USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Teknoloji

Uzmanlar radar uydusundan tespit etti, Düzce depremi sonrası korkutan gerçek

Uzaktan algılama tekniğiyle yapılan çalışmada yatay ve düşey hareketlerin net bir şekilde ortaya çıkartıldığını anlatan zbeü geomatik mühendisliği bölümü öğretim üyesi doç. Dr. çağlar bayık, depremi meydana getiren fayın kuzey anadolu fay hattı'ndan bağımsız bir fay olduğunu tespit etti.

Uzmanlar radar uydusundan tespit etti, Düzce depremi sonrası korkutan gerçek
29-11-2022 13:55
Google News

Düzce’de geçen 23 Kasım’da 6 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası Düzce merkezi ile Gölyaka’nın 20 santimetre kadar birbirinden uzaklaştığı ortaya çıktı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü’nün SAR uydu görüntüleriyle ortaya çıkardığı gerçekte Düzce merkez ile Gölyaka arasındaki bölümde 4 santimetreye kadar yükselme olduğu net bir şekilde verilerle ortaya konuldu.


Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Uzay Teknolojileri ve Konumsal Analiz Laboratuvarı üyeleri, geçen 23 Kasım günü Düzce’de meydana gelen 6 büyüklüğündeki deprem sonrası SAR uydu görüntüleri aracılığıyla yüzeydeki hareketlenmeleri inceledi. Yapılan değerlendirmeler sonucu Düzce merkezi ile Gölyaka’nın kuzey ve güney yönlü 10 santimetre kadar birbirinden uzaklaştığı tespit edildi.


Uzaktan algılama tekniğiyle yapılan çalışmada yatay ve düşey hareketlerin net bir şekilde ortaya çıkartıldığını anlatan ZBEÜ Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağlar Bayık, depremi meydana getiren fayın Kuzey Anadolu Fay Hattı’ndan bağımsız bir fay olduğunu tespit etti. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın sağ yanal atımlı bir fay olmasına karşılık Düzce’deki depremi meydana getiren fayın ise sola yanal atımlı bir fay olarak etkisini gösterdiğinin altını çizen Bayık, Düzce merkez ile Gölyaka arasındaki bölümlerde de 4-6 santimetreye kadar yükselme olduğuna dikkat çekti.


Bayık, şöyle devam etti:


"Günümüzde depremin etkilerini hızlı ve etkin bir şekilde belirleyebilmek oldukça önem kazandı. Bu bilgiye ulaşabilmenin en kolay ve en hızlı yollarından biri de uzaktan algılama dediğimiz tekniktir. Biz de bu çalışmamızda uzaktan algılama tekniğinin önemli bir parçası olan SAR uydu görüntülerini kullanarak Düzce’de meydana gelen deprem hakkında yer değiştirmeleri belirlemiş bulunuyoruz. Yaptığımız çalışmalara göre iki adet çerçeve kullandık. Bu çerçeveler sonucunda da yatay ve düşey hareketleri net olarak belirleyebildik. Mevcut belirlediğimiz değerler 7.5 santimetre ile 9 santimetre arasında değişmektedir. Etkilenen alanlar Düzce merkez ve depremin merkezi olan Gölyaka’ya doğru olan belirli bir alanı kapsa maktadır. Elde ettiğimiz bulgulara göre çıkan sonuçlar sol yanal atımlı bir fay özelliğine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Genel olarak diğer çalışmalardan elde ettiğimiz sonuçlardan farklı bir sonuç olarak da genelde Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın sağ atımlı yanal bir fay hattı olduğunu biliyoruz. Burada ilginç bir şekilde sol yanal atımlı bir fay oluşumu etkisi görmüş bulunmaktayız. Burada 7.5 ila 9 santimetre dediğimiz olayda 7.5 santimetreye kadar bir çökme belli alanlarda 9 santimetreye kadar da bir yükselme olarak söyleyebiliriz. Genel anlamda sayı vermemiz gerekirse Düzce merkez ile Gölyaka kısımları arasında kalan bölümlerde 4-6 santimetreye kadar bir yükselme olduğunu net şekilde söyleyebiliriz." "Bu fay Kuzey Anadolu Fayı’ndan bağımsız"


ZBEÜ Mühendislik Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu ise yapılan analizlerde fayın hem düşey hem de yatay hareket yapan oblik bir fay olduğuna dikkat çekti. Düzce’nin doğusuyla batısının 20 santimetre kadar birbirine göre kuzeye ve güneye doğru hareket ettiğine vurgu yapan Kutoğlu, "Bu bize şunu gösteriyor. Bu fay Kuzey Anadolu Fayı’ndan bağımsız bir fay. Çünkü Kuzey Anadolu Fay’nın karakteristiği sağa yatay hareket yapar. Bu yapılan değerlendirmeler bu fayın yaklaşık 10 kilometre boyunda sol yatay hareketli yaptığını gösteriyor. Yer bilimlerindeki tabirle sol doğrultu atımlı bir fay olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla Kuzey Anadolu Fayı’ndan bağımsız bir fay" diye konuştu. "Bir tarafı kuzeye diğer tarafı güneye doğru 20 santimetre hareket etmiş"


Kutoğlu, yeryüzünde meydana gelen hareketlerin yatayda 19 ila 20 santimetre büyüklüğünde olduğunu hatırlatarak bir miktar da düşey hareketlenme olduğunun altını çizdi. Düzce merkezin 3 santimetre, Gölyaka bölgesinin 6 santimetre yükseldiğini belirten Kutoğlu, şöyle devam etti:


"Geçtiğimiz günlerde Düzce’de meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremle ilgili çalışmalar tamamlandı. Doç. Dr. Çağlar Bayık önderliğinde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda meydana gelen depremin nasıl bir deprem olduğu tam anlamıyla ortaya çıkartılabildi. Radar uydu verilerinden elde edilen değerlendirmeye göre Düzce’nin daha önce Kuzey Anadolu Fayı segmentinden ayrı olarak kuzeye yönlü ayrı bir formda meydana geldiği olduğu ortaya çıktı. Yapılan analizler sonucunda görüntü incelendiğinde yatayda ve düşeyde hareketlerin meydana geldiği dolayısıyla fayın hem yatay hem de düşey hareket yapan oblik fay olduğu tanımında olduğu ortaya çıktı. Görüntüye baktığınız takdirde Düzce merkezin bulunduğu doğu tarafında 4 ila 5 santimetre kadar, batı tarafında 15-16 santimetre boyutunda hareket olduğu ortaya çıkıyor yatayda. Düzce’nin doğusuyla batısı 19-20 santimetre birbirine göre bir tarafı kuzeye giderken diğer tarafı güneye doğru hareket etmiş. Altı büyüklüğünde depremin meydana geldiği söylenmişti. 6 büyüklüğündeki depremin yüzeyde meydana getirebileceği kırılma yaklaşık 20 ila 22 santimetre olması gerekiyor. Yapılan değerlendirme sonucunda yeryüzünde meydana gelen hareketler yatayda 19 ila 20 santimetre büyüklüğünde. Bunun yanı sıra bir miktar da düşey hareketlenme var. Düzce şehir merkezinin olduğu kısım arasında 3 santimetrelik bir fark var. Batı kısmı doğu kısım yani merkeze göre 3 santimetre yükselmiş durumda. Bu fay yeni bir deprem üretir mi? Elde edilen bilgilere göre yaklaşık 11 kilometrelik fayın üretebileceği maksimum deprem 6 büyüklüğünde hesaplanır. Yüzeyde oluşturabileceği hasar yaklaşık 20 ila 22 santimetre civarındadır. Elimizdeki bulgular bu faydaki enerjinin tamamen boşaldığını gösteriyor." "Marmara’da 2100 yılına kadar yüzde 80 seviyelerinde depremin meydana gelmesi bekleniyor"


Kamuoyunda Kuzey Anadolu Fay Hattı gündeme gelirken başka bir fayın deprem meydana getirdiğinin altını çizen Kutoğlu, "Tabi bu fayın etrafında bölgede başka irili ufaklı faylar var. Dolayısıyla bu faylara bu depremin mutlaka bir tetiklemesi, etkilemesi olabilir. Dolayısıyla bu kolda değil ama başka kollarda orta boyutta depremler ileriki dönemlerde enerjisini diğer faylara aktarmış durumda. Beklenen Marmara Depremi’ne etkisi Kuzey Anadolu Fayı’ndan ayrı bir mekanizmada meydana geldiğinde oraya doğrudan bir etkisi olmayacaktır. Ama bu şu anlama gelmiyor. Orada zaten birikmiş bir stres var. Sadece kuzeydeki kollarda değil güneydeki kollarda da ileriki vadede buralarda deprem olmayacağı anlamına gelmiyor. Bunun için tarih vermemiz mümkün değil. Ama ihtimaller konuşulabiliyor. 2100 yılına kadar yüzde 80-90 seviyelerinde depremin meydana gelmesi bekleniyor. Bunu ihtimal olarak bahsediyoruz. Teknolojinin bizi getirdiği yer burası. Bu yarın da olabilir 5 sene sonra da olabilir. Ama 2100 yılına kadar yüzde 80-90 ihtimalle olması bekleniyor. Bu depremlerden sonra hep Marmara Depremi konuşuluyor. Diğer yerlerde meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden insanlara haksızlık gibi geliyor. Çünkü biz hep meydana gelen depremden sonra büyük Marmara Depremi’ni konuşuyoruz. Ama Van, İzmir ve başka depremlerde canlarımızı kaybettik. Sadece Marmara’ya odaklanmak doğru değil. Türkiye faylar cenneti. Dolayısıyla Marmara’yı beklerken önümüzdeki günlerde yıllarda başka bir bölgemizde 6 ila 7 büyüklüğünde depremlerle karşılaşabiliriz. Herkesin farkında olması gerekir. Bazen de çok korkutucu açıklamalar oluyor. ’Terk edin, gidin’ gibi. Esasında baktığınız zaman üzerinde yaşadığınız zemini bildiğiniz ve ona uygun büyüklükte bir tasarlanmış binada yaşadığınız takdirde 7 büyüklüğündeki deprem size zarar vermeyecektir. Önemli olan yapı ve zemin ilişkisinin kurulmuş ve mühendislik hizmeti almış binalarda yaşayabilmek. Her gün bu korkuyla yaşanmaz. Dolayısıyla yaşadığımız zemin ve binayı bilmeliyiz" ifadelerine yer verdi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ