Ladik ilçe merkezine 12 kilometre uzaklıkta bulunan 870 hektar büyüklüğündeki Ladik Gölü bazı doğal özelliklerini kaybetmeye başladı. Turna balığı ve kuşlarıyla da biyolojik bir canlılığa sahip olan Ladik Gölü, en büyük özelliği olan yüzen adaları kaybetme noktasına geldi. Ladik’te yaşayan vatandaşlar, bitkilerin köklerinin su yüzeyinde toplanmasıyla oluşan yüzen adalardan, çiçek ve mantar üretiminde kullanılmak üzere torf alınmasının gölü bu duruma getirdiğini söyledi.
"TORF KATLİAMI YÜZÜNDEN YÜZEN ADALARIN SAYISI YOK DENECEK KADAR AZALDI”
Ladik Gölü üzerinde bulunan Ladik Belediyesi Göl Tesisleri Sorumlusu Soner Tiryaki, "Ladik Gölü’nde zamanında ‘torf katliamı’ dediğimiz bir katliam yapıldı. ‘Çiçek’ ve ‘mantar’ toprağı adı altında bir hayli fazla şekilde büyükşehirlere torf nakli yaptılar. Bu yüzden yüzen adalarımızın sayısı şu anda 3-5 tane anca kaldı. Buranın dünyanın sayılı göllerinden birisi olduğu söyleniyor. Statüsü de ‘yüzen adacıklar’ olarak değerlendiriliyor. Bu adalar, suyun kaldırma kuvvetiyle ve rüzgarın etkisiyle yüzüyor. Ben buna bizzat şahidim. Burada torf katliamının yanı sıra bir de ‘su katliamı’ var. Gölün karşısında bulunan köyden gölden sağlanan suyla tarım için sulama yapılıyor. Köye su giden kapaklar açıldığında zaten düşük olan su seviyesi daha da aşağıya iniyor. Suyun seviyesi de şu anda olması gerekenden 3-5 metre düşük. Su seviyesinin bu denli düşük olması adaların dibe oturmasını sağlıyor. Dibe oturan adalar da dolayısıyla yüzemiyor. Çok az sayıdaki adamız dibe oturduğu için şu anda yüzemiyor. Durum böyle olunca adamız da şu anda özelliğini kaybetmiş vaziyette diye düşünüyorum. Yüzen adacıkların gölde olması turizme de artı olarak yansır. Yüzen adacıklar olsa, ışıklandırma olsa, yürüyüş yolları olsa yani yatırım amaçlı bir şeyler yapılsa turizm açısından da faydalı olur diye düşünüyorum” dedi.
“ŞU ANDA 1-2 PARÇA YÜZEN ADAMIZ KALDI”
Eskiden gölün yüzen adalarla kaplı olduğunu ifade eden ve doğduğundan beri Ladik’te yaşayan 65 yaşındaki Arif Kırbıyık, "Bu adalara eskiden, ‘yüzen adalar’ derdik. Daha sonrasında adalar parçalandı. Parçalanmadan önce yüzen adaların üstünde ot, ağaç ve çiçekler vardı. Göl büyüyünce adalarımız yüzen ada oldu. Sonrasında adaları öğüterek çiçek ve mantar toprağı yapmak için gölden aldılar. Kalan az sayıdaki yüzen ada da parçalanmaya başladı. Şu anda 1-2 parça yüzen adamız kaldı. Eskiden bir sürü yüzen adamız vardı. Şimdi ise olanlar da parçalanmak üzere” diye konuştu.
Ladik Gölü’nün 1987 yılında yapılan barajdan da olumsuz etkilendiğini ifade eden turna balığı avcısı Aydın Düzenli ise "Gölümüz önceden adalarla çevriliydi. Burada 1987 yılında baraj yapıldı. Barajdan sonra gölün su seviyesi 2 metreden 6 metreye kadar yükseldi. O zaman adalar da küçük küçük parçalanmaya başladı. Kalan adalar ise su yükseldikçe suyun altında kaldı. Önceki yıllarda daha çok ada vardı. Buradan torfları aldıktan sonra adalarımız çok az sayıda kaldı. Kalan adalar da teker teker parçalanıyor” şeklinde konuştu.
Ladikli vatandaşlar, gölün eski halinin korunarak turizme yönelik güzelleştirmeler yapılmasını istiyor.
(Erdi Demür-Kenan Akyüz/İHA)