İnsanın her an huzurlu ve mutlu olmayışının sebebinin, kendi yapısından kaynaklandığını söyleyen Dinçşahin, “İnsan kendi yapısını tanımayınca kendisine hakimiyet kuramıyor. Eğer dikkatimde değilsem ne yaptığımı bilmiyorum. Dikkat edin, bakın yaptığımız bütün hatalar dikkatsizliğimizden geliyor başımıza. Araba kullanırken kaza yapıyoruz ama o kaza anını hiçbir şekilde hatırlamıyoruz. Diyoruz ki 'bir anda geldi çarptı ne olduğunu bilmiyorum' işte orada kendimde olmadığım için hata yapıyorum. İşte günlük yaşantımızdaki hataların sıkıntıların, huzursuzlukların, mutsuzlukların tek sebebi kendimizi tanımayışımızdan kaynaklanıyor" diye
“ANDA GELİŞEN OLAYLARLA ÜZÜLÜYORUZ”
Anda gelişen olaylarla insanın kendisini üzdüğünü söyleyen Dinçşahin; "Aslında, mutluluk da, başarı da hepsi anda. Bir an geliyor huzurluyuz, bir an geliyor huzurlu değiliz; sıkıntılıyız. Peki, bunu kendimize yaşatan biz miyiz yoksa karşıdan birileri mi yaşatıyor? Sıkıntıyı yaşatan kendimiziz ama hep üçüncü şahısları suçlarız ‘Eşim öyle demeseydi, aslında böyle olmayacaktı’ ya da ‘karşıdaki şöyle davranmasaydı, ben böyle yapmayacaktım.' Hayatımızı hep kendimizin dışında birilerini suçlayarak geçirmişiz, bunun için de huzursuz ve mutsuzuz. Yani sıkıntı, başarı, mutluluk hepsi andadır" diye konuştu.
Anı yaşamak hakkında bilgiler veren Zehra Meral Dinçşahin sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Bir düşünce geliyor kendimi güzelleştiriyorum, huzurlu, mutluyum. Olumsuz bir düşünce geliyor bir bakıyorum ki anında kendimi bozuyorum, demek ki bozan da yapan da hepsi benim. Benim dışında hiçbir şey yok. Ama iş kendi dışımda başka bir şeyin olmadığını kendim kendime nasıl kabul ettirebilirim. Bunu kendimize kabul ettiremiyoruz.”