Deniz veya okyanus tabanlarındaki deprem, meteor çarpması, volkan patlaması ya da büyük heyelanların yol açtığı, düşey yer değiştirmeler gibi tektonik olaylar sonucu oluşan tsunami dalgaları, kıyılara yaklaştıkça hızları ve yükseklikleri artarak kıyılarda büyük yıkıma ve can kaybına yol açabiliyor ve büyük ölçekli afetlere neden olabiliyor. Bu kapsamda tüm dünyayı etkileyen tsunami konusunda farkındalık oluşturmak için her yıl 5 Kasım’da gerçekleştirilen "Dünya Tsunami Farkındalık Günü" Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) düzenlenen basın toplantısıyla ele alındı.
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, yurt dışındaki insanı yardımların yanı sıra afetler konusunda çok ciddi çalışmaların yürütüldüğünü belirtti. Türkiye’nin tsunamiden Japonya kadar yoğun bir şekilde etkilenmeyeceğini ifade eden Güllüoğlu, buna rağmen tsunaminin deniz kıyısındaki ülkeleri bir şekilde etkileme potansiyeline sahip olduğunu dile getirdi. Bugüne kadar 250 binden fazla insanın tsunamiden etkilendiğini aktaran Güllüoğlu, denizin şehri yuttuğunu, görüntülerin adeta kıyamet gibi olduğunu ifade etti.
"DAHA AKTİF BİR AFET EĞİTİMİ PLANLAMASI YAPIYORUZ"
Türkiye’nin bir deprem ve afet ülkesi olduğunu ifade eden Güllüoğlu, "Bunu toplumun her kesimine duyuruyor olmamız lazım, her bir fırsatta duyuruyor olmamız lazım. Bazen konuları parça parça konuşuyor olsak da, kentsel dönüşümü, 17 Ağustos depreminin yıldönümünü ya da farklı projeleri konuşuyor olsak da en nihayetinde biz bulunduğumuz coğrafyanın bir afet coğrafyası olduğunu, o yüzden de binalarımızın sağlam olması gerektiğini, alt yapının sağlam olması gerektiğini, yöneticisinden çocuğuna her bir bireye afetlerle nasıl yaşanması gerektiğini, güvenli yaşamın nasıl olması gerektiğini anlatmamız lazım. Bunu bir kültüre çevirmemiz lazım" şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan protokole değinen Güllüoğlu, okullardaki afet eğitimini daha iyi şekillendirmek amacıyla daha aktif bir afet eğitimi planlaması yapıldığını paylaştı. Güllüoğlu bu konuda medyaya büyük sorumluluk düştüğünü kaydetti.
Toplantıda Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy da bir sunum gerçekleştirdi. Ersoy, Türkiye’deki tsunamilerin hiçbir zaman Japonya’daki gibi büyük olmayacağını tekrarladı. 1509 ve 1894 depremleri sonrası bölgede en çok 8 metrelik tsunamiler görüldüğünü kaydeden Ersoy, Türkiye’de Güney Ege ve Batı Akdeniz kıyılarının tsunami için en etkili tehlikeli kıyılar olduğunu belirtti. Ersoy, tsunaminin bir yer hareketi olduğuna dikkat çekerek gölde bile tsunami oluşabileceğini vurguladı.
(İHA)