Ankara
Dairenin kararına göre, Antalya'da bir kişi, gittiği evde sütlaç pişirip içine ilaç kattı. İlaçlı sütlaçları ev sahiplerine yediren kişi, ev sahiplerinin uyuyakalmaları sonrası evden 1700 avro, 2 bin 630 lira ve cep telefonu çaldı.
Uyanmalarının ardından soyulduğunu fark eden ev sahiplerinin şikayeti üzerine kimliği belirlenen kişi hakkında dava açıldı.
Yargılamayı yapan yerel mahkeme, ceza alt sınırından uzaklaşarak " nitelikli yağma" suçundan sanığa 14 yıl hapis verdi. Karara itiraz da Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi tarafından reddedildi.
Ev sahipleri uyuduktan sonra hırsızlık yaptığını itiraf eden ancak katılanlara ilaç vermediğini öne süren sanık, kararı temyiz etti.
Sanık, temyiz başvurusunda, mahkumiyetine ilişkin "nitelikli yağma" suçunun unsurlarının oluşmadığını, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesinin ve takdiri indirim uygulanmamasının hukuka aykırı olduğunu iddia etti.
Temyiz istemini görüşen Yargıtay 6. Ceza Dairesi, temyiz istemini reddetti ve mahkumiyet kararını onadı.
Kararın gerekçesinden
Dairenin kararında, Türk Ceza Kanunu'nda, "mağdurun kendisini bilemeyecek ve savunamayacak hale getirilmesinin yağma suçunda cebir sayılacağı"nın hüküm altına alındığı anımsatıldı.
Dava konusu olayda, ev sahiplerine verilen sütlaçta, yeşil reçeteyle satılan uyku getirici nitelikte ilaç tespit edildiği belirtildi.
Sanığın, ilaçlı sütlaçla ev sahiplerini kendilerini savunamayacak hale getirdiği belirtilen kararda, bu nedenle yerel mahkemenin işlenen suçu "nitelikli yağma" kapsamında değerlendirmesinin hukuka aykırı olmadığı bildirildi.
Sanığın 2 kişiyi birden uyutarak eylemi gerçekleştirmesi nedeniyle ceza alt sınırından uzaklaşılmasının orantılı olduğu, takdiri indirim konusunda değerlendirme yetkisinin ise mahkemeye ait olduğuna yer verilen kararda, mahkumiyet kararının hukuka aykırı bulunmadığı kaydedildi.