Tatlıoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, ülkelerin prestiji ile ülkelere ait verilerin güvenirliği arasında korelasyon olduğunu söyledi.
Tatlıoğlu, "2016 yılında milli gelir hesaplarının değişmesiyle bilimsel realite ve gerçeği aktarmaktan ziyade bir algı oluşturma üzerine kurulan veri açıklama süreci söz konusu. Biz bunu çok yanlış buluyoruz. Bizzat yürütmenin başındaki Sayın Erdoğan'ı ve ilgili yetkilileri bu konuda ciddiyete davet ediyoruz." diye konuştu.
Gelinen durumu, "üzüntüyü aşmış, bir komiklik duyarlılığı içerisinde değerlendirdiklerini" belirten Tatlıoğlu, "Nüfusumuz artıyor ama çalışma nüfusu azalıyor. Siz hızla yolda yürüyorsunuz ama siz gittikçe yol uzuyor. Bunun başka anlamı yok. Bu çok yanlış. Bu konunun, siyasi sorumluluğun üzerinde devlet sorumluluğu içerisinde ele alınması gerekir. Bu devletin prestijini yakından ilgilendiriyor." ifadelerini kullandı.
Tatlıoğlu, Türkiye'nin ekonomik verilerine ilişkin sorunların, IMF, Dünya Bankası ve akademik camiada tartışılması durumunda, ülkenin ciddi prestij kaybına uğrayacağını savundu.
Kamu kurumlarınca açıklanan veri güvenirliğinin aşındığını, bu nedenle de bazı özel kuruluşların veri işine giriştiklerini öne süren Tatlıoğlu, "Türkiye'nin bu konuda ciddi bir birikimi var. TÜİK ve Strateji Başkanlığının bu birikim üzerinden ciddiyetle harekete geçmesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Tatlıoğlu, Kovit-19 salgını sürecinde tarımın stratejik öneminin ortaya çıktığına işaret ederek, ancak sektöre yönelik alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu da iddia etti.