İzmir Ticaret Borsası tarafından düzenlenen “Borsa Söyleşileri” toplantısının onur konuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Kaya Termal Otel Kongre Salonu’nda gerçekleştirilen toplantı CHP’nin geçtiğimiz günlerde açıkladığı ‘Merkez Türkiye Projesi’ni anlatan barkovizyon sunumu ile başladı.
İş dünyasına hitap eden Kılıçdaroğlu, Merkez Türkiye Projesi’ni anlattı. Seçime hazırlanırken Türkiye’nin gerçeklerinden yola çıkmaya özen gösterdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin içinde bulunduğu girdaptan nasıl çıkartabiliriz diyerek yola çıktık, seçim bildirgemizi hazırladık. Seçim çalışmalarımız iki aşamalı gidiyor. Birinci aşamasında var olan güncel sorunları nasıl çözebiliriz. İkinci aşamamız ise geleceğe yönelik beklenti, umut ve hedeflerimiz nedir. Bunu toplum önüne koymaya karar verdik. Bir ülkeyi yönetmek için geçmiş sorunları bilmek ve geleceğe yönelik çözümler üretmeli. Merkez Türkiye Projesi geleceğe yönelik neler yapabilir, neleri yapmalıyız. Bu projenin ana projesi bu felsefeyle sizlere ulaştırıldı” dedi.
"TARIMDA NEDEN BU DURUMDAYIZ"
Türkiye’nin komşu ülkeleri ile kıyaslandığında üstünlük alanlarında birisinin de tarım olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Olağanüstü güzel toprakları, genç nüfusu var ama maalesef tarımda beklenen gücü gösteremedik. Tarıma bilgiyi sokamadık. Babadan kalma usullerle devam ettik. Arzu ettiğimiz yere bir türlü gelmiş değil. Tarımda rakamlar içimizde hüzün yaratır. Tarımda neden bu durumdayız? Neden bir Hollanda gibi olamıyoruz? Temel neden Türkiye’nin tarıma gerekli önemi vermemiş olması. Dünyayı besleyen, Orta Doğu’yu besleyen Türkiye olabiliriz Herkes tarımda katma değer yaratabilir. İçim acıtan bir örnek var. Fındık dünyada bir numarayız ama fiyatları Türkiye belirlemiyor. Madem bir üründe bir numarayız fiyatını bizim saptamamız lazım. Çiftçimiz alın terini kaba olacak ama başkalarına peşkeş çektiriyoruz” diye konuştu.
Projelerinde Türkiye’nin mukayeseli üstünlüklerinden olan coğrafi konum ve nüfusu aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin iki mukayeseli üstünlüklerini projede yan yana getirdiklerini kaydeden Coğrafi konumu aldık avantaja çevirdik, genç nüfusu aldık bu enerjiye Türkiye’yi bununla taşıyacağız.
“PROJENİN KATMA DEĞER YARATTIĞI TARİH 2017”
Proje ile ilgili eleştiriler geldiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Efendim diyorlar ki, ‘2035 yılı kim öle kim kala.’ Oysa projenin katma değer yarattığı tarih 2017, projenin olgunlaşma tarihi 2035. 2035 tarihi tesadüfen seçilmiş bir tarih değil. 2035 yılında yaşlı nüfus genç nüfusu geçmiş oluyor. Ve Türkiye yaşlı ülkeler grubuna girmiş oluyor. Ve bizim hedefimiz 2035’de Türkiye’yi insani gelişmişlikte 49 basamak yukarıya taşımak. Eğer bunu yapabilirseniz Türkiye gerçek anlamda dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girebilecek. Eğer bunu yakalayamazsak yaşlı nüfusunda bir şey yapamamış oluruz. Enerjimizi büyük ölçüde yitirmiş oluyoruz. Bu proje birilerinin söylediği gibi ‘akşam yattık sabah proje ürettik’ gibi değil. Size tek tek rakamlarını verdik, büyüme hızı işsizlik, kişi başına geliri verdik. Açık ve net söylüyorum CHP dışında hiçbir siyasi parti böylesine rakamlarla donanmış ikinci bir proje üretmiş değildir. Bu projeyi hazırlarken akademisyenlerden, iş dünyasından yararlandık katkı evrenlere şükran borçluyuz. Bu projede geçmişte finans dünyasında, merkez bankasında çalışmış kişiler katkı verdiler. Lojistik sektöründe çalışmış kişilerden, maliyeci dostlarımızdan, planlamacılardan katkı aldık. Oturup uzun uzun tartıştık, rakamları tartıştık. Olur ya bir şey atlarız bizim gibi düşünmeyenlerle de tartıştık. Eksikliğimiz var mı diye. İlk duyan herkes şunu söyledi; ‘proje mükemmel bir proje’ dedi. Bu proje gerçekten Türkiye’yi ileriye taşıyacak bir proje.”
“81 İLİN DIŞINDA FARKLI BİR KENT”
Projenin sadece lojistik üzerine kurulu proje olduğuna dair eleştirilere de yanıt veren Kılıçdaroğlu, projenin tek başına lojistik bir proje olduğunu belirtti. Kılıdaçroğlu projenin merkezi konusuna da değinerek şöyle konuştu:
“Merkez Türkiye diyoruz ama Türkiye’nin kalbinde bir megakent var. Bu kent aynı zamanda kültür kenti, bilim üreten, sadece ağır sanayinin değil hafif sanayinin olduğu, istihdam yaratan, bütün dünyayı yakından bilen bir kent. Neden yerini belirlemediniz, hangi ilin içinde olacak diyorlar. Bu 81 ilin dışında farklı bir kent, özel bir yasayla yönetilen bir kent. Bu kentin yönetiminde merkezden bir vali var ama TOBB gibi iş dünyasının saygın kurumları ve STK’lar da var. Onlar da bu kentin yönetiminde olacaklar. Bu kent kendi kendini yenileyen ve büyüten bir kent olacak. O nedenle 2035’te olgunlaşacak diyoruz. Daha önce başlayacak ama yılda 147 milyar dolarlık katma değer yaratması 2035’ten sonra olacak.”
“HİÇBİR İKTİSATÇI PROJEMİZİ ELEŞTİRMEDİ”
Dünyada Merkez Türkiye Projesi’ne benzer 3 proje olduğunu ve bunun 4’üncü olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Kendi coğrafi üstünlüğümüzü kullanan ilk proje. Dünyaya diyoruz ki sizli bir kent oluşturuyoruz burada kurun ambarlarınızı, teknoparklarınız, burada bilgi üretin size büyük avantajlar sağlayacağız.’ Diyoruz bu çerçevede hazırlandık. Proje tartışıldı hiçbir iktisatçı bu proje yanlış, rakamlar doğru rakamlar değil demedi. Hiçbir iktisat bu proje yeteri kadar düşünülmemiş bir proje demedi. Sadece şunu sordular? Yeri nerede olacak. Neden yerini belirlemediniz? Yerini bilinçli olarak belirlemedik. Siyasetçi olarak yeri belirleseydik bu projeye gölge düşürdük. Çünkü yeri belirlemek siyasetçiden çok iş dünyası olarak mega kentte görev yapanlardır. İş dünyası siyasetçiler bürokratlar bir araya gelecek, bu megakenti burada kurulması lazım, maliyeti en düşük burada olur dedikten sonra yasasını çıkartacağız” ifadelerini kullandı.
“ANADOLU’YU AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
Proje ile ilk işlerinin 2017’de başladığına dikkat çeken Kılıdaçroğlu, “Karayolu, demiryolu, enerji hatları yeniden gözden geçirilecek. Kente ulaşım ve kentten gidiş en hızlı şekilde olacak. Sadece İzmir’e değil 81 ile katkı yapacak. Bu projenin bir başka özelliği daha var. Anadolu’yu ayağa kaldıracağız. Anadolu göç vermeyecek. 2 milyon 200 kişiye istihdam yaratacağız. Dolayısıyla İzmir, Ankara bütün kentler rahatlayacak. İzmir entelektüel bir kent olmak zorunda. Ağır sanayi merkezi değil hafif sanayi merkezi olmak zorunda. Cep telefonlarının üretildiği bir kent olabilir. Sağlık açısından serbest merkez, turizm kenti olabilir. İzmir’in cazibesini bütün alanlarda yaratmak ve onu dünyaya tanıtmak zorundayız. Biz sadece İzmir’i düşünüyoruz dersek haksızlık etmiş oluruz biz bütün ileri düşünüyoruz. Anadolu’yu hamle der, yatırım götürmez, kültürü götürmezseniz Anadolu’yu boşaltırsınız. Şimdi Anadolu’nun iç boş zaten herkes büyük kentlere gidiyor. Biz Anadolu’yu ayağa kaldırmak istiyoruz. Bu açıdan sanayi, gen. Nüfus, bilgi teknolojileri hepsini yaratmak zorundayız. Bu projenin bir başka ayağı da eğitim. Her organize sanayi bölgesinde yatılı meslek lisesi kuracağız. Her yıl en az 15 bin üniversite mezununu yurtdışına doktoraya göndereceğiz. Bizim projemiz hem Türkiye’nin bugünün he geleceğini kurtaran bir proje” diye konuştu.
Projenin maliyetinin 200 milyar dolar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 40 milyar dolarının kamu tarafından karşılanacağını söyledi. Projeleri sebebiyle dünyanın saygın kuruluşlarından güzel telefonlar aldıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, proje ile dünyadaki dev sanayilerin burada yatırım için harekete geçeceğini dile getirdi.
“HAYALİ DEĞİL, AYAKLARI YERE BASAN PROJE”
Türkiye’nin en geç 2035 yılında bilgi toplumunu yakalamak zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Projemiz hayali bir proje değil ayakları yere basan, elle tutulan bir proje. Türkiye’nin iki önemli ayağını Proje hazırlanmasında bize fikir evren gelişen ve yükselen ekonomiler tanımına giren ülkelerden biriyiz. Güney Kore, brezilya gibi tr de o guruba giriyor 1990L’da gelişen ekonomiler küresel ticaretten yüzde 20, küresel gelirden yüzde 30 pay alıyor. Günümüzde gelişen ekonomiler küresel ticaretten yüzde 42, küresel gelirden yüzde 50 alıyor. En düşük payı Türkiye alıyor. Biz Türkiye’yi denizle bağlantısı olmayana bütün ülkelerin küresel limanı haline getiriyoruz. 58 ülkeye 4,5 saatlik uçuş mesafesinde rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bu proje savaş ve çatışma kabul etmeyen bir projedir. Tam tersine ülkeleri birbirine bağlayan projedir. Bu projeye dahil olan hiçbir ülke çatışma istemez. Ülkelerin ortak amacı barış olacaktır. Ve bu proje kendi bölgesine barışı getiren bir proje olacaktır. Bir çatışma çıkması halinde o ülke en büyük kayba uğrayacaktır.”
“HANGİ İKTİDAR GELİRSE BU PROJEYİ UYGULAMAK ZORUNDADIR”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Tabi projeyi kıskananlar da olacaktır. ‘Bu projeyi neden üretemedik’ diye. Hani diyor ya Davutoğlu, ‘Benim kitabımda vardı yürüttüler mi çaldılar mı’ diyor. Bir arkadaşa sordum, gerçekten okumamıştım. Var mı böyle bir şey diye. Bir yerde merkez geçiyormuş. Merkez geçiyor diye Merkez Türkiye Projesi olamaz tabi bu. Bu proje bilgi, emek, akıl, birikim isteyen projedir. Bir kişinin hazırladığı bir proje değildir. Emeği geçen farklı dünya görüşüne sahip ortak emekle hazırladıkları projedir. Bu proje bizim projemiz ötesinde Türkiye projesidir. Hangi iktidar gelirse bu projeyi uygulamak zorundadır bu projeyi uygulamayan Türkiye gelişmiş bir Türkiye olamaz. Eğer siz hala mukayeseli üstünlük alanlarınız kavrayamamışsanız, Türkiye’nin nasıl büyüyeceğini kavrayamaz ve çözememişseniz Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olamazsınız. Biz bu proje ile Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesine taşımak istiyoruz” dedi.
“YÜZYILIN PROJESİNDE İZMİR’İN PAYINA DÜŞEN NE?”
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise seçim sürecinin kavgasız, gürültüsüz, huzurlu bir ortamda geçmesini belirterek, sandıktan kim çıkarsa çıksın kazananın Türkiye olmasını diledi. Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde açıkladığı Merkez Türkiye Projesi’ne değinen Kestelli, CHP Liderinden yüzyılın projesinde İzmir ile ilgili görüşlerini belirtmesi ricasında bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz İzmir’i temsil edenler olarak, uzun zamandır şunu tartışıyoruz; ‘İzmir neyin merkezi? Ankara Başkent ve idarenin merkezi, İstanbul finansın merkezi, Antalya turizmin merkezi, peki onca potansiyele sahip İzmir? İzmir’in ihtisas serbest bölgeleri şehri olması ile ilgili olarak farklı platformlarda görüşlerimizi paylaşıyoruz ve ilk olarak kentin bir sağlık serbest bölgesi projesi ile adım atılmasını, limanı olan bir serbest bölge çerçevesinde ekonomik olarak dönüşmesini, bir çekim merkezi haline gelmesini savunuyor ve istiyoruz. Sayın Genel Başkan’ın açıkladığı ve çok önemsediğim, “Yüzyılın Projesi” olarak adlandırılan bu yeni hamlede İzmir’in payına düşen nedir? Bu projede yer alan unsurlar İzmir’in hangi hedefleriyle uyumlu? İzmir neyin merkezi olmalı?”
Konuşmaların ardından İTB Başkanı Işınsu Kestelli ve İTB Meclis başkanı barış Kocagöz, CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu’na minyatür zeytin ağacı verdi.