Uludağ Üniversitesi Ekonometri Topluluğu ve TOBB Bursa GGK’nın ortaklaşa düzenlediği U.Ü Ekonomi Zirvesi, U.Ü Mete Cengiz Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. “Zirvedekilerle zirvedeyiz” sloganıyla işadamı, yatırımcı ve ekonomi gazetecilerinin öğrencilerle buluştuğu 2 gün süren zirvenin son gününde, yoderatörlüğünü Türkiye’de Forex Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Müge Yücer Yıldız’ın yaptığı ‘Enerji savaşları ve İklim Değişikliği’ konulu oturum yapıldı. Oturumda BTSO Enerji Konseyi Başkanı ve Anadolu Sanayici İşadamları Derneği (ANASİAD) Genel Başkan Yardımcısı Erol Dağlıoğlu ile Ekonomist Erkan Öz orta vadede bitmesi öngörülen petrol ve Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı hakkındaki görüşlerini öğrencilerle paylaştılar ve önemli tavsiyelerde bulundular.
Konuşmasında enerjisi olan ülkelerin büyük kısmının kendilerini koruyacak orduları dahi olmadığına dikkat çeken Erol Dağlıoğlu, Suudi Arabistan ve Yemen gibi petrol zengini ülkelerin korunmak için dış güçlere ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Bir tek Rusya’nın dış güçlerin korumasına ihtiyacı bulunmuyor. Ciddi ordusu var, teknolojisi de var ve zengin enerji kaynaklarına sahiptir” dedi.
Dağlıoğlu, Rusya dışındaki ülkelerin para ve teknolojiye sahip olan ülkeler tarafından yönlendirildiklerini, bu ülkelerin Rusya’yı da baskı altında tutmak için çaba harcadıklarını vurguladı.
Yakın bir gelecekte bilinen enerji kaynaklarının önemini yitireceğini söyleyen Erol Dağlıoğlu, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynakların ön plana çıkacağını, en çok da hidrojen enerjisinin gündemde olacağının altını çizdi. Gelecekte enerjiye sahip olmak isteyen ülkelerin öncelikle teknolojiye sahip olmaları gerektiğine vurgu yapan Dağlıoğlu, bugüne kadar Türkiye’nin hep bir adım geriden gitmek zorunda kaldığını, bunun nedeninin de kendi teknolojisini geliştirmemesi olduğunu söyledi. Türkiye’nin kendi teknolojisini geliştiremediği sürece bir adım geride kalmaya devam edeceğine vurgu yapan Dağlıoğlu, “Güneş ve rüzgârımız olacak ama enerjiye dönüştürmek için yine dışa bağımlı kalacağız. Mesela Almanya’nın en çok güneş gören yeri, Türkiye’nin en az güneş gören yerinden daha az güneş alıyor. Ama Almanya dünyanın İspanya’dan sonra en çok güneş enerjisi üreten ülkesidir. Almanlar bu güce teknoloji ile sahip oldular” dedi.
Dağlıoğlu, özellikle hidrojen enerjisine sahip olabilmenin tek yolunun teknoloji sahibi olmaktan geçtiğine vurgu yaparak, “Teknolojiye sahip olamazsak kendimizi kandırmaya devam edeceğiz. Hidrojenle enerji elde etmek varken, nükleer santrallerle uğraşacağız” dedi.
Rusya ile yaşanan uçak düşürme krizinden sonra gündemden düşmeyen iki ülke arasındaki enerji ilişkisini de değerlendiren Erol Dağlıoğlu, Türkiye’nin enerjiye, Rusya’nın da pazara ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Muhtemel anlaşmazlıkta Rusya’nın doğalgazı kesmesinin sadece ısınma olmadığına da vurgu yapan Dağlıoğlu, “Doğalgaz kesintisinde üşümek ikinci planda. Daha önemli olan ise karanlıkta kalacak olmamızdır. Çünkü Türkiye elektrik enerjisinin yüzde 45’ini doğalgazdan üretiyor. Doğalgazın önemli bölümünü Rusya’dan alıyoruz. Yani doğalgaz olmazsa Türkiye sadece üşümez. Hem karanlıkta kalır hem de üretim yapamaz duruma gelir. Bu yüzden, enerji çeşitliliğini arttırmak büyük önem arz ediyor” dedi.
