Aslında doktorun kendi mesleğini daha kaliteli bir şekilde icra edebilmesi, sonuçta cilt lezyonunda meydana gelebilecek olan bir değişimi doktor uzmanlığı ölçüsünde görebilir, gözlemleyebilir. Hatta o günkü yaşadığı strese göre göremeyebilir de, makinanın en ufak bir değişimi bile kaçırma gibi bir şansı yok. Dolayısıyla makinanın bu noktadaki gücünden faydalanıyor olacağız. Daha başarılı daha kısa sürede daha etkili teşhisler koyulması için bu prototipin umut verici olacağını söyleyebilirim” şeklinde konuştu.
“Temel hedefim bir şey geliştirilecekse bu ülke için olmalı”
Sistemin nasıl işlediğine ilişkin bilgi veren Özdemir, “Cihazda ilk mantık; sizin dijital heykelinizin oluşturulması üzerine kurulu, bir sonraki durumda aynı dijital heykel üzerinden bir önceki lezyonun durumu kontrol edilecek. Yani milimetrenin binde biri kadar bir değişim olsa bile arka taraftaki matematik model bunu tespit edebilecek bir güce sahip. Bu açıdan değerlendirdiğimizde hem erken teşhis hem de mevcut bir aşamaya gelmiş bir durumun çok daha netlikle ortaya çıkarılmasını sağlayacak. Doktora sonrası çalışmalarımı Amerika’da gerçekleştirdim. Ülkem benim için önemli olduğu için geri döndüm. Ben bu ülkede büyüdüm, çocuklarımın da bu ülkede büyümesini istiyorum. Arka plandaki matematiksel model, belirli ölçülerde hazır vaziyette sadece biraz daha eğitilmeye ihtiyacı var. Doğru bir yatırımcı desteği ve anlaşmalarla birlikte ben bu cihazın 6 ay içerisinde en azından belli bir aşamada bir beta sürümüyle yer bulabileceğine inanıyorum. Yabancı bazı şirketlerden mailler almaya başladım. Şu anda yabancı yatırımcıyla çalışmayı düşünmüyorum. Temel hedefim bir şey geliştirilecekse bu ülke için olmalı. Buradan dışarı çıkılarak ticari anlamda bir değer kazanmalı. Yabancı yatırım aldığı takdirde kullanılacağı ilk ülke Türkiye olmayacaksa bu da benim çok haz edeceğim bir nokta olmayacak” ifadelerini kullandı.