Siirt’te görevli Dermatoloji Uzmanı Dr. Ömer Özdemir, özellikle Kovid-19 döneminde pandemiyle birlikte uyuz vakalarının artış gösterdiğini söyledi.
Son yıllarda artan uyuz vakalarında hastanelerin acil servisleri başta olmak üzere polikliniklerde de uyuz rahatsızlığı nedeniyle gelen hasta sayısında artış yaşanıyor. Hastalığın kişinin yaşam kalitesinin düşmesine neden olduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Ömer Özdemir, hastalığın kaşıntı, döküntü ile başladığını ve insandan insana bulaştığını belirtti.
Uyuzun parazitle tetiklenen bir hastalık olduğunu söyleyen Uzman Dr. Özdemir, bu parazitin ancak mikroskop altında incelenebildiğini söyledi. Özdemir, “Bu parazit insan vücuduna yerleştiği zaman cildin en üst tabakası epidermis dediğimiz tabakasına yerleşir ve kendi evini yapar. Biz buna tünel diyoruz. Bu tüneli özellikle geceleri yapmaya çalışır. Ondan dolayıdır ki hastalarda da gece artan bir kaşıntı oluşur” dedi. “Uyuz hastalığı Kovid-19 ile tetiklendi”
Özellikle Kovid-19 döneminde pandemiyle birlikte uyuz vakalarının artış gösterdiğini söyleyen Uzman Dr. Özdemir, Bunun temel sebeplerinin eve kapanma, ailelerin daha uzun süre beraber yaşaması, hijyen alışkanlığındaki azalma ve tedavide kullanılan ilaçlara karşı uyuzun direnç geliştirmesi olduğunu belirtti.
Özdemir, “Şu an Siirt’e gerçekten şaşırtan bir sayıda artış var. Günlük gelen hastaların neredeyse çoğunu uyuz vakaları oluşturmaktadır. Hatta bazen günlük vakaların yüzde ellisi uyuz vakaları oluşturabiliyor. Uyuz hastalığında bizim iki çeşit tedavi yöntemimiz var. Biri sürmeli tropikal dediğimiz ilaçlar bir diğer ilacımız da ağızdan alınan bir hap” diye konuştu. “Korunmak için önlemler”
Tedavi sürecinde yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Özdemir, “Tedavide özellikle dikkat edilmesi gereken nokta sadece uyuzlu hastanın değil uyuzlu hastanın aile bireylerinin de eş zamanlı olarak tedavi edilmesi. Bazı ilaçlarımız 12 ila 24 saat vücudumuzda kalması lazım temizlemek için. Bazılarının da 72 saat kalması lazım. Uyuz hastalığı el sıkışmakla, tokalamakla yan yan oturmakla bulaşmaz. Bulaş için uzun bir temas gerekir. Bundan dolayı uyuzlu bir hasta gördüğümüz zaman vebali bir hastaya yaklaşır gibi korkmaya çekinmeye gerek yok ama uzun temas gerektiren bulaşıcı bir hastalık” ifadelerini kullandı.