MHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Adayı Oktay Vural, İhlas Haber Ajansı İzmir Bölge Müdürü Özcan Aydın’ı ziyaret etti. Ziyarette gündeme dair açıklamalarda bulunan Vural, MHP’nin zayıflatılmaya çalışıldığını ancak 1 Kasım seçimlerinde daha güçlü çıkacağını belirtti.
“AK PARTİ’DEN MHP’YE GEÇENLER VAR”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun MHP’nin içinde bölünmeler olduğunu ve bu nedenle seçimden sonra beşinci parti çıkabileceği sözlerini eleştiren Vural, asıl bölünmenin AK Parti içinde olduğunu savundu. MHP olarak güçlendiklerini ifade eden Vural, “Daha önce de söylediler. Çözüm ortaklığı meselesinde ‘terör bitecekti, çözüm ortağı olmadınız, siz de biteceksiniz’ diye söylemediler mi bunlar? Demek ki bunların en büyük korkuları MHP, çünkü biz güçlüyüz. Neden MHP üzerinde oyun oynanıyor? Niye HDP’ye ‘bölünecek, zayıflayacak’ diye söylemiyorlar? Bu demektir ki Adalet ve Kalkınma Partisi HDP ile olan çözüm ortaklığını 1 Kasım’dan sonra ileriye taşımak için MHP’nin zayıf düşmesini bekliyor. MHP milletin direnci aynı vücudumuzdaki direnç gibi, bağışıklık sistemi. Bağışıklık sisteminin düşmesini kim ister? Virüsler, fitneler ister. Nasıl bölünme olabilir ki? Bunu ancak bölücüler isteyebilir."
Adalet ve Kalkınma Partisi’nden birçok insanın MHP’ye geçtiğini anlatan Vural, "Cumhuriyet Halk Partisi'nden MHP’ye geçiş var. Biz 7 Haziran seçimlerinde oyları nereden aldık? Bütün bunları bırakın, 50 kişiyi falan da. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin düşen oyları Milliyetçi Hareket Partisi’ne gelmedi mi? Yüzde 13 oyumuz, 16 küsura çıkmadı mı? E şimdi Halep oradaysa arşın burada yani gerçekler burada. Bunlar algı operasyonu yapıyorlar. Dolayısıyla biz her gün Adalet ve Kalkınma Partisi’nden MHP’ye geçen bir çok insanı müşahade ediyoruz.”
“HERHALDE BÜLENT ARINÇ’IN BİR BİLDİĞİ VAR”
Adalet ve Kalkınma Partisi’nde ciddi kırılmalar olduğunu ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın AK Parti’nin gerçeklerini ortaya koyduğunu öne süren Vural, şöyle konuştu:
“Kopuşlar var. Sorgulamalar var. Aday yapılmayanlar, aday olmak istemeyen eski üç dönemlikler var. Özeleştiri yapanlar var. Biliyorsunuz işte Bülent Arınç ve Abdullah Gül’ün açıklamaları var. Bu eksende Sayın Davutoğlu’nun, Abdullah Gül aleyhine yaptığı konuşmalar var. AKP içerisinde çözüm ile rüşvet ve yolsuzluk altında iki fay hattı var. Bu fay hatlarında dolayı Adalet ve Kalkınma Partisi 13 yıllık durumunu sorguluyor. Dolayısıyla böyle bakıldığı zaman çok ciddi kırılganlık olduğu gayet açık ve nettir. Bir koalisyon isteseydik biz kurardık, ama istemedik’ dediyse eğer herhalde Türkiye’yi yönetmiş ve belli bir seviyeyi geçmiş Bülent Arınç’ın bir bildiği var demektir. Bülent Arınç’ın rüşvet ve yolsuzlukla ilgili söyledikleri var. Arınç çözüm meselesinde parlamento kürsüsünde ‘Muhalefet Milliyetçi Hareket Partisi haklı çıktı’ deyişi var. Dolayısıyla Sayın Bülent Arınç’ın söylediklerine bakıldığında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gerçeklerini görüyoruz. Abdullah Gül Beyi kedi kongrelerine çağırmayanlar, ’28 Şubat’ın yapmadığını bana yaptı’ diyenler, Bülent Arınç’ın ‘TRT ve Anadolu Ajansı bana ambargo koyuyor’ söylemlerini dikkate aldığınızda, aslında AKP’nin içinin nasıl otoriter, demokrasiden uzak, baskıcı bir anlayışla yönetildiğini gayet açık ve net ortaya koymaktadır. Bu bakımdan Sayın Bülent Arınç, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin içini bilen ve bu yönüyle mesajlarını topluma veren birisidir. Biz de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu süreç içerisinde Bülent Arınç’ın ifadeleriyle kendi iç muhasebelerini yapmaları gerektiğini düşünüyoruz.”
“BEN DE AMBARGOLUYUM HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ”
Vural, "Ben ambargoluyum. TRT’ye bugüne kadar hiç çıkartmadılar. Bir ‘meclis taksi’ye çıktım, o da öyle bir program ama bugüne kadar hiçbir tartışma programına çıkartmadılar. Korkuyorlar çünkü" diye konuştu.
TRT’nin durumunun içler acısı olduğunu anlatan Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Açıkçası milletin helal vergileriyle yayın yapan TRT’ye hakkımızı helal etmiyoruz. Ben onlardan talepte bulunacak bir kimse değilim onların görevini yapması lazım. Kanunla kendilerine verilen görevler vardır ama bu görevlerini yerine getirmemektedir. Sadece parti olarak değil aynı zamanda dolaylı aktörler itibariyle de AKP’nin parti borazanı olmuştur. Bakın iktidar demiyorum bir parti borazanı haline geldiği çok açık ve nettir."
“BİZİM ÖNCEDEN BİR PARTİYLE KOALİSYON TERCİHİMİZ YOK”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Bir koalisyon olursa tercihimiz MHP olur’ sözlerini de değerlendiren Vural, şunları söyledi:
"Bizim önceden bir partiyle koalisyon tercihimiz yok. Seçim beyannamelerine bakıldığında AKP ile CHP arasında daha fazla benzerlik olduğunu görüyoruz. Zannediyorum Kılıçdaroğlu, AKP ile özdeşleşen seçim beyannamesinin üzerini örtmek için muhalefet anlayışıyla meseleye bakıyor. Biz şu veya bu parti değil biz ilkeler bazında meseleye bakıyoruz. İlkeler bazında baktığımız için de biz kendi konumumuzu AKP ya da CHP’ye göre değil milletimize göre belirliyoruz. Zannederim 2 Kasım’dan sonra bu mutabakat çerçevesinde bir hükûmet kurulacak ve MHP de bu hükûmetin oluşumunda büyük katkı sağlayacaktır. Eğer partimize tek başına iktidar verilmezse, o eksende biz sorumluluğumuzu üstlenmeye hazırız. HDP dışındaki diğer partilerle 4 ilkemiz ekseninde bir mutabakat zemini oluşacağına inanıyoruz.”
“SAYIN BAŞBAKAN HİÇ OLMAZSA ÖZÜR DİLE”
Oktay Vural, Başbakan Davutoğlu’nun Adana’da düzenlediği mitingde kendisinin Ulaştırma Bakanlığı yaptığı dönemde “Hızlı treni belki torunlarımız görür” dediğini iddia ederek, “Bu MHP’liye soruyorum. Gel gör. Torununu da al gör ki o torunlar bu ülkenin geleceğinin AK Parti’de olduğunu görsünler” sözlerini de eleştirdi.
Vural, hızlı tren, Marmaray ve İZBAN projelerinin kendi dönemlerinde yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Bir Başbakan bunu söylerse olmaz. Bugün hızlı tren projesi MHP döneminde ihale edilmiş bir projedir. Hatta ihalesi ve projesi yapılırken hazine ile yaptığım görüşmelerde bulunan TCDD genel müdürü de şu an Adalet ve Kalkınma Partisi’nden milletvekilidir. Yani insaf, biraz kadirşinas olmak lazım. Bu yalanla siyaset olmaz. Marmaray için ‘ecdadımızın projesi, raftan indirdik’ diyorlar. Ya sizin rafta gördüğünüz projeyi ben getirmişim, yapmışım. Şimdi siz de ne kadar güzel bu projeyi almış getirmişsiniz ya bir teşekkür etseniz bari. İzmir’deki İZBAN meselesi, Ahmet Piriştina ile protokolü imzalayan biziz. Biz getirdik diyorlar. Sayın Başbakan’dan hiç olmazsa bir özür dilemesini bekliyorum. Bir özür dile diyorum. Sayın Başbakan bundan bir şey kaybetmezsiniz ya, kaybetmezsiniz.”
“BAŞBAKANIN BİR DEDE OLARAK GÖREVİDİR”
Vural, sözlerine şöyle devam etti: “Sayın Başbakan hiç olmazsa yanındaki genel müdüre sorsaydı ya. Hiç olmazsa kendi torunlarına doğruları söylesin. Torunlarının yalanla büyümesi doğru değil, onların geleceklerini karartmasın. Sayın Başbakan’a çağrım, eğer vatandaşlardan özür dilemiyorsa, torununu bir alsın yanına bir akşam ‘yavrum böyle böyle söyledim ama bunlar doğru değil’ desin. Çünkü o torunların gözlerini karartmak doğru olmaz, onlar Türkiye’nin geleceğidir. Türkiye’nin geleceğine sahip olanların yanlış bilgilerle geleceğe bakmamalarını temin etmek hiç olmazsa bir dedenin başlıca görevidir.”
“IŞİD VE PYD’NİN İŞBİRLİĞİ YAPTIĞINI SURİYE’DE GÖRDÜK”
Ankara’daki katliamdan HDP’nin acıyı kullanarak nemalanmaya çalıştığını belirten Oktay Vural, “HDP ve PKK kendi kitlesel desteklerini artırmak için bir acıyla, acıyı kullanmak istemişlerdir. Bu yönüyle bakıldığında IŞİD ile PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde de işbirliği yaptıklarını gayet açık ve net görüyoruz. Bu tablo şunu ortaya koyuyor ki Türkiye’de maalesef terör örgütleri tutulmuştur. Örümcek ağı kurmuşlardır. Maalesef siz Türkiye’nin iç politikasını PKK terör örgütüne, dış politikasını PYD ve IŞİD eksenine getirirseniz, terör örgütleri yapacağı eylemlerle sizi yönlendirmeye devam eder” ifadelerini kullandı.