Yurt dışındaki Türkler pandemiyi anlatıyor
Yurt dışında yaşayan Türkler bulundukları ülkelerdeki pandemi deneyimlerini anlattı. Hiç sokağa çıkma yasağı uygulanmadığını söyleyen de var banka memurunun nakit parayı evine kadar getirdiğini anlatan da...
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'deki vatandaşlar da yoğun Covid-19 önlemleri altında gündelik hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Yurt dışında yaşayan Türkler ise bulundukları bölgenin önlemlerine ayak uydururken Türkiye'deki aileleri ve arkadaşları ile de sürekli temas halindeler. Avrupa ve ABD'deki 6 şehirden 6 farklı insan bölgelerinde uygulanan karantina kurallarını anlatarak pandemide yaşadıklarını aktardı ve Türkiye'den duydukları ile kıyasladı.
Sizi biraz tanıyalım?
Pınar Solakoğlu: 2006'da yüksek lisans eğitimim için Türkiye'den ayrıldım. 2008'den bu yana Londra'da yaşıyorum.
Ali Aktaş: 32 yaşındayım ve özel bir şirkette dijital pazarlama yöneticiliği yapmaktayım. 5 seneyi aşkın bir süredir Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Dubai'de eşimle yaşıyoruz.
Ebru Eftelioğlu Bütün: 2005'ten beri ABD'de yaşıyorum. Şu an Connecticut eyaletinin West Hartford şehrinde ikamet ediyorum. İki çocuk annesiyim şu an insan kaynakları yöneticiliği üzerine yüksek lisans eğitimime Penn State Üniversitesi'nde devam ediyorum.
Pınar Solakoğlu
Emre Can Gürel: 28 yaşındayım, İrlanda'nın başkenti Dublin'de yaşıyorum. Geçen yıl özel bir programla çalışmak üzere bu ülkeye geldim.
Aslıhan Uçar: 29 yaşındayım. Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimimi devam ettiriyorum.
Beste Kamacı: Bir ayağım Hollanda’da bir ayağım Almanya’da yaşıyorum.
Yaşadığınız kentte sokağa çıktığınızda maske takmak zorunlu mu?
Pınar Solakoğlu (Londra): Maske takmak sadece kapalı mekanlar ve toplu taşımada zorunlu.
Ali Aktaş (Dubai): Maske hala mecburi, bundan 5 ay önce eldiven de mecburi idi.
Ebru Eftelioğlu Bütün (Connecticut): Sokağa çıktığımızda maske zorunluluğu yok, kapalı ortama girdiğimizde maskelerimizi takmamız zorunlu.
Emre Can Güler (Dublin): Maske takmak sokakta zorunlu değil ama dükkanlarda ve kapalı mekanlarda zorunlu.
Aslıhan Uçar (Paris): 10 Ağustos tarihinden itibaren maske takmak tekrar zorunlu oldu.
Beste Kamacı (Berlin): Her sokakta değil, kalabalık caddelerde ve kamuya ait açık kapalı alanlarda maske takmak zorunlu.
Editörün notu: Türkiye’de açık ve kapalı alanlarda maske takmak zorunlu.
Almanya’da pek çok vatandaş karantina kurallarına karşı çıkarak maske takmak istemedi. Göstericiler ile polis arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Fotoğraf: Reuters
Haftanın herhangi bir günü veya belli bir saatten sonra sokağa çıkma sınırlaması veya yasağı var mı?
Pınar Solakoğlu (Londra): Sokağa çıkma sınırlaması yok. Londra risk grubu sebebiyle 4. seviyede yer alıyor. Yani burada iş, eğitim, gıda alışverişi, egzersiz yapmak, sağlık ve çocuk bakımı gibi zorunlu sebepler dışında sokağa çıkmamanız isteniyor.
Ali Aktaş (Dubai): Pandeminin ilk sürecinde gece 8 sabah 6 kısıtlaması vardı ve en ufak ihtiyaç için dahi bir uygulama üzerinden 3 saatlik detaylı izinler alıyorduk. Ancak şu sıralar maske ve sosyal mesafe dışında bir mecburiyet veya kısıtlama yok.
Ebru Eftelioğlu Bütün (Connecticut):: Pandemi başlangıcında 8'den sonra sokağa çıkmama tavsiyesi vardı. Şu anda o tavsiye de yok.
Emre Can Güler (Dublin): Sokağa çıkma yasağı yok ama evinizden sadece 5 kilometre uzaklaşabiliyorsunuz. Spor yapma, parklara girme hakkına da sahipsiniz.
Beste Kamacı (Berlin): Sokağa çıkmak hiç tamamen yasak olmadı. Evde toplanan insan sayısına sınırlamalar getirildiği oldu.
Editörün notu: Türkiye sıkı sokağa çıkma yasakları uyguluyor. Hafta içi 21:00-05:00 arası ve hafta sonu sokağa çıkma yasağı var.
Fransa pandemi sebebiyle ağır karantina kuralları uygulayan ülkelerden. Fotoğraf: Reuters
Sokağa çıkma sınırlaması veya yasağı süresince nereler açık?
Pınar Solakoğlu (Londra):Süpermarket, manav, kasap, eczane, kuru temizleme gibi dükkanlar açık. Restoranlar sadece gel al veya evlere paket servis usulü ile çalışıyor. Barlar, spor salonları, kuaförler, güzellik salonları kapalı.
Ali Aktaş (Dubai): Kısıtlamalar olduğunda sadece marketlerin eve teslimatı ve acil işler için bazı banka şubeleri açıktı. Ama nakit ihtiyacini bankanın eve gönderdiği memurlar ile kapıdan yapabiliyorduk.
Ebru Eftelioğlu Bütün (Connecticut): Okullar dahil olmak üzere her yer açık. Restoranlarda içeride oturmama gibi kurallar var.
Aslıhan Uçar (Paris): Gün içinde 1 saat spor yapma hakkı var. 1 km içinde yerlere izin kağıdı alarak çıkabiliyorduk. Okulda sınava giderken izin kağıdı alıp çıkabiliyorduk.
Beste Kamacı (Berlin): Eczane, hastane, marketler toplu yaşıma dışında her şey kapalı.
Editörün notu: Türkiye’de marketler, eczaneler sağlık kurumları, sokağa çıkma yasağını kapsayan saatlerde açık. Restoranlar da paket servis yapabiliyor.
Yaşadığınız kentte insanlar aşı olmaya başladı mı?
Pınar Solakoğlu (Londra): Aralık ayında aşı olunmaya başlandı. Öncelik 65 yaş üstü ve sağlık personelinde.
Ali Aktaş (Dubai): Evet, iki tur aşı da isteğe bağlı olarak tüm yaşayanlara ücretsiz şekilde uygulanmaya başlandı. Bunun dışında mesela benim şirketim de çalışanlara istendiği takdirde ofiste aşılama yapıyor.
Ebru Eftelioğlu Bütün (Connecticut): Evet, sağlık personelleri başta olmak üzere aşılama başladı.
Emre Can Güler (Dublin): Yaşlılar ve sağlık çalışanları olmak üzere aşılanma başladı.
Editörün notu: Türkiye’de henüz aşılanma başlamadı. Tam takvimin önümüzdeki günlerde ortaya konması bekleniyor.
İngiltere’de risk grupları aşı olmaya başladı. Fotoğraf: Sky TV
Yaşadığınız ülkede siz veya etrafınızdakiler devletten pandemi için nakdi destek aldı mı?
Pınar Solakoğlu (Londra): Belli bir limite kadar çalışanların maaşlarının yüzde 80'i devlet tarafından ödendi.
Ali Aktaş (Dublin): Bazı sektörlerde işten çıkarmalar veya maaş kesintileri oldu. Bankalar herhangi bir faiz olmadan maaş kesintisi yüzdesi kadar ödemeleri azalttı ve 3 ay erteledi. Bunun yanında devlet, firmalara özel olarak yardımlarda bulundu.
Ebru Eftelioğlu Bütün
Ebru Eftelioğlu Bütün (Connecticut): Devlet alt gelir düzeyindeki vatandaşlara nakdi yardım yaptı. Kendim ve çevremde devlet desteği alan kişi yok.
Emre Can Güler (Dublin): 3 Mart 2020'den itibaren herkes devletten yardım alıyor. Herhangi bir vize tipinin önemi yok. Öğrenci vizesiyle bile bu yardımı alabiliyorsunuz. Bu sizin ortalama gelirinize bağlı olarak değişiyor.
Beste Kamacı (Berlin): Almanya'da freelancer olarak çalışan herkes sorgusuz sualsiz 5000 euro desteğe başvurabildi. Sahne sanatçıları ise uzun süre dertlerini anlatabilmek için uğraştıktan sonra yardım alabildiler. Hollanda daha spesifik bir ihtiyaç sahibi grubunu kapsayan daha mütevazi bir yardım verdi.
Editörün notu: Türkiye’de halka doğrudan nakit desteği yapılmazken, pandemi döneminde işini kaybedenlere günlük 39 TL verildi. Aynı zamanda ilerleyen dönemlerde de esnafa kira desteği sağlandı ve borç ertelemeleri gerçekleştirildi. Yakın zamanda sanatçılara da 1000 TL destek programı devreye alındı.
Yaşadığınız kentte salgının yaşanma biçimi ile Türkiye'de insanlarla konuştuklarınızı kıyaslarsanız neler söylemek istersiniz?
Pınar Solakoğlu (Londra): Türkiye'den farklı olarak burada semptomunuz olduğunda kesinlikle hastane veya kliniğe gidemiyorsunuz, test merkezinde veya evinizde kendiniz test yapıyorsunuz. Test sonucunuz pozitifse evde size herhangi bir ilaç verilmiyor. Durumunuz kötüleşirse hastaneye kaldırılıyorsunuz. Burada özel hastaneler Covid hastası bakmıyor.
Bütün öğrenciler eylülde okula döndü. Bir öğrencide semptom gözüktüğünde test yaptırmadan okula dönemiyor. Bir öğrenci pozitif çıkarsa sınıf 14 gün karantinaya alınıyor. Ocak ayında ilk ve orta dereceli okulların açılması ertelendi.
Vatandaşın sıkı kurallara uyup uymadığı kontrol edilmiyor. Dışarı çıktığınızda nereye diye soran yok. Bu durum covid ile mücadeleyi olumsuz etkiliyor.
Ali Aktaş (Dubai): Dubai, genel olarak kurallara uyulan, gelir kaygısı pek olmayan ve nüfusu az bir yer. Bu ve devlete güvenden ötürü salgın kontrollü bir şekilde atlatıldı. Türkiye'deki ailem ve konuştuğum insanlarda gözlemlediğim kadarıyla biraz inançsızlık ve güvensizlik vardı. Nüfusun fazlalığı, gelir kaygısı ve baştan kati önlemlerin alınmaması gözlemleyebildiğim kadarı ile Türkiye’yi bugünlere getirdi.
Ebru Eftelioğlu Bütün (Connecticut): Amerika geneli için aynı şeyi söylemeyecek olsam dahi, Tri-State area (New York, New Jersey ve Connecticut) oldukça duyarlı ve toplumsal kurallara uyan bir bölge olduğunu bu süreçte kanıtladı. Türkiye'de özellikle yaz döneminde sanıyorum bir gevşeme söz konusu oldu ve sonuçları görüldü.
Emre Can Güler (Dublin): Türkiye 80 milyonluk bir ülkeyken, İrlanda 5 milyon nüfusa sahip olan bir ülke. Başkent dışındaki şehirler gerçekten çok küçük. Burada ölüm rakamları 5 milyonluk bir nüfusa göre bence fazla. Burada da vaka sayıları artış gösterdi. Sadece geniş bir şehirleşme yapısı var. İnsanlar kalabalığa girmek zorunda kalmıyorlar. Bu yüzden vatandaşlar daha rahat hareket edebiliyorlar. Türkiye'ye göre İrlanda, nüfus ve şehirleşme anlamında daha avantajlı diyebilirim.
Aslıhan Uçar (Paris): Burada karantina döneminde günde 1 saat egzersiz yapabilme imkanı rahatlatıcıydı. Anladığım kadarıyla Türkiye'de karantina daha yoğun hissediliyor.
Beste Kamacı (Berlin): En belirgin fark güven. Salgın Avrupa'da ilk patladığında başta Amerika ve İngiltere ne yapacağını şaşırmışken Merkel çıkıp, “Virüs bu hızla yayılıyor, şu hızla yavaşlatmayı hedefliyoruz, şu enstitü beni her gün bilgilendiriyor ve her hafta planımızı revize ediyoruz, hayatımızı alıştığımız gibi sürdürmek hedefimiz ama şimdi kısıtlamaya gitmezsek asıl o zaman eski hayatımıza dönemeyiz” dediği zaman bütün Avrupa “oh be iyi planmış, hadi yapalım” dedik. Elbette her hükümet bir an önce ekonomiyi hareketlendirmek istiyor. Durum halka şeffaf olarak anlatılıyor. Bu sebeple aşıyla ilgili komplo teorileri de az.
Beyhan Adsan
Beyhan Adsan (Berlin): Umursamazlık ve korku başlıklarıyla kıyaslayacak olursam her iki ülke vatandaşlarının ya korkuyu ya da umursamazlığı abartılı olarak yaşadığını söyleyebilirim. Almanya’da da devletin Covid 19 politikalarına karşı bir güvensizlik var.