Liselere Geçiş Sınavı (LGS) bugün yapıldı. Nesibe Aydın Okulları uzmanları sınavla ilgili yaptıkları ilk değerlendirmede, MEB’in yayımladığı örnek sorulara paralellik gösteren LGS’nin, öğrencilerin; problem çözme, yorumlama, bilgiyi gerçek hayatla ilişkilendirebilme ve zaman yönetimi becerilerini ölçtüğünü ifade etti. Uzmanlar, “Matematik sorularının bilgiyi kavrama, okuduğunu anlama, çıkarım yapma, problem çözme, tablo okuma, akıl yürütme ve uygulama düzeyinde olduğu gözlemlenmiştir. Sorular, günlük hayatla ilişkilendirilmiş, her soruda görsellere yer verilerek matematik okuryazarlığının ölçülmesi hedeflenmiştir. Bu yönüyle, her ay MEB tarafından yayınlanan örnek sorulara benzer tarzda sorular sınavda yer almıştır. Örneğin; Ekim ayında yayımlanan gübre sorusu, Aralık ayında yayımlanan geometri tahtası sorusu, Mayıs ayında yayımlanan Braille alfabesi sorusu gibi birçok sorunun, örnek sorulara benzer olduğu dikkat çekmiştir. Sınavda, 8. sınıf müfredatında yer alan tüm konulardan soru sorulduğu gözlemlenmiştir. Matematik de yer alan her sorunun görsel içerikli ve uzun olması, çözüm aşamasında öğrencilerin zaman kaybetmelerine neden olmuştur. Sonuç olarak bu sınavın, matematik dersinin sadece bilgiyi ölçmeye yönelik değil, bireyin bilgiyi gerçek hayat ile ilişkilendirebilme ve problem çözme becerisini de ölçtüğü görülmüştür. 2019 LGS’de ve yine ayırt edici olan bölüm Matematik oldu” dedi.
“TÜRKÇE’DE MUHAKEME YAPABİLEN KAZANDI”
İlk oturumda gerçekleştirilen Türkçe sınavı hakkında da açıklamalarda bulunan uzmanlar, “Türkçe sorularının MEB’in yayımladığı örnek sorulara paralel hazırlandığı görülmüştür. Önceki yıllarda gerçekleştirilen merkezi sınavlarda okuma - anlama kazanımlarına yönelik soruların ağırlıklı olarak sorulması geleneği, bu yıl uygulanan sınavda da değişmemiş, ancak, pek çok soruda muhakeme ve dikkat becerisi de ölçülmüştür. Türkçe testindeki 20 sorunun 14’ü okuma dil becerileri, görsel yorumlama, grafik/tablo okuma ve sözel mantık sorularından oluşmuştur. Türkçe bölümü, soru niteliği bakımından, okuma - anlama - yorumlama becerileri ve muhakeme yeteneği üst düzeyde olan öğrencileri öne çıkaracaktır. Bu yıl uygulanan sınavın geçen yılki LGS’den en büyük farkı, çoklu kazanım sorularına sınavda hiç yer verilmemiş olmasıdır. Dil bilgisi soruları, öncüllerindeki bilgilendirici açıklamalarla verilmiş olup, öğrencilerden de verilen bu bilgileri uygulamaları beklenmiştir. Bu da sınavın, ezberci yaklaşımdan her geçen yıl biraz daha uzaklaşıldığı izlenimini oluşturdu. Dil bilgisi konularında “fiilde çatı”ya yer verilmezken cümlenin ögeleri konusunun, anlatım bozukluğu sorusunun içinde dolaylı olarak yer aldığı; görsel yorumlama, grafik/tablo okuma ve sözel mantık sorularının ise seçici nitelikte olduğu görülmüştür” şeklinde konuştu.
“NİTELİKLİ GÖRSELLERİN KULLANILDIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR”
İkinci oturumda gerçekleştirilen Fen Bilimleri bölümündeki soruların tamamının müfredata uygun olduğunu açıklayan uzmanlar, “Fen Bilimleri bölümündeki soruların tamamının müfredata uygun olduğu ve daha çok yoruma dayalı, deneysel sorulardan oluştuğu gözlemlenmiştir. Akademik bilgisi yeterli olan, fen okuryazarlığı bulunan, okuduğunu anlayabilen, yorum yapabilme gücüne sahip öğrencilerin soruların tamamını kolaylıkla çözebileceklerini düşünüyoruz. Bazı sorular MEB’in yayınladığı örnek sorular formatında iken, bazılarının ise TEOG formatındaki sorulara benzer olduğu dikkat çekmiştir. 2018 LGS ile karşılaştırıldığında cevap seçeneklerinin daha çeldirici olduğu görülmüştür. Fen bölümünde, tek sayfalık uzun soruların yanı sıra, kısa metinlerden oluşan, nitelikli görsellerin kullanıldığı tespit edilmiştir. Özellikle, basit makinelerdeki kuvvet kazancı ve elektriklenmedeki boyanın yüzeye düzgün dağılması sorularının belirleyici olacağını düşünüyoruz. Öğrencilerin matematik bölümünde çok zaman kaybetmesi ve Fen Bilimleri bölümündeki çeldirici cevaplı soruların fazla olması nedeniyle, bu durumdan öğrencilerin olumsuz etkileneceği ön görülmektedir” diye konuştular.
“YABANCI DİL DİKKAT İSTİYOR”
LGS’nin dil bölümündeki soruların görsel ve tablolara dayalı sorulardan oluştuğunu belirten uzmanlar, “Yabancı Dil bölümünde, MEB müfredatında daha önceden belirlenmiş kazanımlardan sorular sorulmuştur. Yöneltilen soruların çoğu anlaşılır olmakla birlikte, sınavda çelişkili soruların olmadığı gözlenmiştir. Bu yılki sınav sorularının MEB’in yayınlamış olduğu örnek sınav soruları ile benzerlik gösterdiği görülmüştür. LGS Yabancı Dil bölümüne genel olarak bakıldığında, soruların çoğunluğunun görsel ve tablolara dayalı sorular olduğu gözlemlenmiştir. Soruların geneli, anlama ve yorum yapmaya dayalıdır. Belirleyici soru sayısının 1 adet olduğu sınav, alışılmış olumlu yönergelerin aksine olumsuz yönergeler ve seçeneklerin birbirine olan benzerliği ile dikkat çekmektedir. Sonuç olarak yabancı dil bölümü geçmiş yıllarda yapılan sınavlarda olduğu gibi öğrencileri zorlamamış ve gerekli kazanımları ölçmüştür” dedi.
"SORULARIN ÇOĞUNUN YORUMA DAYALI OLDUĞU GÖRÜLMÜŞTÜR"
İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük sorularının şaşırtmadığını ifade eden uzmanlar, “Yöneltilen soruların çoğunun yoruma dayalı olduğu görülmüştür. Soruların kazanımlarla bire bir örtüştüğü, ancak soru sayısının azlığı nedeniyle kapsam geçerliliğinin olmadığı saptanmıştır. Öğrencileri çelişkiye düşürecek herhangi bir soruya rastlanmamış olup, ağırlıklı olarak “Atatürkçülük ve Çağdaşlaşan Türkiye” ünitesinden soruların sorulduğu görülmüştür. Ancak çok partili hayata geçiş denemelerinin anlatıldığı “Demokratikleşme Çabaları” ve bu yıl kapsamı daraltılan ‘Atatürk’ün Ölümü ve Sonrası’ ünitesinden soru sorulmamıştır. Sorular, daha önce uygulanan merkezi sınavlar, geçen yıl uygulanan LGS ve yıl boyunca yayınlanan örnek sorularla benzerlik göstermiştir. Yıl boyunca MEB tarafından harita yorumlama bilgi ve becerilerini ölçmeye yönelik soru örnekleri yayınlandı; ancak 2019 LGS’de farklı olarak bu tarzdaki sorulara rastlanmamıştır. Öğrencilerin mevcut bilgilerini kullanarak yorum yapabilme gücünü ölçen soruların tamamı, anlama ve kavrama düzeyinde olduğu için, iyi odaklanan ve yorum gücü yüksek olan öğrencilerin sınavda zorlanmadığı kanaatindeyiz. Sınavın sözel ve sayısal olarak ayrılması ise T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi açısından avantajlı bir durum olduğu düşünülmektedir” dedi.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ’NDE SÜRPRİZ YOK
Nesibe Aydın Okulları uzmanları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi sınavı hakkında ise şu açıklamalarda bulundular:
“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları şaşırtmadı. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümünün, dikkat edildiği takdirde kolay yanıtlanabilecek sorulardan oluştuğu görülmüştür. Bölüm sorularının genelde çok fazla bilgi gerektirmeyen, yoruma dayalı sorulardan oluştuğu, yayınlanan örnek sorularla uyumlu olduğu gözlemlenmiştir. Sorular kazanımları yönünden değerlendirildiğinde, ilan edilen kazanım konularının dışına çıkılmadığı görülmüştür. Soruların ünitelere göre dağılımı ele alındığında, 3. ünite hariç her üniteden en az 2’şer soru sorulduğu göze çarpmıştır. Genel olarak metin çözümlemeye dayalı sorulardan oluşan sınavın Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümünün kolay olduğunu ifade edebiliriz.”
Zihinsel ve bedensel olarak oldukça yorucu geçen yılın sonunda, öğrencilerin dinlenmeyi fazlasıyla hak ettiğini belirten Nesibe Aydın Okulları uzmanları, puanların açıklanmasının ardından başlayacak tercih döneminde ise öğrencilerin hedeflerini doğru belirleyerek karar vermeleri gerektiğinin altını çizdi.
(Emin Kuvat /İHA)