Türkiye geneli son yılların en yağışlı Nisan-Mayıs ve Haziran ayını yaşarken, Nisan ayına kadar yüzde 40’a varan yağış azlığı sonrası Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yüzde 100’lerin üzerinde bir yağış artışı yaşandığı açıklandı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Uzaktan Algılama, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Ceyhun Özçelik, tabiatın kendini bir şekilde dengelediğini belirtirken, bundan sonraki yıllarda ekstrem hava olaylarının görülmesinin normal olduğunu, başka büyükşehir gibi kentlerde herkesin ani su baskını ve sel gibi olaylara hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti. “İklim değişikliğinin etkisi ile yağış rejimi de değişti”
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Uzaktan Algılama, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Haziran ayının ortalarına rağmen yağışlı havanın devam ettiğini söyledi. Özçelik, “Eylül ayının başından Nisan ayının ortalarına kadar ciddi bir kuraklık söz konusuydu. Şu anda da şiddetli yağışların yaşandığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Haziran ayının ortalarına gelmemize rağmen hemen hemen ülke genelinde çok ciddi şiddetli yağışlar ile karşı karşıyayız. Muğla deniz ve güneş turizminin yaşandığı ülkemizin önde gelen turistik destinasyonlarından biri. Haziran ayının ortasında hala güneşli günlerin özlemini çekiyoruz. Bu bölge bu hava şartlarına aşina değil. Daha önce dile getirmiştik. İklim değişikliğinin etkilerine bağlı olarak yağış rejiminde de bir değişim söz konusuydu. Bu değişimden kaynaklı olarak ülke genelinde ciddi yağış ve hava aktivitelerinde sapmalar gözleyebiliyoruz” dedi. “Aşırı yağıştan kaynaklı bitki köklerinde çürüme olabilir”
Haziran ayında devam eden yağışların tarımsal faaliyetlere ve etkisinin olabileceğini belirten Doç. Dr. Özçelik, “Özellikle büyükşehirlerimiz ve kentlerimiz eklim değişikliğinin etkilerine karşı hazırlıklı olmaları gerektiğini sürekli söylüyoruz. Bunların en başında taşkın etkileri meydana gelebiliyor. Özellikle doğal drenaj hatlarının kentsel dokuyu kestiği noktalarda taşkın etkileri büyükşehirlerde olağan yaşamı olumsuz etkileyebiliyor. Diğer taraftan tarımsal etkileri de söz konusu. Fazla yağış bir miktar tarımsal faaliyetlerimizi, yer altı su kaynaklarını besleyerek pozitif yönde etkilese de aşırı yağıştan kaynaklı bitki köklerinde çürüme ve erozyonu beraberinde getiriyor. Bu sapmalar çoğu zaman çift taraflı oluyor. Bir tarafta yağış eksikliği, bir tarafta yağış fazlalığı. Önümüzdeki günlerde tabi bu bölge orman yangınlarına müsait bir bölge. Toplam yağışın mevsim normallerine erişmesi sonrasında da yüksek sıcaklıklar ile beraberinde bu bölgedeki nem azlığı ile değerlendirildiğinde orman yangınları için de müsait bir ortam oluşturacağını düşünüyorum” diye konuştu.