Tarihçi yazar Talha Uğurluel, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Uludağ Üniversitesi ve Genç Memur-Sen'in ortaklaşa düzenlediği, “II. Abdülhamid Han, Dehanın İzleri” konferansında Bursalılarla buluştu. Uğurluel, Abdülhamid Han’ın hayatını ve Osmanlı’nın son dönemlerinde verdiği inanılmaz mücadeleyi anlattı. Uludağ Üniversitesi Prof. Mete Cengiz Kültür Merkezi'ndeki konferansa ilgi çok olunca dinleyiciler merdiven boşluklarına ve sahneye oturmak zorunda kaldı. Uğurluel, Sultan 2. Abdülhamid’in dedelerine çok düşkün bir padişah olduğunu ifade ederek “Yavuz Sultan Selim’in şiirlerini Almanya’da bastırıp dağıtmıştır. Teşkilat-ı Mahsusa gibi önemli bir teşkilatı kurmuştur. Kurduğu bu istihbarat teşkilatında profesyonel elemanlar yetiştirildi. Böyle uzman kişiler sayesinde Sultan Abdülhamid, İngilizler’in Arap coğrafyasındaki faaliyetlerinden ve Anadolu’da olup bitenlerden anında haber alabiliyordu. O yüzden kimse onun zamanda hiçbir şey yapmaya fırsat bulamadı. O, dehasıyla Osmanlı’ya 30 yılın üzerinde rahat bir nefes aldırdı” ifadelerini kullandı.
Konferansa Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Muhsin Özlükurt, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay ve Memur-Sen İl Başkanı Numan Şeker de katılırken, Uğurluel, programın sonunda sevenlerine kitaplarını imzaladı.
"FANTASTİK OSMANLI DİZİLERİ TARİHİ ÇARPITIYOR"
Uğurluel, İhlas Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, günümüzde fantastik Osmanlı dizileri yapma modası başladığını, tarihi gerçeklerde tahribatın çok olduğunu söyledi. Uğurluel, "Bu dizilere baktığımız zaman gerçek tarihi isimler kullanılıyor. Gerçek zaman dilimi kullanıyor, kronoloji tamam, ama içeriği bomboş. Tarihi insanların yaşantıları gibi değil yaşantılar. Kıyafetler uymuyor, oturmalar, kalkmalar uymuyor. İnsanlar tarihi çarpık, yanlış, hatta nefretle anmaya başlıyor. Hürrem Sultan artık Hürrem cadısı olarak anlatılıyor. Geçen dizinin bıraktığı tahribat... Kanuni'ye bakıyorsunuz, orijinalı muhteşem, ama dizideki pasif. Paşaların çoğu kendini beğenmiş, koltuk sevdalısı. Osmanlı'da belli dönemler böyle kişiler olabilir, ama o dönemde böyle bir şey yoktu.Yeni bir dizi başladı, ilk bölümünü seyrettim. Beni hiç şaşırtmadılar. Akıncıların işi Avrupa'dan güzel kız toplamak sanki. Yine gittiler birilerini bulup geldiler. Tombaladan çıkan kızlarla şehzadeler hemen evlendiriliyor. Böyle bir şey mümkün değil. Bu kız yıllarca eğitim alıyor, yetişiyor. Bunlar traji komik şeyler, isimleri değiştirseler rahatsız olmayacağız, ama isimler gerçek olup da bu safsatalar dayatılırsa, kusura bakmasınlar, biz tabii ki bu işin takipçisi olacağız" dedi.