Kurumun kararına göre, başvurucu, savaş gerekçesiyle Bulgaristan'dan Türkiye'ye göçen bir annenin evladı olarak 1997'de dünyaya geldi. Babası Bulgaristan'da vefat eden, doğumu sırasında da annesi Türk vatandaşı olmayan başvurucu, bu sebeple vatandaşlık kazanamadı. Türkiye'de doğduğundan Bulgaristan vatandaşlığına da kaydedilmeyen başvurucu, annesinin 2001'de vatandaşlık kazanmasına rağmen Türk vatandaşlığına geçirilmedi. Vatandaşlık elde etmek için çok sayıda başvuruda bulunan kişi, ilkokul hayatını geçici kimlik belgesiyle tamamladı, lise döneminde ise e-okul sistemine kaydı yapılamadığı için mağduriyet yaşadı.
KDK'nin kararında, ilgili mevzuat hükümleri kapsamında doğum yeri esasına göre Türkiye'de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan başvuranın, Türk vatandaşı olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edildi. Başvurucunun babasının hayatını kaybetmiş olması kapsamında idarece gerekli araştırmanın yapılmadığına işaret edilen kararda, Türk Vatandaşlığı Kanununda "Başvuru belgelerinin temin edilememesi" başlıklı 39'uncu madde gereğince de Türkiye'de doğan, yaklaşık 24 yıldır Türkiye'de "vatansız" durumda yaşayan ve annesi Türk vatandaşı olan başvuranın mağduriyetini gidermek adına gerekli inceleme ve araştırmanın idarece yapılmasının/yaptırılmasının mümkün olduğu belirtildi. Temin edilemeyen belgenin istenmemesi yolunda Bakanlıkça da talimat verilebileceği bildirilen kararda, ana veya babadan birinin ölmüş olması halinde çocuğun, Türk vatandaşlığını kazanan ana veya babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanacağı kaydedildi.
Konuyla ilgili dava sürecinin de işin esasına etkili olmadığı hatırlatılan kararda, "Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre başvuranın ilgili yönetmeliğin 'Türk vatandaşlığının genel olarak kazanılması' başlıklı 15'inci maddesi kapsamında Türk vatandaşlığını kazanabilecek durumda olduğu anlaşılmıştır." ifadesine yer verildi.