Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Çin Uluslararası Ticareti Destekleme Konseyi (CCPIT) iş birliğiyle gerçekleştirilen Türkiye-Çin İş Konferansı’nda, iki ülke iş dünyasının önde gelen isimleri ‘Dijital Dönüşüm ve Geleceği Tasarlamak’ teması ile İstanbul’da bir araya geldi. Türkiye - Çin İş Konferansı (TCBC), DEİK tarafından Türkiye ile Çin arasındaki uzun süredir devam eden ilişkilerin güçlenmesine ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunması amacıyla düzenlendi. Türkiye ve Çin’de dijitalleşme alanındaki iş yapma tecrübelerinin aktarıldığı konferansta; iki ülke arasındaki iş birliği fırsatları, başarı öyküleri ve dijital dönüşümün geleceği gibi konular ele alındı. Konferansta aynı zamanda, CCPIT ile DEİK arasında, Pekin’de gerçekleştirilecek 1. Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı’na (CISCE) desteği ve işbirliklerinin arttırılmasını vurgulayan bir Mutabakat Zaptı (MoU) imzalandı. ‘‘İşbirliklerimizi stratejik ortaklık olarak bir üst seviyeye çıkarmamız gerekiyor’’
İki ülke arasındaki tarihi ilişkilere değinen Çin Büyükelçisi Dr. İsmail Hakkı Musa, ‘‘Dijital dönüşüm ve geleceği tasarlamak temasıyla gerçekleştirdiğimiz etkinlik birçok uzmanı bir araya getirdi. Tarihe baktığımızda Türkler ile Çinliler arasındaki münasebetler asırlar öncesine dayanıyor. İstanbul’dan kalkan kervan Çin’in başkentine bin 500’lü yıllardan beri gitmeye başladı. Atalarımız çok değerli şekilde etkileşim kurardı. Türkiye - Çin arasındaki ticaret son yıllarda ivme kazandı. Diplomatik temaslar ve ziyaretlerle ikili ilişkiler korundu. Stratejik işbirliğinden kapsamlı stratejik işbirliği hedefine yönelik çalışmalarımız sürüyor. İlişkilerimiz güçleniyor ve büyüyor. Tarihi İpek Yolu dijital İpek Yolu’na evriliyor ve halklarımıza yansıyor. Çin ile yeni ortaklıklar tesis ettik ve etmeye devam edeceğiz. Geçmişten aldığımız ilhamla geleceğe kararlı adımlarla ilerliyoruz. Ticari faaliyetlerimizde mevcut faaliyetlerimiz potansiyelimizin altında. İki ülke arasındaki ticaret hacmi son 20 yılda 40 kat arttı. Dış ticaret açığımızda yükseliyor. Dengeyi gözetmemiz gerekiyor. Atacağımız adımlar ile bu dengeyi sağlayacağız. İki ülke sahip olduğu siyasi iktidar ile birlikte refah ve kalkınma yolunda ilerleyen sayılı ülkeler arasında. Bugüne kadar yapılan işbirliklerini stratejik ortaklık olarak bir üst seviyeye çıkarmamız gerekiyor’’ dedi. ‘‘Ticaret hacmimizi her alanda geliştirmek için çalışmalıyız’’
Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin şöyle konuştu: "Günümüz dünyası küresel ekonomi açısından büyük değişimler yaşıyor. Korumacılık, tek taraflılık, soğuk savaş, resesyon ve enflasyon gibi pek çok gelişme yaşanıyor. Ülkeler yeni döneme dair tercih sürecindeler. Biz de ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerimizi geliştirmek için bir aradayız. Bugüne kadar tarihi İpek Yolu üzerinde bağlarımızı koruduk ve artık ikili ilişkilerimizi daha da canlandırabiliriz. Yarım asırlık diplomatik ilişkilerimiz, devlet başkanlarımızın önderliğinde atılan somut adımlarla yeni başarıları beraberinde getiriyor. Özellikle geçmişten dersler almalıyız. Ülkelerimiz arasında zorluklardan ziyade esasında fırsatlar çok daha fazla. Çin’in 20. Ulusal Kongre’sinde ülkemizin geleceği için bir vizyon ortaya koyduk. Türkiye Cumhuriyeti’nin Yeni Yüzyıl vizyonu ortada. Dolayısıyla ikili ilişkilerimizi ve ticaret hacmimizi her alanda geliştirmek için çalışmalıyız, büyük bir fırsat söz konusu. Geleceğe dönük bir bakış açısıyla dijital ekonomi ve dijital dönüşüm alanlarında geleceği birlikte tasarlayabiliriz." "İkili ticari ilişkilerimizi dengeli olarak artırmak değerli"
DEİK Başkanı Nail Olpak ise iki ülke arasındaki işbirlikleriyle ilgili olarak, ‘‘Türkiye ile Çin arasındaki ikili ticari ilişkilerimize baktığımızda 2022 yılında Çin’den ithalatımız 41,4 milyar dolar iken ihracatımız sadece 3,3 milyar dolar. İkili ticaret hacmimizi karşılıklı olarak artırırken bunun dengeli bir şekilde artırılması da en az o kadar değerli. Çin ile ilişkilerimiz sadece ticaret düzeyinde değil. İki ülke arasında karşılıklı olarak hem kendi ülkelerimizde hem de üçüncü ülkelerde iş birliği imkanları için çalışıyoruz. İhracatımızı çeşitlendirmenin yanı sıra Çinli firmaların ülkemizde tüm sektörlerde özellikle katma değeri yüksek alanlarda daha çok yatırım yapmalarını arzu ettiğimizi her fırsatta yineliyoruz. Türk ve Çinli şirketler arasında kurulacak ortaklıkların da bu gelişime ivme kazandıracağını düşünüyoruz’’ ifadelerini kullandı.