Güvendi, yaptığı yazılı açıklamada, sahte zeytinyağını anlamanın tüketici için oldukça zor olduğuna dikkati çekerek, zeytinyağının içine yüzde 15-20 oranında başka ürün konulduğunda bile sahteciliğin ancak laboratuvar ortamında anlaşılabildiğinin altını çizdi.
Tüketicilere zeytinyağı alırken, özellikle güvenilir markaları tercih etmelerini öneren Güvendi, zeytinyağının litre fiyatı ortalama 20 liraya yükselince, sahtecilere gün doğduğunu, piyasada gıda tüketimi açısından uygun olmayan birçok yağ karışımının 'zeytinyağı' diye satıldığını belirtti.
Güvendi, Tarım Kredi Kooperatifleri'nin Tarım Kredi Elit markasıyla zeytinyağı ürettiğini anımsatarak, Balıkesir Gömeç'teki fabrikalarının kapasitesini yeni yatırımlarla yüzde 100 artıracaklarını ifade etti.
Üreticiden ham olarak aldıkları zeytini sıkarak zeytinyağı elde ettiklerini belirten Güvendi, şunları kaydetti:
"Fabrikamız 500 ton zeytinyağı depolama kapasitesine sahip olup 250 mililitre ile 18 litre aralığında şişe ve tenekelere dolum yapılıyor. Ayrıca Gömeç'teki fabrikamız sofralık zeytin üretiminde ise yaklaşık bin ton zeytin üretip satmaktadır. Fabrikamız Gemlik tipi siyah, sele, Edremit tipi yeşil ve siyah, domat zeytini gibi çeşitleri 500 gram,1 kilogram, 2 kilogram ve 5 kilogramlık ambalajlarda paketleyip satışını gerçekleştiriyoruz. Zeytinyağına artan talebe bağlı olarak fabrikalarımızın son 5 yılda kapasitesini ve buna bağlı olarak satışlarını her yıl yüzde 25 oranında artırdık."
"13 LİRADAN 23 LİRAYA NASIL ÇIKIYOR?"
Son günlerde sızma zeytinyağında stokçuluk iddialarını değerlendiren Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, üreticinin stok yapacak gücü olmadığını, üreticiden 13 liraya çıkan zeytinyağının 26 liraya rafta nasıl satıldığının araştırılması gerektiğini ifade etti.
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, çiftçinin stok yapacak kadar güçlü olmadığını belirterek, “Fiyatlar, neden yükseliyor sorusu söylediğim gibi arz talep dengesi kuralından kaynaklanıyor. Üreticinin malı satmaması iddiası zaman zaman doğru olsa bile şu an için bir dayanağı yok. Böyle bir şey de yok. Üreticinin elinde malını saklayabilecek ekonomik gücü yok. Böyle bir şey söz konusu bile değil şu an. Belki üretim anlamında daha güçlü sayılan üreticilerde kendi ihtiyacı için vardır ama stok amaçlı bir zeytinyağı biriktirme söz konusu bile değil üretici anlamında. Bunu başka birimlerde yapan varsa onu bilemem. Onlar da ayrıca zeytinyağı ticareti ile ilgilenen kişiler varsa var onlar da piyasadaki pazar paylarına göre, bir miktar ürünü kendi ihtiyaçları için saklamış olmalarından da doğal bir şey olamaz. Şu anda piyasa spekülatörü yok denecek kadar azdır. Bu artışları buna bağlamamak lazım” dedi.
Zeytinyağının yerine ikame yağ arayışının gerçekleri yansıtmadığına vurgu yapan Çetin, “Türkiye’de bir gerçek daha var. Zeytinyağı tüketimi arttı. Bunu da görmek lazım. Zeytin yağına hızlı bir talep var. Zeytinyağında fiyat artışlarından dolayı tüketici tercihlerinin başka bir yere başka alternatif yağlara gittiği yorumlarına da cevap vermek isterim. Esasında üreticinin, bu fiyat artışından dolayı tüketicinin başka yağlara kayma iddiasının çok doğruluk payı yok. Gıda maddelerini raporlayan bazı kamuoyu sistemlerinin yaptığı araştırmalara göre, yılın ilk dört ayında zeytinyağı pazarında yüzde 6’lık bir daralma var. İşin ilginci bu daralma fiyat meselesinde dolayı sızma yağda yüzde 30 civarında. Ama daha ucuz versiyonu olan rafine ve riviera yağlarda yüzde 40 civarında artış var. Yüzde 30 kayıp var sızmada, ama yüzde 40 civarında rafine zeytinyağlarında tüketicinin talepleri artmış durumda. Zeytinyağının içinde çözüm bulmuş tüketici. Zeytinyağından uzaklaşmadı. Daha ucuz versiyonlarına doğru yöneldi. Bu da tüketicinin ısrar ile zeytinyağında kalma tercihidir” diye konuştu.