Sonbaharın yerini kışa bırakmaya hazırlandığı Uludağ’da 2 günde 2 mevsimin tonlarını görmek mümkün. Kar yağışından önce Uludağ’ın zirvesinde dans eder gibi ilerleyen bulutlar seyrine doyumsuz bir manzara ortaya koyarken, son baharın gelmesiyle birlikte renk değiştiren yapraklar güneş eşliğinde görenleri harika bir yolculuğa çıkartıyor.
Yüksek kesimlerinde kışı yaşayan Uludağ’ın eteklerinde sonbaharın eşsiz güzelliği görülürken, bulutların zirvedeki dansı masal diyarlarını aratmıyor. Uludağ’da yeşil,beyaz,sarı,turuncu ve kahverenginin iç içe geçerek oluşturduğu renk cümbüşünün gökyüzünden seyrine doyum olmuyor.
Türkiye’nin en önemli Milli Parkı olan Uludağ Milli Parkı, sonbaharı uğurlayıp kışa girmeye hazırlanıyor. Kestane, gürgen,meşe ve çam ağaçlarının sarı ve turuncu renklerine kar beyazı da eklenince ortaya izlemeye doyum olmayan bir görsel şölen çıkıyor.
Yol boyunca ziyaretçilerine eşlik eden farklı renkteki ağaçların farklı katmanlar oluşturması sonucunda ortaya çıkan bu doğa harikası dağın renk cümbüşünün içinde kırmızı, kahverengi, mor, eflatun, yeşil ve sarı renkler görsel şölen oluşturuyor.
Uludağ’ın bu görsel güzelliği Türkiye’den ve dünyadan binlerce turist çekiyor. Son yıllarda Arap ülkelerinin vatandaşlarının gezi duraklarından biri olan Uludağ ayrıca, yerli vatandaşların doğal güzelliklerini keşfetmesiyle her yıl rekor düzeyde ziyaretçi sayısına ulaşıyor. 2543 metre rakımıyla Marmara ve Ege bölgesinin en yüksek dağı konumundaki Uludağ’ın zirvesi, dağ ve doğa severleri ağırlıyor. Mevsim geçişlerinde oluşan sisle beraber Uludağ’ın zirvesi masallardaki Kaf Dağı’nı aratmazken, her geçiş döneminde fotoğrafçıların vazgeçilmez mekanı oluyor. Bulutların üstünde gündoğumu ve günbatımı zirvenin heybetini arttırıyor. Dağın eteklerinden gelen sis bulutlarının üzerinde kalan yüksek tepeler dağın ihtişamını gözler önüne seriyor.
(Burak Türker - Ahmet Faruk Çabuk/İHA)
