TGRT Haber özel yayınına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “TBMM’deki hadise iki türlü yorumlanabilir, bir oradaki kişinin daha önce Mahmut Tanal’la bir bağlantısı var, olabilir milletvekilidir çağırmış olabilir. Çocuğun telefonunda Mahmut Tanal’ın telefonu aranmış. Başka milletvekilleri de aranmış. Ama aranabilir, oradaki bir kişinin telefonundan milletvekilinin telefonu aranabilir. Burada esas dikkat edilmesi gereken legal yapılanmalar üzerinden bunları gerçekleştirmeye çalışırlar, sürekli. Nuriye Gülmen meselesinde olduğu gibi, katı bir örgüttür DHKP-C, açlık grevi yapan akademisyenlerden bahsediyorum. Talimatlarından vazgeçmez” dedi.
“BÜTÜN BU SÜREÇTE DHKP-C CİDDİ BİR ÇÖKÜNTÜYE UĞRADI”
Meclisin güvenliğine yönelik tedbirleri aldıklarını söyleyen Bakan Soylu, “Esas biz onlara ilk darbeyi Nuriye Gülmen ve Semih Özakça meselesinde vurduk. DHKP-C tarihinde ilk kez açlık grevi yapanlar burada ciddi şekilde yıkıma uğradılar. Devletin geri adım atmaması söz konusu oldu. Bütün bu süreçte DHKP-C ciddi bir çöküntüye uğradı. Bu eylem iki türlü yorumlanabilir, bir arkadaşlar şu anda sorgularını gerçekleştiriyorlar. Örgüt talimat vermedikçe konuşmazlar. Bu çok belirgin bir özelliktir. Eğer soruşturmalardan bir şey çıkarsa savcı Selim Kiraz benzeri bir şey yapabilirlerdi. İçeriye girmesi kolay bir iş değil. Bazen Allah her zaman getirir de adamın aklına bir şeyler getirir. İçişleri Bakanlığıyla meclis karşı karşıya. Benim meclis güvenliğiyle ilgili bir sorunum oldu. Meclis özerk bir yapı olarak değerlendiriliyor. İsmail Kahraman’a burada çok teşekkür etmek gerekir. Meclisle ilgili biz geniş kapsamlı güvenlik kapsamı hazırladık. Ben ürküyorum, meclisten, çünkü TBMM karşımızda duruyor, bir İçişleri Bakanına şunu sorarlar. Bütün grup başkanvekilleriyle yaptığım toplantıda söyledim, ‘Kardeşim sen karşındaki meclisi koruyamıyorsun, Türkiye ile ilgili nasıl bir güvenlik oluşturacaksın’ biz meclise güvenlik önerimizi sunduk. Çevre duvarları dahil olmak üzere neler yapılması lazım. Sınırlarımızla ilgili genel tedbirler alan bir devlet adamıyız. Tüm tedbirleri alan, genel bütün bunların içerisinde dışarıdan içeriye birisinin gelmesini de düşünmek zorundayım. Milletvekiline yapılacak saldırıyı düşünmek zorundayım. Demokrasinin en önemli meclisi olan meclisinin karakterinin ortadan kalkmamasını korumak zorundayım. İyi çalışıldı tek tek bütün maddeler ortaya koyuldu. Girişinde bütün odalar kadar, başka bir tehlike var, o da şu, cumhurbaşkanı da artık meclise gelmeye başladı” diye konuştu.
“1 HAFTA 10 GÜNDÜR TÜRKİYE İLE İLGİLİ CİDDİ BİR TEHDİTLE UĞRAŞIYORUZ”
TBMM’de yakalanan teröristlerin yakalanma sürecini anlatan Bakan Soylu, “O dönem içerisinde burada genel tedbirleri aldık. O tedbirler çerçevesinde burada arkadaşlar iki kişi geliyor, ilk önce birisi girmek istiyor, onu yasaklı diye sokmuyorlar. Daha sonra onun GBT’sine de bakıyorlar. Ötekisi gidiyor, onun aranması da yok. Netice de görüşmelerini yapıyor ve dışarıda bir saat kadar birlikte oluyor. Tekrar girmek isteyince burada arbede kopuyor. İlgili o düzenek görülüyor. Bomba süsü verilmiş, bir eylem planlayabilirler, bu bomba diye sunabilirler. Bu terör örgütleri bu tip eylemlerle taban kazanmaya çalışıyorlar. Arkadaşlarımızın dikkati, gayreti, özellikle biz son 1 hafta 10 gündür başka bir tehditle uğraşıyoruz. Burada söyleyemem. Türkiye ile ilgili ciddi bir tehditle uğraşıyoruz. Epey bir mesafe aldık, ciddi bir tehditle ve son dönemlerde coğrafyayla ilgili bir tehditle onun için herkes alarm vaziyette, İstanbul, Ankara her taraf ciddi bir alarm vaziyette. Zannediyorum, o alarm vaziyeti de, TBMM bu konuda çok yetkin olmak zorunda, bu konuda çok dikkatli ve iyi bir iş çıkardılar” şeklinde konuştu.
“BEN SÖYLEYEMİYORKEN, MAHMUT TANAL’IN ‘ESAS HEDEF BENDİM’ DİYE DEĞERLENDİRME YAPMASI BOŞ BİR KELAMDIR”
Mahmut Tanal’ın yaptığı açıklamaya ilişkin değerlendirmede bulunan Bakan Soylu, “Bu güvenlik meselesi, kimseyi fokuslamak, odaklamak doğru olur, ne de artı çıkartmak doğru olur. Ben bunu söylemiyorken, Mahmut Tanal’ın bunu söylemesi boş bir kelamdır. Buna saf bir şekilde bakarsan, milletvekili herkesle görüşebilir. İki başka türlü bakarsan, bunlar kullanmaya açık olan adamlar ararlar, buna aitte kendilerine hedef gösterirler. Orada bu işle ilgilenen insanlar var. DHKP-C ile irtibatta olanlar var, son zamanlarda azaldığını söyleyebilirim. Burada hedef bendim dediğiniz zaman DHKP-C eylem biçimine benzer, nede bizim anlayabildiğimiz bir durum söz konusu. Sadece popilist bir görüş oluşturmak için değerlendirilmiş. Kimsenin haberi olmuyor, Türkiye’de onlarca eylem engelleniyor. Polisin eksikliği var falan deniyor. İstanbul il başkanı biz onları takip ediyoruz, merak etmeyin diyorlar, hakikaten anlamakta zorlanıyor. Bu güvenlik güçlerine şaşı bakış, Türk Polis Teşkilatına bu konuda teşekkür ediyorum, denmesi gerekirken, meseleyi bu tarafa saptırmayı ben ucuzculuk olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
(İHA)