Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamada "Yeni bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çalışması var. Son noktaya doğru getiriliyor" ifadelerini kullandı.
“153 olay engellendi”
Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde PKK’ya karşı yapılan ve sınır ötesinde yapılan terörle mücadelelerin gözden geçirildiğini belirten Kurtulmuş, “Bu operasyonlar sayesinde Türkiye’de terör örgütünün geriletildiği bir kere daha teyit edildi” dedi.
Güvenlik birimlerinin fiziki olarak kendilerini yapılandırması, oluşturulan yeni birliklerle mücadeleye verilen katkısın sürdürülmesinin gündeme getirildiğini kaydeden Numan Kurtulmuş, polis, jandarma, sahil güvenlik ile yeni ihdas edilen bekçilik alanında çok sayıda güvenlik elemanının kadroya dahil edilmesi konusundaki çalışmaların da gözden geçirildiğini ifade etti. Kurtulmuş, 2018 yılının Nisan ayında Kent Güvenlik Yönetim Sisteminin 81 ilinde gerçekleştirileceğinin planlandığını açıkladı. Uyuşturucu tacirleri ile de son derece kesin bir mücadele gerçekleştirildiğini, bu konuda da büyük başarı elde edildiğini belirten Kurtulmuş, “Terörü önleme konusunda istihbarata dayalı olarak son 6 ayda sürdürülen çalışmalar sayesinde 153 olay engellendi” diye konuştu.
Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi’nin kurulması ile ilgili çalışmaların da toplantıda gözden geçirildiğini belirten Kurtulmuş, “Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin sınırlarının terör örgütlerine, insan kaçakçılığına ve diğer kaçakçılık olaylarına karşı korunması için Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi ile ilgili gelişmeler gözden geçirildi” şeklinde konuştu.
Terörden mağdur olan çiftçilere müjde
Terör mağduru çiftçilere yönelik bir kararın Bakanlar Kurulunda alındığını açıklayan Kurtulmuş, “Diyarbakır, Mardin, Şırnak ve Hakkari illerinde terörden zarar gören çiftçilerin, tarımsal kooperatiflerin ve tarım işletmelerinin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının ertelenmesi ile ilgili bir karar Bakanlar Kurulu tarafından imzalandı” ifadelerini kullandı.
“Barbarca bir tutum içine girdiler”
Suriye’deki gelişmeleri, Avrupa ülkeleri ile ilgili yaşanan krizler dolayısıyla Dışişleri Bakanlığının yaptığı diplomatik görüşmeleri Bakanlar Kurulunda paylaştığının altını çizen Kurtulmuş, Avrupa ülkeleri ile yaşanan krize ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Avrupa ülkelerinin tavrı son derece antidemokratik, insan haklarına, fikir özgürlüklerine, siyasal katılıma ve her şeyden önemlisi Avrupa’nın kendi değerlerine aykırı şekilde Türkiye’nin seçilmiş bakan ve milletvekillerini kendi ülkelerinde konuşturmamak gibi, referandum kampanyası dolayısıyla Türk vatandaşları ile buluşturmamak için her türlü numarayı yaptılar, her türlü baskıyı ortaya koydular. Orada Türk vatandaşlarının yaptığı barışçıl gösteriyi, daha doğrusu yerinde duruşu da atları ve köpekleri ile engelleyecek kadar barbarca bir tutum içine girdiler. Bu tavrı reva görenler PKK’nın açık şekilde gösteri yapmasına ses çıkartmadılar. Hatta PKK’nın Almanya’nın şehirlerinde gösteri yapmasını, tabiri caizse polisin gözetimi altında güvenlikle yapabilmelerini sağlayacak her türlü imkanı ortaya koydular.
Bu kabul edilemez. Dostluğa, müttefikliğe, uzun yıllardır devam eden işbirliklerimize uymayan son derece yanlış bir tutumdur. Bu tavrı sineye çekmediğimizi bir kere daha ifade ediyoruz. Bu tavırlar maalesef daha sonra ortaya konulan fikirler ve demeçlerle biraz daha derinleştirilmiştir. Alman İstihbarat Teşkilatı Başkanının, 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ izine rastlanmadığını, Türkiye’nin FETÖ’nün bu işin arkasında olduğuna dair ifadelerinin ikna edici olmadığını söylediği cümleler kabul edilebilir değildir. FETÖ’nün bu işin arkasında olduğunu ispat edilmesi için 250 kişinin değil, 250 bin kişinin mi ölmesi gerekirdi. Bu Türkiye karşıtlığını bir adamı daha ileriye götürmek demektir, FETÖ’ye arka çıkmak demektir. Schulz’un söylediği sözler de kabul edilebilir sözler değildir. Bütün bunları bir telaşla söylenmiş, Türkiye’nin referandum kampanyasına ilişkin, ‘evet’ çıkmaması ilişkin bir telaşla söylenmiş sözler olarak kabul ettiğimizi söylemek isterim.”
Bazı Avrupa gazetelerinin ortaya tavrın da kabul edilemez olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye’deki 16 Nisan referandumundan Blick gazetesine ne, Bild gazetesine ne? Niye Almanya’yı ilgilendirir, niye Almanya’yı ilgilendirir? İsviçre’de halkoylaması yapmıyoruz ya da Almanya’da bir halkoylaması için gazetelerinizin manşetlerini o halkoylamasında şu ya da bu tarafa tahsis etmiyorsunuz. Bu açık bir şekilde Türkiye’nin içişlerine karışmaktır, Türkiye’deki siyasi gelişmelere burun sokmaktır. Hiç kimse Türk halkını bir şey anlamaz zannetmesin” diye konuştu.
İHA