Sakarya
Sakarya'nın Sapanca ilçesindeki Uludağ Ekonomi Zirvesi'ne katılan Sığın, AA muhabirine, derneğin, dünyadaki en büyük beyaz eşya sanayicileri dernekleri arasında yer aldığını söyledi.
"Türkiye, beyaz eşya sektöründe dünyadaki en büyük üretim kapasitesine sahip ikinci ülke. Çin'den sonra geliyor ve yaklaşık 36 milyon parçalık bir kapasitesi var." diyen Sığın, bu kapasitenin Avrupa ile mukayese edildiğinde oldukça yüksek olduğunu kaydetti.
Sektörün ihracata ve iç pazardaki tüketimine dair bilgiler paylaşan Sığın, "Türkiye'deki üretimin yaklaşık dörtte üçünün ihracata ayrıldığını söyleyebiliriz. Elbette bu sanayinin, endüstri grubunun çok güçlü olmasının altında, Türkiye'nin çok sağlam sözleşmelerle gümrük birliğiyle Avrupa'ya bağlı olması ve temel altyapıyla demir yolu, limanlar ve diğer ulaşım yollarıyla bağlı olmasında yatıyor. Dolayısıyla Avrupa ve çevre ülkeler, Türkiye beyaz eşya sanayicileri için çok büyük bir pazar." şeklinde konuştu.
Sığın, bu endüstrinin Türkiye'deki büyüklüğünün bir nedeninin de sektördeki girişimcilerin atak ve istekli olmasından kaynaklandığına işaret ederek, Türkiye'nin, özellikle beyaz eşya konusunda oldukça büyük grupların hem üretim hem de AR-GE açısından önemli bir merkezi haline geldiğini dile getirdi.
Bu durumun gelişerek artacağını öngördüğünü anlatan Sığın, "Beyaz eşya veya ev aletleri üretimi, oldukça büyük yatırımlar gerektiren bir üretim şekli. Dolayısıyla yarattıkları istihdam da çok kalıcı oluyor. Türkiye'de sadece BSH'nin direkt olarak yarattığı 9 bin istihdamı var. Dolaylı olarak yarattığı istihdamı ilk aşamada 40-45 bin olarak tahmin ediyoruz. Türkiye'deki üretim ayak izinin büyümesi ve ihracat kapasitesinin artması, etraftaki pazarlara daha çok dış satım yapılması elbette Türkiye'deki istihdamı çok olumlu etkileyecektir. Bu endüstri, çok kalıcı istihdamlar yaratıyor." ifadelerini kullandı.
"Bütün ürünlerimiz dijital ağa, şebekeye bağlanabilir olacak"
Sığın, ev aletlerindeki dijital kullanıma değinerek, tüketicilerin dijital kullanımda oldukça ileride olduğunu belirtti.
Tüketicinin sosyal medya ve dijital farkındalığının yüksek olduğunu aktaran Sığın, şöyle devam etti:
"Tüketiciler, hayatlarında yer verdikleri tüm cihazlarda bir dijital ara yüz, bağlanabilirlik olmasını talep ediyor. Bunu talep ederken de fonksiyonel olmasını, hayatında bazı kolaylıklar yaratmasını da istiyor. Bu da özellikle üretici firmaların çok ilgisini çekiyor çünkü tüketici sürekli gençleşiyor, hane sayısı artıyor, daha küçük haneler kuruluyor. Daha genç tüketici kitlesi bu cihazları kullanır hale geliyor. Biz de AR-GE'mizi bu alanda seferber ederek buna karşılık vermeye çalışıyoruz.
Özellikle BSH olarak ürün gamımızda bağlanabilir olan cihazların oranı şu anda oldukça yüksek, birkaç sene içerisinde yüzde 100'e varacak. Bütün ürünlerimiz dijital ağa, şebekeye bağlanabilir olacak, dijital ara yüzlere sahip olacak. Tüketiciler de gerek enerji verimliliği gerek kaynak verimliliği gerekse yemek tarifleri ya da ihtiyaç olan malzemeleri sipariş edebilmek için bu ara yüzleri kullanabilecekler. Şu anda bu konuda çok hızlı bir ilerleyiş var."
"BSH olarak 2020 senesinden beri karbon nötrüz"
"Tek dünya ortak gelecek" söylemini hatırlatan Sığın, ticari, mali ya da coğrafi sınırlar nasıl çizilirse çizilsin, gezegenin bir sınırının olmadığını, atmosferin tek, denizlerin tek ve hepsinin birbirine bağlı olduğunu söyledi.
Sığın, BSH olarak uzun yıllardır bunun farkında olarak, kanuni gereklilikler olmadan önce de enerji ve kaynak verimliliği konusunda derin çalışmalar yaptıklarını anlattı.
Ürünlerini sürekli geliştirmeye, piyasa standartlarının ötesine koymaya çalıştıklarını vurgulayan Sığın, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim esas maksadımız; bu dünyayı daha yaşanılabilir bir yer kılmak ve insanların yaşam standardını yükseltmek. Dolayısıyla tükettiğimiz suyun daha temiz olmasını sağlamak, daha az kaynak tüketmek, dünyadaki karbon ayak izi salınımını iyice azaltmak bizim tüm dünyaya örnek olmaya çalıştığımız bir alan. BSH olarak 2020 senesinden beri karbon nötrüz. Burada kalmadık, 2030 senesinde net sıfıra gelmek istiyoruz. Yani tükettiğimiz enerji kaynakları ve diğer enerji imkanları üzerinden ortama saldığımız karbondioksit miktarı kadar karbondioksiti atmosferden toplayacak projelere yatırım yapıyoruz. Dolayısıyla 2030 senesine geldiğimizde BSH'nin atmosferde bir karbon ayak izi olmayacak. Bu büyük bir kararlılık."
Bu yönde yoğun şekilde çalıştıklarını aktaran Sığın, "2030'a gidene kadar önümüzdeki süreçte yüzde 15 enerji tasarruf etmemiz gerekiyor. Neredeyse 7 senede 1 sene tasarruf etmek gibi bir istatistik bu ama biz kararlılıkla bunu da gerçekleştireceğiz çünkü temiz hava, iyi bir ortam tüm insanların hakkı." dedi.