Sabah Gazetesi'nden Yüksel Aytuğ'un, 'Fırsat nasıl kaçtı' başlıklı yazısı şöyle:
"Kim ne derse desin, ben O Ses Türkiye'yi seviyorum.
Yaz boyunca onca kıytırık Yarışma ve şov programına tahammül ettikten sonra O Ses Türkiye ilaç gibi geldi vallahi!
Şunu hemen söylemeliyim ki; TV8 yarışmaları, içinde Acun olmadan tat vermiyor.
Yetenek Sizsiniz Türkiye'nin iki sezondur patinaj yapmasının başlıca sebebi, Acun'un jüri koltuğunu terk etmesidir bence. Acun, O Ses Türkiye'de katalizör (reaksiyon hızlandırıcısı) görevi üstleniyor. Doğru zamanda, doğru müdahalelerle jüriyi, amiyane tabirle gaza getirip tempoyu ve tansiyonu hemen yükseltiveriyor.
Bu arada O Ses Türkiye jürisinin yeni üyesi Sibel Can, ısınma turunu 15'inci dakikada tamamlayıp hemen havaya girdi ve çıtır çerez olmadığını gösterdi. Hem Murat Boz'a, hem de Gökhan'a kolay lokma olmadığını hissettirirken lafları da böyle gediğine gediğine koymasını bildi.
Gelelim fırsatın nasıl kaçtığına...
Son yıllarda izlediğim en güzel, en renkli düet, Murat Boz ile acayip yarışmacı Recep arasındaydı.
Tiz kafa sesleri üzerinden öyle bir düelloya girdiler ki, stüdyodakilerle birlikte ekran başındakiler de mest oldu. Gelin görün ki, jüri üyelerinin hiçbiri kadın sesi sandıkları Recep'e koltuklarını döndürmemişti.
Oysa Recep; muazzam genişlikteki ses yelpazesinin yanı sıra son derece renkli kişiliği, tavır ve jestleriyle bu tür televizyon şovlarının arayıp da bulamadığı bir karakterdi.
Acaba Recep, halk kontenjanından yarışmaya dahil edilemez mi?
(MİLLİYET)