ULUDAĞ’ın 2 bin hektarlık bölümünün Milli Park statüsünden çıkarılarak Alan Başkanlığı’na devredilmesine, işletmecilerden destek geldi. Otel işletmecileri adına konuşan Haluk Beceren, Uludağ'da 55 yıldır Birinci ve İkinci Oteller ve Kayak Bölgesinin de içinde bulunduğu, 13 bin hektar yüzölçümlü Uludağ Milli Parkı'nın yaklaşık 2 bin hektarlık alanını kapsadığını belirtti. Güney Marmara Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Derneği (GÜMBTOB) Başkan Yardımcısı Çetin Ceylan ise "Kayak pistlerindeki bir taşı kaldırmak için üç bakanlıktan, Milli Parklar’dan izin alamıyorduk. Biz artık bunun daha kolay halledilmesini istiyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre, Uludağ Milli Parkı sınırlarının Uludağ Alanı sınırları ile çakışan kısımlarının milli park vasfının kaldırılması ve bu alanda milli park iş ve işlemlerini yürütmek üzere ilgili idarelere tahsis edilmiş olan taşınmazların, Uludağ Alan Başkanlığı’na devredilmesine, Uludağ’daki işletmecilerden destek geldi. Otel işletmecileri adına açıklama yapan Haluk Beceren, kararın, Uludağ'da 55 yıldır Birinci ve İkinci Oteller ve Kayak Bölgesinin de için de bulunduğu, 13 bin hektar yüzölçümlü Uludağ Milli Parkı'nın yaklaşık 2 bin hektarlık alanını kapsadığını belirtti. Beceren, “Onun dışında herhangi bir alan bu kapsam içinde değil. Zaten milli parkın geri kalan yüzde 85'i Sarıalan, Kirazlıyayla, Çobankaya ve mahallelerin arka taraflarının hiçbiri bu alanın içine dahil değil” diye konuştu.
‘BURADA YENİDEN BİR YAPILANMA SÖZ KONUSU OLMAYACAK’
Uludağ'ın geri kalan kısımlarının SİT alanı vasfını sürdürdüğüne dikkat çeken Beceren, “Bu koruma alanı devam ettiği müddetçe, zaten daha evvel Milli Parkların yaptığı gibi, burada yeniden bir yapılanma söz konusu olmayacak. Daha evvel verilmiş olan tahsisler, Birinci Bölgedeki tahsisler zaten bundan 2-3 sene evvel, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından uzatıldı. Bu uzatılmış olan alandan eğer ihtiyaç olursa, bazı binaların yıkılıp yeniden yapılması belki söz konusu olabilir ama öyle bir konu şu anda imar planımız olmadığı için Uludağ'da, söz konusu değil. Ancak imar planı yarın öbür gün çıkarsa ancak o zaman herhangi bir değişiklik belki yapılabilir” dedi.
‘İKİNCİ BÖLGE TURİZM ALANIYDI, BİRİNCİ BÖLGE DE BU ALANIN İÇİNE DAHİL OLDU’
Uludağ’da yapılacak spor organizasyonlarının da alınan kararla daha rahat yapılabileceğini söyleyen Beceren, “Mesela bu hafta sonu Uludağ'da bir koşu var, yarışlar var. Buna benzer yarışların devamlı yapılabilmesi imkanı, bu tarz bir organizasyonla daha rahat olacaktır. Bizim dağ bisikleti parkurlarımız var ama Milli Parklar izin vermediği için insanlar kullanamıyorlar. Belki burada daha rahat bir şeyler yaparak artılarımızı belli edeceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasındaki mutabakat zaten 2022'de imzalandı, bu yeni bir olay değil. Burada eski statü olduğu gibi devam edecek ama Güney Antalya Projesi'nde ve diğer yerlerde nasıl Kültür ve Turizm Bakanlığına ayrılmış alanlar varsa, burası da bakanlığa ayrılmış bir alan oldu. Uludağ'da zaten İkinci Bölge, turizm alanıydı. Bu Birinci Bölge de bu turizm alanının içine dahil oldu, değişiklik yok, hiçbir fark yok. Bunu niçin bu kadar CHP'li arkadaşlar ya da diğer DOĞADER derneği sorun yapıyor bilmiyorum, tabii onların bileceği iş. Bizim anlatmak istediklerimiz bunlar. Yani herhangi bir değişiklik olmayacağına zaten devlet bir katkı koymuş ve bir garanti vermiş burada. Bunun dışında da orada yapılması gereken, 'Peşkeş çekilecekmiş', öyle bir konu yok ki. Herkesin işletmesi kendinde, herkes kendi işletmesini yapmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.
Sermaye iddialarını da yalanlayan Beceren, kendilerine gelen herhangi bir talep olmadığını, Körfez bölgelerinden insanların Uludağ'da sadece misafir edilebileceklerini sözlerine ekledi.
‘ÇATI AKTARIMI İÇİN BİLE ANKARA’DAN İZİN ALINIYORDU’
Güney Marmara Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Derneği (GÜMTOB) Başkan Yardımcısı Çetin Ceylan ise işletmelerle ilgili en küçük bir sorunu bile çözemediklerini belirterek şunları söyledi:
“Küçük bir çatı aktarımı için bile, Birinci Bölgede Milli Park’a bağlı olan otelciler izin almak için Ankara'ya gidiyordu. Bunların yerinde çözülmesi için aslında bu sistem kuruldu. Yeni bir tahsis alanı, yeni oteller, yeni tahsisler biz de istemiyoruz. Mevcut tahsislerin dışında yeni bir otel yatırımına biz de karşıyız. Mevcut tahsisler dışında başka oluşumlara biz de karşıyız. Ama mevcut tesislerin de Avrupa standardında, diğer kış merkezlerindeki kalite ve standartta yönetilmesini arzu ediyoruz. Sorunlarımızın Bursa'da tek bir otorite tarafından aktarılıp çözülmesini istiyoruz. Öbür türlü bakanlık bakanlık herkes geziyordu. Topu herkes birbirine atıyordu ve çözümsüz bir Uludağ olmuştu. Dolayısıyla bizim buradaki otelciler olarak istediğimiz, turizm niteliklerine uygun turizm tesislerinin tek bir elden yönetilmesi. Bizim arzumuz bu. Bizler talan edilmesine karşıyız, öyle bir amacımız yok. Ama ortada talan diye bir şey yok. Kayak pistlerindeki bir taşı kaldırmak için üç bakanlıktan, Milli Parklar’dan izin alamıyorduk. Biz artık bunun daha kolay halledilmesini istiyoruz, çünkü can güvenliği için tehlike arz ediyor. O zaman kayak merkezi olmasaydı burası. Bir kaya kaldırıldı diye burada yargılanan arkadaşlar var. O yüzden bir talana biz de karşıyız. Biz sadece daha iyi yönetilmesini, Uludağ'ın eski günlere kavuşmasını ve nitelikli bir turizm alanı olmasını istiyoruz." (DHA)
Gündem
Uludağ'daki işletmeciler, Alan Başkanlığı'na destek verdi
Uludağa'ın 2 bin hektarlık bölümünün Milli Park statüsünden çıkarılarak Alan Başkanlığı’na devredilmesine, işletmecilerden destek geldi.