Mısır'ın Suez Limanı'ndan demir alan gemide 4'üncü mühendis olarak çalışan gemi ve makine mühendisi Yiğit Acar’ın, 7 Eylül akşamı gemide kaybolduğu belirlendi. Süveyş Kanalı'nı geçip, açık denizde seyreden gemide mürettebatın aramalarında Acar, bulanamadı. Kahire Büyükelçiliği'nce Mısır makamlarına bilgi verilen olayla ilgili başlatılan arama-kurtarma faaliyetlerine havadan da destek olunması talep edildi. Kaybolduğu gün saat 14.30'da gemide görüldüğü öğrenilen mühendis için gidilen rota üzerinde arama çalışmaları yapıldı. Dışişleri Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın ülkede başlattığı arama-kurtarma çalışmalarında da genç mühendisin izine rastlanılmadı.
‘YÜREĞİMİZ ARTIK DAYANMIYOR’
Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde umutlu bekleyişini sürdüren hemşire annesi Arzu ve öğretmen babası Sinan Acar ise çocuklarının bulunmasını istiyor. Aile, 21 Eylül’de Portekiz’de başlatılan soruşturmanın raporunun bir an önce kendilerine ulaşmasını bekliyor.
Arzu Acar, oğlundan gelecek umutlu haberi beklediklerini, kısa sürede bulunup, eve dönmesini istediklerini belirten Acar, "Çocuğumuzdan bir haber yok. Her gün ben dua ediyorum çocuğuma. Halen ölüm haberi gelmedi, diye içim ferahlıyor ama ertesi gün oluyor, çocuğuma ne olduğunu düşünüyorum. Buhar olup uçtu mu? Her gün şirketi arayıp, soruyorum. Yüreğimiz artık dayanmıyor. Her gün bir senaryo üretiyoruz. Artık bulunsun istiyoruz” diye konuştu.
‘KOYDUĞUM KIYAFET VALİZİ ORTADA YOK’
Oğlu için hazırladığı kıyafet valizinin gemide olmadığını aktaran Acar, "'Eşyalarını gönderdik' dediler, Portekiz’den. Henüz eşyaları da gelmedi. Çocuğumun bavulunu ben kendi ellerimle hazırladım. Bir sürmeli valiz, bir de sırt çantası vardı. Olaydan 13 gün sonra kaptan bize diyor ki ‘Çocuğun niye az eşyası var’. Ben de az eşyasının olmadığını, birçok şey koyduğumuzu söyledim. Sadece şirketin verdiği valiz ve sırt çantası oradaymış, bana resmini çekip attılar. Halbuki benim koyduğum kıyafet valizi ortada yok. Neden olmadığını sordum. Bize söylenene göre onunla birlikte yolculuk yapan arkadaşına demiş ki 'Kendi valizimdeki eşyaları, şirketin verdiği valize aktaracağım, bununla gideceğim' fakat bana hiçbir şekilde böyle bir bilgi vermedi oğlum" dedi.
Oğlunun çalıştığı şirket ile her gün telefon görüşmesi yaptıklarını da belirten Acar, Portekiz’deki soruşturmanın raporunu beklediklerini kaydetti.
‘PENCEREYİ AÇIP, OĞLUM GELDİ, DİYE BAĞIRMAK İSTİYORUM’
Baba Sinan Acar ise umut ışığı beklediklerini kaydederek, “Ben bir babayım, aynı zamanda bir öğretmenim. Umudum hala gitmedi. 26 yaşına kadar büyüttüğüm, sevgimi, saygımı verdiğim evladımı bekliyorum. Ben evimdeki perdeyi açmadım. Perdeden bir umut ışığı bekliyoruz. Hala umutluyum. Pencereyi açıp 'Oğlum geldi' diye bağırmak istiyorum" diye konuştu.