Karaalioğlu Parkı’nda gerçekleşen İlber Ortaylı’nın Konferansı’na Antalyalılar büyük ilgi gösterdi. Ünlü tarihçi Yörüklerin tarihiyle ilgili vatandaşlara bilgi verdi. Yörüklerin hür hayatı yaşamayı sevdiğini ifade eden Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Türkiye oğuz Türklerinin geldiği bir bölgedir. Oğuzlar Türk dünyasının en kalabalık kabilesi olarak bilinir. Yörükler baskıya fazla gelemezler kendi hür hayatlarını yaşamayı severler. Örneğin Kıbrıs adası fetih edilince oraya fazla miktarda Toros Türkmen’i yerleşmiştir. Alanya’dan İçil bölgesine kadar. Sebebi de şöyledir, buralarda birbirleriyle geçinemeyen boyları Kıbrıs’a sürmüşlerdir. Kıbrıs’ın ahalisi Toros Türkmen’idir.
YÖRÜKLÜK YARI GÖÇEBELİK
Yörüklük ve Türkmenliğin yarı göçebelik olduğunu belirten Ortaylı, “Ben ilkokuldayken okullar 10 Haziran’da kapanırdı. Ama bu Konya, Karaman, Ermenek için ve Antalya’nın bazı kesimleri için geçerli değildi. Çocukların karneleri Mayıs ortalarında verilirdi. Verilemezse öteki dönem alırlardı. Çünkü herkes çocuğuyla beraber devesine biner yavaş yavaş tırmanırlardı. Onlar Eylül’de dönerlerdi mevsim Kışlığa dönerdi" dedi.
TÜRKMEN DEMEK GÖÇMEN DEMEK
Anadolu bölgesinin Türkleşmesinde en büyük sebebin Türkmenlerin köylere yerleşmesi ve dağları tutması olduğunu vurgulayan Ortaylı, "Türkler Anadolu’ya 11. Asrın sonunda geldi. Türkler şartlardan dolayı Suriye’den fazla ilerleyemedi. Çok kısa zaman sonra İznik’e gelip yerleştiler. Haçlı seferleri başlayınca onları karşılayan ilk Müslüman topluluk İznik’teki Selçuklu devleti oldu. Bin yüzlerden sonra biz devletimizin adına Türk devleti demedik, bizim için Türkmen demek göçmen demek. Ama Avrupalılar öyle demedi. Burayı çok iyi bilen İtalyanlar Turkmenia dediler” şeklinde bilgi verdi
ASYA’DAN GELDİK
Ortaylı konuşmasına şöyle devam etti: “Şu hakikati unutmayın bizden önce yaşayanlar biliyorsunuz , Termessos var Ağlasun, Sagalaosos var bunlar dağ şehirleri. Ticaret yapıyorlar. Buralarda aşiretler yaşamıyor, Türkiye’nin Anadolu yakasının Türkleşmesi tamamen köylere yerleşmemiz ama en çok da dağları tutmamız olmuştur. Eğer bu olmasaydı biz buraya yerleşemezdik. Biz buraya geldiğimiz zaman buradaki insanlarla hiçbir lisan ve kültürel bağımız yoktu. Biz Asya’dan geliyorduk denizi de tanımıyorduk, tanıdığımız dini de 10. ve 11. Asırda kabul ettik"
ASKERLİK VE DİNAMİZM
Türk unsurunun içindeki dinamizmin çok önemli olduğuna dikkat çeken İlber Ortaylı, "Askerliğini ve göçebeliğini muhafaza etmiş bir millet olarak bu topraklara geldik. Bu çok önemli. Bu bizi ayakta tuttu. Bizden önce 12. Asırda dili edebiyatı gelişmiş hatta devlet kültürü gelişmiş kavimlerin üzerine gelip oturmak için iki şeye ihtiyacımız vardı. Bizim de bir medeniyeti benimsemiş olmamız ve asıl önemlisi dinamizmimiz. Askerlik ve halkın dinamizmi sadece bizde vardı. Yüzde 90’nı köylü ve göçebe ama doksanın içinde göçebeler fazlaydı. Göçebelik artık fazla kalmasa da Türk unsurunun içinde bu dinamizm vardır. Orta Asya’ dan balkanlara kadar bunu görürsünüz. Bazı duygular hisler bazı milletlerin kanına işlemiştir. Mesela İran’da Ömer Hayyam şenlikleri yapılıyor bizde de folklor Türkiye’de yaşayan en önemli unsurdur. Özellikle gençler bunu benimsiyor. O yüzden böyle şenlikler yapmakta büyük fayda var" şeklinde konuştu.
İlber Ortaylı’nın Yörüklerin tarihiüzerine verdiği konferans Antalyalılar tarafından ilgiyle dinlendi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve Yörük Toyu Hamdi Sarıca İlber Ortaylı festivale katılımları nedeniyle çiçek ve Ortaylı’nın resmi bulunan özel bir tablo hediye etti.
(İHA)
Gündem
"Yörükler hür hayatı sever"
Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, 4. Uluslararası Antalya Yörük Festivali kapsamında Antalyalılarla buluştu. Yörüklüğün, Türkmenliğin yarı göçebelik hayatı olduğuna dikkat çeken Ortaylı Yörüklerin hür hayatı yaşamayı sevdiğine dikkat çekti.