Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Akdeniz Üniversitesi 2017-2018 akademik yılı açılış törenine katıldı. Törene Bakan Çavuşoğlu’nun yanı sıra Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AÜ Rektörü Mustafa Ünal, AK Parti Antalya Milletvekilleri Gökçen Özdoğan Enç, Atay Uslu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Akademik tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.
Bakan Çavuşoğlu, üniversitenin dünyadaki en iyi bin üniversitesi arasında yer aldığını ancak Akdeniz Üniversitesi’nin hedefinin ilk 500’e girmek olması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler(BM) Genel Kurulunda dünya düzeninin geriye gittiğini söylediğini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, dünya düzenini nasıl geleceğe uyarlayabiliriz, reforma tabi tutabiliriz ya da daha etkin hale getirebiliriz diye uğraştıklarını belirtti.
“MYANMAR’A İLK YARDIM TÜRKİYE’DEN GİTTİ”
Dış politikalarını girişimci ve insani olarak tanımladıklarını söyleyen Çavuşoğlu, Türk milletinin insani değerlerinin tüm dünyanın takdirini topladığını dile getirdi. Girişimci ruhun tehditler ve sorunlar karşısında etkin mücadele etmelerini sağladığını ifade eden Çavuşoğlu, “Myammar’da yaşanan olaylarda ilk devreye giren ülke Türkiye’dir. Uzun süre İslam dünyasından hiç ses çıkmadı. Hemen sorunlu alanlara insani yardımlarımızı ulaştırdığımızı tüm dünya gördü. Bangladeş’e de gittik. Neden? Dünyada nerede bir mazlum varsa onun yanında olmak, bizim vicdanı görevimiz ve insani politikamızın bir yansımasıdır. Bangladeş’e kamp kurmak istiyoruz. En azından oradaki insanların yaşam şartlarının biraz daha kaliteli, insana yakışır bir hale gelmesi için çaba sarf ediyoruz. Bangladeş’ten kamp yeri rica ettik. Tahsis edeceklerini söylediler. Bir ada verecekler ama henüz bu adayı görmedik. Oradaki mazlumlara biz sahip çıkmazsak bilin ki hiç kimse sahip çıkmaz" diye konuştu.
“EN FAZLA MÜLTECİYİ BARINDIRAN ÜLKEYİZ”
Türkiye’nin yakın çevresinde barış, istikrar ve refahın sağlanmasının büyük önem taşıdığını söyleyen Bakan Çavuşoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün uluslararası kuruluşların raporlarına göre en fazla mülteciyi barındıran ülkeyiz. BM’de sadece iltifatta bulundular. Türkiye senin kampların mükemmel helal olsun sana dediler. Tamam, bu güzel de yük paylaşımı nerede. Ben harcamışım 30 milyar dolar. Tüm dünya toplanmış bize verdiği miktar 520 milyon dolar. Al senin olsun. Avrupa Birliği ile bir anlaşma yaptık. Herkes yükümlülüklerini yerine getirecek. 2016 yılı sonuna kadar birlik 3 milyar avroyu Suriyeli mültecilere verecekti. Bugüne kadar sadece 820 milyon avro verdiler. Yok, bürokrasiymiş yok şuymuş, buymuş. Zaten bu insanlar zor şartlardan kaçmışlar sen hangi bürokrasiden bahsediyorsun. Bırak bunları. İnsani yanaş. Suni yaklaşma. Bunlar insan. İnsanca yaşamayı hakediyor da."
“FETÖ’DEN DOLAYI YÜZDE 25’İNİ BAKANLIKTAN DİPLOMATLARIN ATMAK DURUMUNDA KALKTIK”
Girişimcilik demenin dünyanın her yerinde aktif politika izlemek olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Bölgesel örgütler aracılığıyla o bölgelerdeki sorunların çözümüne de katkı sağlıyoruz. Kolombiya’da barış sürecini en çok destekleyen ülkelerden birisi Türkiye oldu. Bir diplomatımızı görevlendirdik. Müzakerelerde yardımcı olsun diye. Şimdi FETÖ’den dolayı yüzde 25’ini bakanlıktan diplomatların atmak durumunda kalktık. Atmaktan dolayı mutlu değilim bu kadar ama onları attığım için mutluyum. Bakanlığımız hainlerden temizlendi. Buna rağmen uluslararası kurumlara görevlendirmeler yapıyoruz ki diplomatlarımız burada görevlerini en iyi şekilde yapsınlar, Türkiye’yi temsil etsinler" diye konuştu.
“SEN BENDEN NE İSTİYORSUN ONU SÖYLE KARDEŞİM”
Yoğun bir girişimci dış politika izlediklerini söyleyen Çavuşoğlu, "Bugün karşı karşıya kaldığımız sınamalarla baş edebilmek için girişimci olmamız lazım. Terörle mücadele temek için başkalarının bize yardım etmesini beklememeyiz. Zorlamamız lazım. Bu konuda ciddi bir samimiyetsizlik var. Bu samimiyetsizliği açık açık görüyoruz. Bir ülkenin dışişleri bakanı beni aradı bir PKK’lı teröristi neden veremeyeceklerini anlatıyor. Anlıyorum. Kabul ettiğim anlamına gelmez ama işte bu sebepten dolayı Avrupa ortak değerlerin merkezi değil ortak değerleri yok eden teröristlerin evi merkezi olmaya başladı. Ortak değerleri yok eden aşırı merkezi olmaya başladı. İşte Almanya’dan Gabrial’in tabiriyle Nazi partisi meclise girdi. Onun tabirini söylüyorum ha Nazi deyince zıplıyorlar. O’nun kullandığı tabir. Hepsi içindekilerin Nazi değilmiş ama ciddi bir kısmı da böyleymiş. Kendisiyle bugün telefonla da görüştük. Değerlendirdik. İlişkilerimizi nasıl düzelteceğiz onu da konuştuk. Artık seçim bitti, popülizm bitti, gerçekleri konuşalım dedim. Bizim sizinle ne problemimiz olsun, Almanya’dan ne isteyeceğiz. Sen benden ne istiyorsun onu söyle kardeşim. Açık konuşmak lazım. Girişimci olmak demek, sadece arazide girişimci olmak değildir. İnteraktif olacaksınız, küsmeyeceksiniz. Sorun varsa o ülke ile sorunu çözmek için açık, samimi, dürüst bir şekilde konuşmak lazım. Varsa sizde hata o hatayı da özeleştiri yaparak düzeltmek lazım. Biz böyle yaklaşıyoruz. Eksiklik, hata olabilir. Almanya ile inşallah ilişkilerimizi düzelteceğiz" dedi.
“BİZİM AVRUPA BİRLİĞİ DEĞERLERİYLE DE BİR SORUNUMUZ YOK”
Avrupa’nın değerlerinden uzaklaşan Avrupa’nın kendisi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Hoşgörüsüzlük Avrupa değerleriyle çelişmiyor mu? Irkçılık, yabancı düşmanlığı, kendisi gibi düşünmeye inanmaya yönelik nefret, İslam ya da Yahudi düşmanlığı fark etmez hangi din olursa olsun. Bunların hepsi Avrupa’da hat safhaya geldi. Maalesef. Tüm bunları Avrupa birliği ile samimi bir şekilde değerlendireceğiz. Bizim Avrupa birliği değerleriyle de bir sorunumuz yok, kriterleriyle de bir sorunuz yok. Neden olsun. Olmaması lazım. Bugün böyle bir türbülans yaşıyoruz ama bizim için Avrupa Birliği’ne üyelik halen stratejik bir ortaktır. Önümüzdeki süreçte gerek Avrupa ülkeleriyle gerek Avrupa birliğiyle ilişkilerimizi yoluna koyacağız" şeklinde konuştu.
İnsani dış politikaları uygulamak için ekonomik gücün önemli olduğunu anlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin her şeye rağmen yüzde 6’nın üzerinde büyüyerek hedeflerine emin adımlarla gittiğini söyledi. Var olan sorunları çözmek için samimi yaklaştıklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Kıbrıs sorununu çözmek için samimi yapıcı bir yaklaşım gösterdik. Montana’da gördük ki maalesef Kıbrıs konusunda Rum tarafı ve onunla beraber hareket eden Yunanistan herhangi bir çözüme hazır değil. O günden bu yana bir tarafı suçlayıcı dilden uzak durduk. Yarın bir adım atılacaksa oturup konuşulup bir çözüm olması lazım. Ama Türkiye’nin, Kıbrıs Türk halkının haklarını çıkarlarını yok sayarsanız, yok etmeye çalışırsanız o bir çözüm olmaz. O her şeyi bırak gel bana bağlı yaşa olur. Onu da ne Kıbrıs Türk halkının ne de bizim kabul etmemiz mümkün. Kalıcı bir çözüm lazım. Siyasi eşitliğe dayalı, iki tarafın da haklarını koruyacak bir çözüm olması lazım" dedi.
“SURİYE’DE ATEŞKESİN SAĞLANMASI İÇİN BİR YILDIR ÇOK YOĞUN BİR ÇABA SARF EDİYORUZ”
Suriye’de ateşkesin sağlanması için bir yıldır çok yoğun bir çaba sarf ettiklerini ifade eden Çavuşoğlu, "Geçen yıl bugün burada olsaydık Halep’te hastanelerde, okullarda ölen insanları konuşurduk. Bir kaç gün İdlib’te buna benzer bazı olaylar oldu. Dün akşam Putin ile Cumhurbaşkanımız çok açık konuştu. Askerlerimiz, diplomatlarımız dün akşamdan itibaren toplanmaya başladı. Terörist varsa belirlensin, terörist hedef alınsın. Terörle mücadele etmek bizim de önceliğimiz. Terörle mücadele kisvesi altında masum insanları hedef alırsanız buna karşıyız. Geçen seneye göre arazide durum çok iyi. Siyasi sürece tekrar odaklanmak için yoğun çaba sarf ediyoruz ki Astana ile beraber çatışmasızlık bölgeleri, güven arttırıcı önlemler bölgeleri kalıcı olmaz, tekrar kırılganlık içinde dağılır gider. Çabalarımız da heba olur" dedi.
“DAEŞ’İN İSLAM DİNİ İLE İLGİSİ OLMADIĞIN EN ETKİN BİR ŞEKİLDE BİZ SÖYLÜYORUZ”
DAEŞ ile mücadele etmenin kendi işleri olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, "Bizim barış dini İslam’ı, kutsal dinimizi kullanıyor. Bir terör örgütünün bizim dinimizle ne alakası olabilir. İslam dini bir insanın bile öldürülmesine karşı. DAEŞ’in İslam dini ile ilgisi olmadığın en etkin bir şekilde biz söylüyoruz. Diğerlerinin kullandığı tabir ’İslami terörizm, radikalizm’. İslam dinine saldırarak terörizmle mücadele ettiğinizi zannediyorsunuz. Myanmar’da bu kadar insan öldürülürken Budist rahiplerin bizzat bu saldırılara katıldığın görürken biz Budizm’i eleştirip ’Budizm terörü’ diyor muyuz? Peki siz niye İslami terörizm diyorsunuz. Burada terörizm bahanesiyle İslam düşmanlığını körüklüyorlar" dedi.
“15 Temmuz’u bu millete yaşatanlardan hesap sormaya devam edeceğiz”
FETÖ nerede olursa olsun, hesap sormanın kendilerinin görevi olduğunu dile getiren Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yurtdışındaki en büyük önceliklerimizden birisi FETÖ ile mücadele. Çok sayıda ülkede okulu devraldık. Birçok yerde birçok kuruluşu kapattırdık. Sınır dışı edilenler oldu, Türkiye’ye gönderilenler oldu. Bunlar nerede olursa olsun 15 Temmuz’u bu millete yaşatanlardan hesap sormaya devam edeceğiz. Bu bizim kararlığımızdır. Dışişleri bakanlığımızın en önemli önceliklerimizden birisidir. Bu konuda ABD’ye de YPG konusunda çok hatalı olduğunu net bir şekilde söylüyoruz. Cumhurbaşkanımız, Trump ve ekibine YPG ile hatalarını net bir şekilde söyledi. Irak’ta yapılan hataların Suriye’de de tekrar edildiğini belirttik."
“ÇOK YÖNLÜ DIŞ POLİTİKA İZLİYORUZ”
Çok yönlü dış politika izlediklerini söyleyen Çavuşoğlu, "Dış politikamızı birbirine alternatif görmüyoruz. Rusya ile iyi olursam Amerika ne der. Öyle bir korkumuz da yok kaygımız da yok. İslam dünyası ile ilişkilerimiz iyi olduğu zaman diğerleri ne der bizim umurumuzda değil. Esasen bunu dedikleri zaman da şunu söylüyoruz. Bir Avrupalı bize sırtınızı dönüyorsunuz galibe şurada şura da varsınız. Ona ’Sen Kazakistan’da, Türkmenistan’da, Suudi Arabistan’da, Afrika’da var mısın?’ Peki sen oralara gidince sende zemin kayması olmuyor da ben gidince niye oluyor. Sen oralara gidince ben sorguluyor muyum? Aramızda müttefiklik var. Sen hangi hakla beni sorguluyorsun. Bu kadar açık net ikiyüzlülüklerini suratlarına vurmak bizim boynumuzun borcudur. Bunu da hiç utanmadan sıkılmadan medeni bir şekilde yapıyoruz Yapmaktan da zevk alıyoruz" dedi.
“RUSYA İLE HER ALANDA İYİ GEÇİNECEĞİZ DİYE BİR ŞEY YOK”
Rusya ile her alanda iyi geçineceğiz diye bir şeyin olmadığını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Kırım konusunda onlara karşıyız. Başka konularda onlarla ayrı düşünüyoruz. Biz NATO müttefikiyiz. NATO müttefiki olmak Rusya ile düşman olmak değildir. Geçti o soğuk savaş dönemleri. Benim çıkarlarım var. Ekonomik çıkarlarımız var karşılıklı. Suriye’de birlikte hareket ediyoruz ara sıra aksaklık olsa da. Netice de alıyoruz. Ben, Türkiye’de hava savunmamı kurmak istiyorum. Tehditler var. Yakın çevremde de var uzakta da var. Ben kendi hava sahamı korumak istiyorum. NATO’nun kararları var. Tüm müttefiklerin hava sahasını koruma altına almakla ilgili. Uygulayabilmiş değil. Ben NATO müttefiklerimden füze almak istiyorum diyorum. Vermiyorsun. Teknoloji transferine de yanaşmıyorsun. Ben ne yapacağım elimi kolumu bağlayacak mıyım. Bana kim iyi şartlarda verirse ondan alırım. Vay efendim nasıl Rusya’dan alırsın. O zaman sen ver. Biz ilişkilerimizde bu dengeyi çok iyi kuruyoruz. Ukrayna gibi ya ben ya o tercihine bizi kimse zorlayamaz. Biz dengeli bir dış politika izlerken komplekse de kapılmıyoruz, kimsenin baskısından da etkilenmiyoruz. Bir noktaya gelince kimsenin size faydası yok. Kimse sizin çıkarlarınızı savunmaz" şeklinde konuştu.
Antalya’nın eğitim şehri olduğunu dile getiren Antalya Valisi Münir Karaloğlu, “Antalya bir kalite şehri, marka şehir olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Kurulduğu 1982 yılından itibaren yetiştirdiği olduğu kaliteli hocalar ve öğrencilerle Akdeniz Üniversitesi’nin emeği var. Akdeniz Üniversitesini bu sene 16 bin yeni öğrenci tercih etti. 16 bin öğrenci Antalya’ya merhaba diyor. Bizde onlara hoş geldin diyoruz. Yaşadığınız bu şehri hissetmeye çalışsın bu şehirle bütünleşin ve yaşayın. Eğer bu şehri yaşarsanız ve bütünleşirseniz, talep ederseniz göreceksiniz bu şehir cömert bir şehirdir ve size her istediğiniz verebilecek bir şehirdir. Marka bir şehirdir. Şehirden memnuniyet bakımından birinci çıkmasına hiç şaşırmadım. Mutlaka yabancı öğrenci de de birinci olmalıdır. En az 50 bin yabancı öğrenci olması hedefini oydular bizde o hedef doğrultusunda ilerliyoruz” dedi.
“ÜNİVERSİTEMİZE BU YIL 16 BİN 108 YENİ ÖĞRENCİ DAHA KATILDI”
2017-2018 Akademik Yılı açılışını gerçekleştiriyor olmanın gururu ve heyecanı içinde olduklarını ifade eden AÜ Rektörü Mustafa Ünal ise, üniversitenin 35 yıldır kaliteli eğitimle dünyanın dört bir yanında önemli görevler üstlenen nitelikli öğrenciler yetiştirdiğini söyledi. Ünal, “ Ülkemizin sayılı üniversitelerinden biri olan Üniversitemize bu yıl 16 bin 108 yeni öğrenci daha katıldı. 2017-2018 eğitim öğretim yılında 2 bin 44’ü uluslararası öğrenci olmak üzere toplam 74 bin öğrenci ile ailemiz her geçen gün büyüyor. Akdeniz Üniversitesi, 22 fakülte, 7 enstitü, 1 yüksekokul, 1 konservatuvar, 11 meslek yüksekokulu, 4 bölüm başkanlığı ve 61 araştırma ve uygulama merkezi ve 2 bin 439 yetkin akademik kadrosuyla hem günün hem de geleceğin gereklerine göre eğitim vermekte” dedi.
“SINIRLARIMIZ DIŞINDA DA BİRÇOK OLUMSUZLUKLAR YAŞANIYOR”
Türkiye’nin jeopolitik konumu gereği oldukça önemli bir konumda bulunduğunu söyleyen Rektör Ünal, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu önemli konum avantajları ile birlikte pek çok zorluğu da beraberinde getiriyor. Ülke olarak son yıllarda oldukça zorlu dönemlerden geçiyoruz. Ülke içinde yaşanan ve herkesin hafızalarına kazınan 15 Temmuz hain darbe girişimi ve bu hainliğin getirdiği olumsuzluklar bir yana sınırlarımız dışında da birçok olumsuzluklar yaşanıyor. Öte yandan ülke ve millet olarak insani ve vicdani yükümlülüklerimiz bizlerin sınırlarımız dışında yaşanan olaylara karşı da duyarlı olmamızı gerektiriyor. Sayın Bakanımıza Üniversitemizin ilk ders açılış töreni heyecanını bizlerle paylaştığı ve sınırlarımız dışında yaşanan bu önemli gelişmeler ışığında bizlere girişimci ve insani dış politika konusunda vereceği bilgiler için şimdiden teşekkür ediyorum.”
İHA