Küçük yaşından beri teknolojiye büyük ilgi duyan Proekip Teknoloji Genel Müdürü aynı zamanda Kastamonu Üniversitesi Fizik Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisi Zehra Banu Hacıoğlu, 2012 yılında dünyada büyük gelişme gösteren dronelara merak sararak yerli drone üretimi için harekete geçti. 2015 yılında kurduğu şirket ile KOSGEB’den hibe desteği de almaya hak kazanan üniversiteli öğrencisi, üreteceği yerli drone ve yerli yazılım ile terör olaylarını en aza indirmeyi hedefliyor. Üniversitesi öğrencisi, ayrıca Türkiye’de henüz yerli üretimi bulunmayan droneların da yerli üretimini ve yerli yazılımını yaparak güvenlik, tıp, tarım ve sağlık başta olmak üzere birçok alanda daha aktif kullanılmasını amaçlıyor.
“YERLİ DRONE ÜRETİMİNİ, SERİ ÜRETİME GEÇİRMEK İSTİYORUZ”
Hacıoğlu, drone teknolojisinin dünyada ve gelişmekte olan ülkelerde fazlasıyla birçok alanda hizmet verdiğine dikkat çekerek, “Dronelar, gelişmiş ülkelerde ve yurtdışında, kargo şirketlerinde, tıpta, polis, asayiş ve güvenlikte, haritacılıkta, tarımda başta olmak üzere birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde ise, sadece fotoğrafçılık ve hobi alanında kullanılmaktadır. Biz, bu açığı görerek ülkemizde de droneların birçok alanda kullanılmasını sağlamak amacıyla drone üretimi, iskelet üretimi ve yazılım üretimi yapmaktayız. Amacımız, kendi özel tasarımız olan iskelet sistemlerini üretmek ve kendi özel yazılımlarımızı yapmaktır. Her ihtiyaca uygun droneları özel tasarımlarımızla ve yazılımlarımızla üretmek istiyoruz. Ayrıca bunların seri üretimine geçmek istiyoruz” dedi.
TEKNOLOJİYE OLAN İLGİSİ ONU, İŞ KADINI YAPTI
Küçüklüğünden itibaren elektronik cihazlara büyük ilgisinin olduğunu söyleyen Hacıoğlu, “Üniversite yıllarımda, elektrik ve elektronik ile ilgili dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeye çalıştım. Droneların dünyada yaygınlaşmasıyla birlikte ilgim bu alana doğru kaymaya başladı. Dronelar, bugün dünyada haritacılıkta, arama kurtarmada, sağlıkta, tarımda ve bilimsel araştırmalar gibi birçok alanda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır ve sürekli yeni sektörlere yayılmaktadır. Ülkemizde ise, genel anlamda hobi ve fotoğrafçılık faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Dünyadaki gelişimleri takip ederek diğer faaliyet alanlarında da ülkemizde kullanılabileceği düşüncesiyle 2012 yılından itibaren dronelar üzerinde çalışmalar yapmaya başladım. 2015 yılında da KOSGEB girişimcilik sertifikasını aldım. 2015 yılı içerisinde iki proje ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknik ve Girişimcilik Sermayesi programına başvurdum. Fakat beklediğim sonuçlara ulaşamadım. Kasım ayı içerisinde firmamı kurarak KOSGEB girişimcilik desteğine başvuruda bulundum ve projem desteklenmeye uygun görüldü” diye konuştu.
“ÖNCELİKLE KENDİ İSKELET SİSTEMLERİMİZİ VE BU SİSTEMLERE BAĞLI OLARAK ÖZEL DRONELARI GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ”
Türkiye’de drone parçalarının üretiminin henüz yapılmadığını söyleyen Hacıoğlu, “Yurtdışından gelen sistemlerin birleştirilmesiyle dronelar hazır hale getirilmektedir. Yurtdışından malzeme getirmek, gümrük vergileri ve gümrükte yaşanacak sorunlardan dolayı beraberinde birçok sorunu getirmektedir. Bu sorunu en aza indirebilmek ve dışa bağımlılığımızı minimize edebilmek ve tasarımlarda esnekliği sağlayabilmek için öncelikle olarak kendi iskelet sistemlerimizi ve bu sistemlere bağlı olarak da özel droneları geliştirmekteyiz. Ayrıca ihtiyaçlara göre yeni sensörler tarafımızca yapılan yazılımlar vasıtasıyla son kullanıcıya çözümler sunmaktayız. Yaptığımız çalışmalarla sürekli ürün yelpazemizi de geliştirmekteyiz” şeklinde konuştu.
Dronelara konulacak grim sistemi sayesinde her türlü kameranın droneların üzerine monte edilebileceğine dikkat çeken Hacıoğlu, şöyle konuştu: “Şu anda yanımda gördüğünüz drone, 8 motorlu bir otokopter olup iki kilometre menzile ve yüksüz bir saat kadar uçabilme yeteneğine sahiptir. Ayrıca 50 kilograma kadar yük taşıma kapasitesine sahiptir. Son kullanıcının isteği doğrultusunda bu değerler değişebilmektedir. Drone üzerine monte edebileceğimiz grim sistemi sayesinde her türlü kamera ile sorunsuz bir çekim ve sorunsuz bir uçuş gerçekleştirilebiliyor. Bizden talep edilmesi durumunda bu sisteme termal kamera, infrared kamera ultrasonik veya rüzgar sensörü gibi birçok sensör ilave edip programlayarak spesifik sistemler üretebilmekteyiz.”
“YURTDIŞINDA DRONELAR, GÜVENLİKTE AKTİF OLARAK KULLANILIYOR”
Yurtdışında polis veya askerler tarafından suçluların takip ve tespiti alanında droneların aktif şekilde kullanıldığına işaret eden Hacıoğlu, şunları kaydetti: “Bu droneların avantajı çok fazla yer kaplamaması ve kısa sürede uçuşa hazır hale gelebilmesidir. Ayrıca droneların kullanılması için bir uzmanlık da gerektirmemesi kullanımını daha etkin kılıyor. Bunların da dışında en önemlisi de fiyatlarının avantajlı olmasıdır. Her karakolda ve ekip arabalarında kolaylıkla bulundurulabilir. Arazi tarama faaliyetlerinde termal kamera ile donatılmış sistem sayesinde verimli bir şekilde kullanılacağı aşikardır.”
Türkiye’nin, politik konumu itibariyle terör tehdidi altında olduğunu vurgulayan Hacıoğlu, “Asayiş kuvvetlerimiz termal kameralı dronelar kullanarak suçluları tespit edebileceklerdir. Bununla ilgili yazılımlarımız mevcuttur. Biz, KOBGEB desteğini alarak bu droneların iskeletlerini kendi tasarımlarımızla üretmek istiyor ve ülkemize yerli üretimle de katkıda bulunmak istiyoruz. Bu yaptığımız otokopter, 2 kilometre havalanabiliyor ve 2 kilometre uzaklığa kadarda gidebiliyor. Bu otokopterin altına yerleştireceğiniz termal kamera sayesinde suçluları, havadan rahatlıkla görebilirsiniz ve kaçmalarına da engel olabilirsiniz. Termal kameralar kullanılarak ülkemiz sınırlarındaki kaçakları, kaçakçılığı ve kaçak girişleri engelleyebiliriz. Droneların, diğer insansız hava araçlarından farkı düşük maliyette olup her türlü karakollarla özellikle sınır karakollarıyla ekip arabalarında konuşlandırılabilir” ifadelerini kullandı.
KOSGEB’İN VERDİĞİ DESTEKLE SERİ ÜRETİME GEÇECEK
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Kastamonu Şube Müdürü Nevzat Erol ise, şunları söyledi: “KOSGEB olarak girişimcilerimizin ve KOBİ’lerimizin yanında olmaya ve onların gerçekleştirmeye düşündükleri fikirlere katkı sağlamaya devam ediyoruz. Kastamonu’da çok sayıda girişimcimiz, çok değişik iş fikirleriyle işlerini kurdular. KOBİ’lerimizde, diğer proje ve programlarımızla desteklerini almaya devam ediyorlar. Bu anlamda biz, özellikle inovatif yenilikçi fikirlerle bize gelen arkadaşlarımızın gerçekleştirdiği iş fikirlerini önemsiyoruz. Bu bağlamda bayan girişimci arkadaşımızın iş fikrini de son derece inovatif çalışma olarak değerlendirdik. Bu yüzden KOSGEB destek kapsamına aldık. Bayan girişimcimizden 50 bin TL hibe, 100 bin TL’de faizsiz kredi boyutuyla yeni girişimci destek programından yararlanarak işletmesini kurdu. Bugün burada belki gelecekte çok büyük üretimler yapabilecek olan, Türkiye’de marka değeri olabilecek olan bir işletmenin ilk soluklarını görüyoruz."