Bursa Barosu Başkanlığı’ndan 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, ülkemizde pek çok mültecinin hak ihlaline uğradığı, ırkçı ve ayrımca bir tutumla karşılaştığı, asgari yaşam koşulları sağlanamadığı için yasadışı yollardan Türkiye’yi terk etmeye çalışırken öldüğü belirtildi.
Özellikle Suriyeli mültecilere yönelik, taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan ayrımcılık yasağının açık ihlali olan uygulamalara rastlandığı belirtilen açıklamada, “Medyada kullanılan ırkçı ve ayrımcı dil, Bodrum açıklarında 17 Haziran 2019 tarihinde, yasadışı yollarla Yunanistan’a mülteci taşıyan botun devrilmesi sonucu 3’ü çocuk olmak üzere 12 mültecinin ölmesi; bu yöndeki sorunların ne kadar ciddi ve hayati olduğunu çok net bir şekilde göstermektedir” denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ulusal yargı mevzuatı bu sorunları çözmekte yetersiz kalmakta, kamu kurumlarında da mültecilere yönelik keyfi uygulamalara gidilerek hak ihlallerinde bulunulmaktadır. Birçok yerde idari gözetim altında tutulan mültecilerin adli yardım kapsamında avukat taleplerinin barolara iletilmemesi, 14 Mayıs 2019 tarihinde İzmir Barosu mensubu 8 avukat ve bir tercümanın adli yardım görevlerini ifa etmek amacıyla geldikleri Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde avukat görüşme odasında 2 saat boyunca kilitli tutularak müvekkillerine ve dosyalarına erişimlerinin engellenmesiyle özgürlüklerinin kısıtlanması bu keyfi uygulamaların geldiği son noktadır. Hukuka aykırı bu uygulama sadece idari gözetim altındaki mültecilerin adil yargılanma hakkının ihlali değil aynı zamanda savunma makamına karşı yapılmış açık bir saldırıdır. Kabulü hiçbir şekilde mümkün değildir. Sorumluları hakkında işlem yapılarak bir daha böyle bir hukuksuzluğun yapılmasına kesinlikle izin verilmemelidir.
Bursa Barosu olarak, her hak ihlalinde olduğu gibi mültecilere yönelik bütün hukuka aykırı uygulamaların ve hak ihlallerinin de karşısında olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. Yetkilileri; ırkçı ve ayrımcı politikalardan vazgeçilmesi ve ulusal mevzuatımızı taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere uyumlu hale getirilmesi için harekete geçmeye çağırıyoruz.”