Mustafa Emre ÖZGEN
Üretim Reform Paketi'nde yer alan, zeytinlik alanların kamu yararı gözlendiğinde sanayi ve maden işletmelerine devredilebileceğine ilişkin düzenleme bir süre gündemdeki yerini korumuştu. Düzenlemenin zeytinlik alanlarda tahribat yaratmak için değil, üretim ve sanayi alanında bir ihtiyacı karşılamak amacıyla hazırlandığı söylenirken toplumun çeşitli kesimlerinden ise tepkiler yükselmişti.
İlgili düzenleme üç partinin anlaşması üzerine geri çekildi. Böylece ilgili paketten zeytinlik alanlarla ilgili maddeler çıkarılmış oldu.
AVRUPADA 20 LİTRE, TÜRKİYE'DE 2 LİTRE
Konuyla ilgili bursa.com'a konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Doç. Dr. Erkan Yaslıoğlu, maddelerin geri çekilmiş olmasından mutluluk duyduklarını belirterek bu düzenlemenin yedinci kez gündeme geldiğini, tekrar böyle bir problemle karşılaşmamayı umduklarını söyledi.
"Üretim Reform Paketi deyince zeytin ve zeytinyağı üretimini teşvik edecek bir düzenleme bekliyoruz" diyen Yaslıoğlu, endüstriyel üretimde kullanılan palm yağına değindi. Yaslıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; "İşlenmiş, paketlenmiş gıdaların hemen hepsinde palm yağı kullanılıyor. Büyük ölçüde ithal edilen ve diğer yağlardan daha ucuz olan palm yağı, bu ürünlerin raf ömrünün uzamasını sağlıyor. 2000 yılında yıllık 200 bin ton olan palm yağı ithalati, 2016 yılında 600 bin tona yükseldi. Ayrıca ham yağda %30, rafine yağda %52'ye kadar vergi uygulaması yapılırken, palm yağında alınan vergi sadece %15. Bu yağın 200 dereceden yüksek ısıda işlendiğinde kanserojen etkisinin arttığı otoritelerce kabul ediliyor. Sonuç olarak toplumun sağlıksız beslenmesinin önü açılıyor. Türkiye'de kişi başına düşen yıllık zeytin yağı tüketimi 2 litre. Bu miktar batı ülkelerinde 15, 20 litreye ulaşıyor. Bizler Zeytin ve zeytinyağı üretimini arttırıcı tedbirler alınsın, üreticiye destek sağlansın, tüketici sağlıklı gıdaya ucuza ulaşabilsin istiyoruz. Sağlık hizmetlerine ayrılan bütçenin arttırıldığı ile övünülüyor. Vatandaş hasta olduktan sonra harcanan paranın önemi yok. Önemli olan vatandaşın sağlıklı beslenmesi, sağlıklı kalması."
"PLANLI SANAYİ VE KENTLEŞME İSTİYORUZ"
"Zeytinliklerimiz için mücadele ettiğimizde bizi sermaye ve sanayi karşıtı olmakla suçladılar. Bizler kesinlikle sanayinin karşısında değiliz. Çevre düzen planları, Kentlerin anayasaları hazırlansın. Planlı sanayi olsun. Tarım alanlarımızı koruyarak sanayimizi geliştirelim. Bir santim toprak binlerce yılda meydana geliyor. Tarım alanları yok olmasın."
MADDELER NE GETİRİYORDU?
İptal edilen maddelere göre zeytinlikler ve zeytinliklere en az üç kilometre mesafede, zeytinliklerin bitkisel gelişimini, çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak, toz ve duman çıkaran tesisin yapılamayacağı ve işletilemeyeceğini belirtiliyordu. Ancak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, başka alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına izin verilebileceğini, bu yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebileceğini düzenliyordu. Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu'nun da oluşturulmasını öngören düzenlemede zeytini izinsiz kesinler veya sökenlere, ağaç başına 2 bin TL olan idari para cezasının 4 Bin TL'ye çıkarılması yer alıyordu.