Ankara’da 24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde otomobiline konulan bombanın infilak ettirilmesi sonucu yaşamını yitiren Uğur Mumcu, ölümünün 27’nci yıl dönümünde Çorlu’da anıldı.
Ankara’da 24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde otomobiline konulan bombanın infilak ettirilmesi sonucu öldürülen usta gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak ve 31 Ocak tarihleri arasında düzenlenen Adalet ve Demokrasi Haftası anma etkinlikleri kapsamında Uğur Mumcu Parkı’nda bulunan Basın Şehitleri Abidesi’nde düzenlenen törenle anıldı. İlk olarak Çorlu Atatürk Meydanı’ndan kortej eşliğinde başlayan Uğur Mumcu’yu Anma Yürüyüşü, Uğur Mumcu Parkı’nda bulunan Basın Şehitleri Abidesi’nde düzenlenen törenlerle devam etti. Yürüyüşe, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, CHP Tekirdağ İl Başkanı Mehmet Ali Işıkgör, CHP Çorlu İlçe Başkanı Özgür Ertaş, Çorlu Belediye Başkan Yardımcıları, siyasi parti temsilcileri, sendika ve oda başkanları ile üyeleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, vatandaşlar ve basın mensupları katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşma yapan Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, alanda toplanan kalabalığa hitaben yaptığı konuşmasında, “Bugün burada Türk milletinin aydınlanması adına canı pahasına mücadele eden, her daim laik, demokratik ve hukuk devleti çerçevesinde tam bağımsız bir Türkiye’den yana olduğunu haykıran aydınımız Uğur Mumcu’nun katledilişinin 27. yıl dönümünde onu anmak ve anlamak için yine bir araya geldik” dedi. "Uğur Mumcu, araştıran, sorgulayan, okurlarına her daim hayata ve dünyaya farklı bir pencereden bakmayı öğreten bir aydındı" diyen Başkan Sarıkurt, “Bir gazeteci, devrimci ve fikir adamı olarak mücadele etti. Cumhuriyet ve devrimlerine hep sahip çıktı. Hayatını karanlıkları aydınlatmaya adamasının bir bedelinin olduğunun bilincindeydi. Ama yılmadı, korkmadı. Mücadelesi ve fikirleri ise onu katledenlerin uykusunu kaçırmaya devam ediyor. Ne diyordu Uğur Mumcu: ’Ben Atatürkçüyüm. Ben Cumhuriyetçiyim. Ben laikim. Ben antiemperyalistim. Ben bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben özgürlükçüyüm. Ben insan hakları savunucusuyum Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, vurguncuların, hırsızların, çıkarcıların düşmanıyım.’ Uğur Mumcu, Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine bağlıydı. Emperyalizme, sömürüye, vurguna, yobazlığa, gericiliğe, bölücülüğe karşı verdiği mücadelesinde gücünü Kuva-yi Milliye anlayışından almıştır. ’Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda mezar taşı gibi susmamasıdır’ diyen Uğur Mumcu, her zaman cesurca söylediği fikirlerinden ötürü karanlık odakların hedefi haline gelmişti. Gerçeklerin ortaya çıkmasını hazmedemeyenler onu katlederek düşüncelerini, fikirlerini ve ideallerini de yok edeceklerini sandılar. Uğur Mumcu’ya yönelik suikastin, onun kişiliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına, ulusal bağımsızlığımıza, çağdaşlığa, Atatürk’ün manevi mirasına yönelik yapıldığını çok iyi biliyoruz. O nedenle Uğur Mumcu’yu yaşatmak, onu unutmamak, unutturmamak bir yurtseverlik, bir insanlık borcudur. O’na sahip çıkmak, onu anlamaya çalışmak, yaşamı boyunca üstlendiği misyonu gelecek kuşaklara aktarmak da bizim asli görevlerimiz arasında olmalıdır. Uğur Mumcu fikirleriyle, eserleriyle hala aramızda yaşıyor. Ancak vahim olan onun aracına bomba koyanların ve azmettirenlerin kim olduğunun tespit edilememiş olmasıdır. Bunu yapanlar her kim olursa olsun, şiddet ve nefretle kınıyoruz. Onu katledenler her zaman lanetle anılacak ve tarihin karanlık sayfalarındaki yerini alacaktır” şeklinde konuştu.
Tören, Uğur Mumcu Parkı’nda bulunan Basın Şehitleri Abidesi’ne karanfil sunulmasıyla sona erdi.
Ankara’da 24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde otomobiline konulan bombanın infilak ettirilmesi sonucu öldürülen usta gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak ve 31 Ocak tarihleri arasında düzenlenen Adalet ve Demokrasi Haftası anma etkinlikleri kapsamında Uğur Mumcu Parkı’nda bulunan Basın Şehitleri Abidesi’nde düzenlenen törenle anıldı. İlk olarak Çorlu Atatürk Meydanı’ndan kortej eşliğinde başlayan Uğur Mumcu’yu Anma Yürüyüşü, Uğur Mumcu Parkı’nda bulunan Basın Şehitleri Abidesi’nde düzenlenen törenlerle devam etti. Yürüyüşe, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, CHP Tekirdağ İl Başkanı Mehmet Ali Işıkgör, CHP Çorlu İlçe Başkanı Özgür Ertaş, Çorlu Belediye Başkan Yardımcıları, siyasi parti temsilcileri, sendika ve oda başkanları ile üyeleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, vatandaşlar ve basın mensupları katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşma yapan Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, alanda toplanan kalabalığa hitaben yaptığı konuşmasında, “Bugün burada Türk milletinin aydınlanması adına canı pahasına mücadele eden, her daim laik, demokratik ve hukuk devleti çerçevesinde tam bağımsız bir Türkiye’den yana olduğunu haykıran aydınımız Uğur Mumcu’nun katledilişinin 27. yıl dönümünde onu anmak ve anlamak için yine bir araya geldik” dedi. "Uğur Mumcu, araştıran, sorgulayan, okurlarına her daim hayata ve dünyaya farklı bir pencereden bakmayı öğreten bir aydındı" diyen Başkan Sarıkurt, “Bir gazeteci, devrimci ve fikir adamı olarak mücadele etti. Cumhuriyet ve devrimlerine hep sahip çıktı. Hayatını karanlıkları aydınlatmaya adamasının bir bedelinin olduğunun bilincindeydi. Ama yılmadı, korkmadı. Mücadelesi ve fikirleri ise onu katledenlerin uykusunu kaçırmaya devam ediyor. Ne diyordu Uğur Mumcu: ’Ben Atatürkçüyüm. Ben Cumhuriyetçiyim. Ben laikim. Ben antiemperyalistim. Ben bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben özgürlükçüyüm. Ben insan hakları savunucusuyum Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, vurguncuların, hırsızların, çıkarcıların düşmanıyım.’ Uğur Mumcu, Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine bağlıydı. Emperyalizme, sömürüye, vurguna, yobazlığa, gericiliğe, bölücülüğe karşı verdiği mücadelesinde gücünü Kuva-yi Milliye anlayışından almıştır. ’Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda mezar taşı gibi susmamasıdır’ diyen Uğur Mumcu, her zaman cesurca söylediği fikirlerinden ötürü karanlık odakların hedefi haline gelmişti. Gerçeklerin ortaya çıkmasını hazmedemeyenler onu katlederek düşüncelerini, fikirlerini ve ideallerini de yok edeceklerini sandılar. Uğur Mumcu’ya yönelik suikastin, onun kişiliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına, ulusal bağımsızlığımıza, çağdaşlığa, Atatürk’ün manevi mirasına yönelik yapıldığını çok iyi biliyoruz. O nedenle Uğur Mumcu’yu yaşatmak, onu unutmamak, unutturmamak bir yurtseverlik, bir insanlık borcudur. O’na sahip çıkmak, onu anlamaya çalışmak, yaşamı boyunca üstlendiği misyonu gelecek kuşaklara aktarmak da bizim asli görevlerimiz arasında olmalıdır. Uğur Mumcu fikirleriyle, eserleriyle hala aramızda yaşıyor. Ancak vahim olan onun aracına bomba koyanların ve azmettirenlerin kim olduğunun tespit edilememiş olmasıdır. Bunu yapanlar her kim olursa olsun, şiddet ve nefretle kınıyoruz. Onu katledenler her zaman lanetle anılacak ve tarihin karanlık sayfalarındaki yerini alacaktır” şeklinde konuştu.
Tören, Uğur Mumcu Parkı’nda bulunan Basın Şehitleri Abidesi’ne karanfil sunulmasıyla sona erdi.