Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Üniversite bünyesindeki Sabahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi Çocuk Onkoloji Kliniği’nin kapatılmayacağını hasta yakınlarının müsterih olmasını söyledi.
Devletin tüm birimleriyle bu kadar fırsat ve imkan sağladığı bir kesime duyarsız kalmadıklarını belirten Kılavuz, aynı hastanede bir başka doktorun onkoloji bölümünde görevlendirildiğini, ileri takviye içinde ileriki günlerde kadro ilanı vereceklerini sağlık hizmetinin aksamadan devam edeceğini söyledi.
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde hizmet veren Sabahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi Çocuk Onkoloji Kliniği’nin kapatılacağına dair sosyal medyada çıkan paylaşımlar üzerine Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz açıklama yaptı.
Hastanenin kapatılması diye bir şey olmadığını belirten Kılavuz, "Sağlık hizmeti tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de durmaz. Bir şekilde çözüm üretilir ve üretildi de. Bizim eskilerin bir sözü vardır. Dağ ne kadar yüce olursa olsun onu aşacak bir yol bulunur. Bu yolu bulmakta işte biz üst yöneticilerin, Başhekimimizin, Tıp Fakültesi Dekanımızın, hocalarımızın işi" dedi.
Bilim ve vicdanı bir araya getirip bir ortak yol bulduk
Sosyal medyadaki haberlerin üzerine acil toplanma kararı aldıklarını belirten Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Top yekün sağlıkçı hocalarımızla görüştük. Sabah bu konuda bir toplantı yaptık. Çözüm yolu ürettik. Hemetoloji bilim dalından bir arkadaşımızı aynı zamanda onkolog olması sebebiyle çocuk onkolojisinde görevlendirdik. Problemi inşallah çözeceğiz. Hasta yakınları müsterih olsunlar. Çünkü netice itibariyle burada yönetici olanlar, onun dışında sağlık hizmeti verenler vicdan sahibi insanlar. İşin sadece bilimsel yönünü değil vicdani yönüyle de ilgilenmek durumundalar. Bilim ve vicdanı bir araya getirerek bir orta yol bulundu" dedi
Görevli doktorlardan biri açık kalp ameliyatı geçirdi, bir diğeri istifa etti
Problemin çıkış sebebi hakkında da açıklamalarda bulunan Kılavuz:
"Bizde Çocuk Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nın altında bilim dalları var. Bu bilim dallarından Çocuk Hemetolojisi ayrı bir bilim dalı, Çocuk Onkolojisi ayrı bir bilim dalı. Halbuki diplomalarda onkoloji ve hemetoloji ortak. Çocuk hemetolojisi ve onkolojisi ortak yazıyor. Fakat büyük ölçüde araştırma hastaneleri ve devlet hastanelerindeki bu ünvana sahip insanlar daha çok hemetolojiye yönlenmiş durumda. Bu arkadaşlar uzun gayretler sonrasında bu noktaya geliyorlar. Şöyle söyliyeyim tıp fakültesini bitiriyor 6 yıl bir mecburi hizmet. Üzerinden çocuk hastalığı uzmanlığını yapıyorlar. Ardından bir başka mecburi hizmet. Üzerinden yan dal yapıyorlar. Ardından bir başka mecburi hizmet. Yani en erken göreve başlayan 34-35 yaşlarında göreve başlıyor. Tabii uzun ince bir yol, meşakkatli bir yol. Onun içinde bu yan dal uzmanlığı yapanlarda zor insan bulunuyor. Kaldı ki zaten bir hocamız geçtiğimiz hafta içerisinde açık kalp ameliyatı geçirdi. Çok ağır bir ameliyat geçirdi. Belki uzun süreli bir tedavi dönemi, rapor dönemi olacak.
Geride bir tane uzmanımız kaldı. Bir uzmanın 15-20 hastaya yetişmesi çok mümkün olmadığı için bir teklif de almış. Bir vakıf üniversitesinden doktor öğretim üyeliğine atanma sözü de almış. İstifa noktasına geldi. Biz son anda bundan haberdar olduk. Önceden haber alsaydık muhakkak tedbirimizi önceden alırdık. Şu anda kendi içimizde çözüyoruz" diye konuştu.
Üniversite hastanelerinde yetişen doktorların çalıştıkları hastaneye faydası olmadan özel hastanelere transfer olduğunu, bu transferlerin diğer mesai arkadaşlarını ve hastaları zor durumda bıraktığını dile getiren Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, "Bu konuda yetkililere de bir sözümüz var. Üniversite hastaneleri ve Üniversite Tıp Fakülteleri elemanı yetiştiriyor maalesef vakıf üniversiteleri ve ona bağlı hastaneler bu elemanları transfer ediyorlar. Bu üniversitelerimiz için çok büyük bir problem. Bu tıpkı neye benziyor, genç futbolcuyu yetiştiriyorsunuz, yıldızlaşıyor ama yıldızlaştığı takıma bir katkısı olmuyor. Devletin bu konuda en azından yetiştiği kuruma 5 yıl 6 yıl belki 10 yıl hizmet etmeksizin bir başka kuruma geçmesi noktasında bariyerler koymasının faydalı olacağı kanaatindeyim" dedi.
Kılavuz sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Tekrar ediyorum hastalarımız müsterih olsunlar. Onlara duyarlı bir yönetim onlara duyarlı bir hoca kadromuz var. Devletin bu kadar fırsat ve imkan sağladığı bir kesime duyarsız kalamazdık. Kalmadık ta. İnşallah aynı hastanedeki bir başka arkadaşımızı görevlendirip takviye edeceğiz ileri takviye için de kadro ilanlarımız olacak o konuda da yöneticilerimizden destek bekliyoruz"
Devletin tüm birimleriyle bu kadar fırsat ve imkan sağladığı bir kesime duyarsız kalmadıklarını belirten Kılavuz, aynı hastanede bir başka doktorun onkoloji bölümünde görevlendirildiğini, ileri takviye içinde ileriki günlerde kadro ilanı vereceklerini sağlık hizmetinin aksamadan devam edeceğini söyledi.
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde hizmet veren Sabahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi Çocuk Onkoloji Kliniği’nin kapatılacağına dair sosyal medyada çıkan paylaşımlar üzerine Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz açıklama yaptı.
Hastanenin kapatılması diye bir şey olmadığını belirten Kılavuz, "Sağlık hizmeti tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de durmaz. Bir şekilde çözüm üretilir ve üretildi de. Bizim eskilerin bir sözü vardır. Dağ ne kadar yüce olursa olsun onu aşacak bir yol bulunur. Bu yolu bulmakta işte biz üst yöneticilerin, Başhekimimizin, Tıp Fakültesi Dekanımızın, hocalarımızın işi" dedi.
Bilim ve vicdanı bir araya getirip bir ortak yol bulduk
Sosyal medyadaki haberlerin üzerine acil toplanma kararı aldıklarını belirten Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Top yekün sağlıkçı hocalarımızla görüştük. Sabah bu konuda bir toplantı yaptık. Çözüm yolu ürettik. Hemetoloji bilim dalından bir arkadaşımızı aynı zamanda onkolog olması sebebiyle çocuk onkolojisinde görevlendirdik. Problemi inşallah çözeceğiz. Hasta yakınları müsterih olsunlar. Çünkü netice itibariyle burada yönetici olanlar, onun dışında sağlık hizmeti verenler vicdan sahibi insanlar. İşin sadece bilimsel yönünü değil vicdani yönüyle de ilgilenmek durumundalar. Bilim ve vicdanı bir araya getirerek bir orta yol bulundu" dedi
Görevli doktorlardan biri açık kalp ameliyatı geçirdi, bir diğeri istifa etti
Problemin çıkış sebebi hakkında da açıklamalarda bulunan Kılavuz:
"Bizde Çocuk Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nın altında bilim dalları var. Bu bilim dallarından Çocuk Hemetolojisi ayrı bir bilim dalı, Çocuk Onkolojisi ayrı bir bilim dalı. Halbuki diplomalarda onkoloji ve hemetoloji ortak. Çocuk hemetolojisi ve onkolojisi ortak yazıyor. Fakat büyük ölçüde araştırma hastaneleri ve devlet hastanelerindeki bu ünvana sahip insanlar daha çok hemetolojiye yönlenmiş durumda. Bu arkadaşlar uzun gayretler sonrasında bu noktaya geliyorlar. Şöyle söyliyeyim tıp fakültesini bitiriyor 6 yıl bir mecburi hizmet. Üzerinden çocuk hastalığı uzmanlığını yapıyorlar. Ardından bir başka mecburi hizmet. Üzerinden yan dal yapıyorlar. Ardından bir başka mecburi hizmet. Yani en erken göreve başlayan 34-35 yaşlarında göreve başlıyor. Tabii uzun ince bir yol, meşakkatli bir yol. Onun içinde bu yan dal uzmanlığı yapanlarda zor insan bulunuyor. Kaldı ki zaten bir hocamız geçtiğimiz hafta içerisinde açık kalp ameliyatı geçirdi. Çok ağır bir ameliyat geçirdi. Belki uzun süreli bir tedavi dönemi, rapor dönemi olacak.
Geride bir tane uzmanımız kaldı. Bir uzmanın 15-20 hastaya yetişmesi çok mümkün olmadığı için bir teklif de almış. Bir vakıf üniversitesinden doktor öğretim üyeliğine atanma sözü de almış. İstifa noktasına geldi. Biz son anda bundan haberdar olduk. Önceden haber alsaydık muhakkak tedbirimizi önceden alırdık. Şu anda kendi içimizde çözüyoruz" diye konuştu.
Üniversite hastanelerinde yetişen doktorların çalıştıkları hastaneye faydası olmadan özel hastanelere transfer olduğunu, bu transferlerin diğer mesai arkadaşlarını ve hastaları zor durumda bıraktığını dile getiren Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, "Bu konuda yetkililere de bir sözümüz var. Üniversite hastaneleri ve Üniversite Tıp Fakülteleri elemanı yetiştiriyor maalesef vakıf üniversiteleri ve ona bağlı hastaneler bu elemanları transfer ediyorlar. Bu üniversitelerimiz için çok büyük bir problem. Bu tıpkı neye benziyor, genç futbolcuyu yetiştiriyorsunuz, yıldızlaşıyor ama yıldızlaştığı takıma bir katkısı olmuyor. Devletin bu konuda en azından yetiştiği kuruma 5 yıl 6 yıl belki 10 yıl hizmet etmeksizin bir başka kuruma geçmesi noktasında bariyerler koymasının faydalı olacağı kanaatindeyim" dedi.
Kılavuz sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Tekrar ediyorum hastalarımız müsterih olsunlar. Onlara duyarlı bir yönetim onlara duyarlı bir hoca kadromuz var. Devletin bu kadar fırsat ve imkan sağladığı bir kesime duyarsız kalamazdık. Kalmadık ta. İnşallah aynı hastanedeki bir başka arkadaşımızı görevlendirip takviye edeceğiz ileri takviye için de kadro ilanlarımız olacak o konuda da yöneticilerimizden destek bekliyoruz"