Parti çalışmalarını yerinde incelemek ve bir dizi ziyaret için Muğla’ya gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal, partisinin İl Başkanlığında gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Ziyarette MHP MYK Üyesi Yaşar Yıldırım, Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, İl Başkanı Mehmet Korkmaz, Menteşe İlçe Başkanı Selim Bağcıoğlu ve partililer hazır bulundu. Son günlerde Türk milletinin üst üste felaketler yaşadığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin her yönden korkunç ve dış destekli bir terör kuşatması altında olduğunu belirten Günal, “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin tabiriyle ‘Artık bıçak kemiği delmiş, sabır taşı çatlamış, tahammül eşiği geçilmiştir.’ Önce İstanbul Beşiktaş’ta, sonra Kayseri’deki hain saldırılar sonucu verdiğimiz şehitlerin ardından ülkemize sınır dışından gelen terör tehditlerini bertaraf etmek üzere Fırat Kalkanı Harekatı’nda görev yapan askerlerimiz şehit olmuştur. Bu alçakça saldırılara ilave olarak Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçisi Sayın Andrey Karlov’a yönelik hafta başında menfur bir terör saldırısı düzenlenmiş ve Karlov hayatını kaybetmiştir. Sistematik cinayetler ve infial dalgasına yol açacak terörizm eylemleri ile ülkemiz köşeye sıkıştırılmaya, bölgesel ve küresel planda eli zayıflatılmaya çalışılmaktadır. Tüm bu düşmanca gelişmelere rağmen Türkiye bu zor günleri aşacak, saldırıları göğüsleyip püskürtebilecek güçtedir” dedi.
“HALEP’TE BİR İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR”
Suriye’de ve Irak’ta yaşanan gelişmelerin uzun süredir ülke gündemini meşgul ettiğini belirten Günal, “Özellikle Halep’te şu anda bir insanlık dramıyla karşı karşıyayız. Evet, bunlar geçmişten bugüne uygulanan yanlış dış politikadan kaynaklandı ve biz bu konuda hükümeti defalarca uyardık, ama uyarılarımızı dinlememişlerdi. Bugün geldiğimiz noktada Milliyetçi Hareket Partisi olarak şu anda bizim amacımız üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değildir. Onlar zaten hatalarını biliyorlar, kendileri de öz eleştiri yapıyorlar” diye konuştu.
“ORTADOĞU’DA ASIL HEDEF TÜRKİYE”
Türkiye’nin hemen sınırlarının ötesinde yıllardır süren bir kaos ve iç çatışma yaşandığının altını çizen Günal, gerek Irak, gerek Suriye’de yaşanan çatışmaların hem ülkemizin güvenliğini, hem bölge ülkelerini tehdit eder hale geldiğini belirtti. Günal, “Bu durumun bize göre iki kaynağı vardır ve söz konusu iki kaynak kurutulmadan bölgeye barış ve huzurun gelmesi mümkün değildir. Bu iki terör ve çatışma kaynağı PKK/PYD ve IŞİD’tır. Aslında Sayın Genel Başkanımız 6 Ağustos 2012 tarihinde bu tehlikeye işaret etmişti. Ortadoğu’nun haritasını yeniden çizmek için kolları sıvayan, yeni devletler kurmak için fırsat kollayan çevrelere, lobilere, silah ve terör baronlarına karşı herkes uyanık olmalıdır. Müttefiklerimiz Suriye’de yaşanan iç savaşın içinde bir başka iç savaş yürütmekte ve yıllardır Türkiye’ye saldıranların taşeronu olarak kullandığı PKK’ya ve onun Suriye’deki uzantısı konumundaki PYD-YPG-YPJ’ye destek vermektedirler. DSG adı altında terör örgütü PKK’ya IŞİD’le mücadele ediyor bahanesiyle destek veren müttefiklerimizin silahlandırdığı unsurlar sınırlarımızın içinde askerimize polisimize ve vatandaşlarımıza yönelik kanlı saldırılar yapmakta, onların verdiği mühimmatları ve silahları kullanarak Türkiye’yi Irak ve Suriye’ye çevirmeye çalışmaktadırlar. Aslında Ortadoğu’da haritaların değişeceğini söyleyenlerin asıl hedefinin Türkiye olduğu, gerek 2011’den sonra yaşananlar, gerekse 15 Temmuz darbe girişimi neticesinde bütünüyle ortaya çıkmıştır. Türkiye bir taraftan IŞİD, diğer taraftan ise PKK ile istikrarsızlaştırılıp bir iç savaşa sürüklenmek istenmektedir. Bunun önlenmesi için de sınırlarımızın dışında yuvalanan bu terör yapılarının yok edilmesi icap etmektedir” diye konuştu.
“FIRAT’IN DOĞUSU-BATISI TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN TEMİZLENMELİ”
Suriye’deki istikrarsızlık nedeniyle Türkiye’nin müttefiklerinin de desteğini alarak kendisine kukla bir terör devleti kurma hayali peşinde koşan PKK’nın bütün terör yuvalarının Fırat’ın doğusu-batısı gibi bir ayırma gitmeden yok edilmesi gerektiğini belirten Günal, “Bu aynı zamanda ABD’nin hava desteği sayesinde PKK’nın ele geçirdiği yerlerden ayrılmak zorunda kalan ya da PKK’nın zulmüne maruz kalan Kürtlerin, Arapların ve Türkmenlerin ortak talebidir. Türkiye’nin Fırat Kalkanı Operasyonu bir kez daha göstermiştir ki IŞİD ile mücadele ettiğini söyleyen aktörlerin hiçbirinin gerçek niyeti IŞİD’i ortadan kaldırmak değildir; IŞİD ve PKK’yı bir kaldıraç gibi kullanarak bütün bölgeyi istikrarsızlaştırmaktır. Türkiye’nin yapması gereken, müttefiklerini terör örgütleriyle mücadele etmekte samimi olduklarını göstermeye davet etmek ve PKK/PYD/YPG gibi örgütlerin de terör örgütü olduğuna ikna ederek Suriye’nin toprak bütünlüğünü muhafaza edecek bir ortak harekatın öncülüğünü yapmaktır” dedi.
“FETÖ’CÜLERİ MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİ LANET VE BEDDUA İLE ANACAKTIR”
Türkiye’yi tehdit eden bir diğer terör örgütünün de FETÖ olduğunu belirten Günal, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti 15 Temmuz akşamı bu hain terör örgütünün alçak bir darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kalmıştır. Daha önce yaşadığımız hiçbir darbe veya darbe teşebbüsü bizleri 15 Temmuz gibi derinden sarsmamıştır. Bize göre bir işgal teşebbüsü olan 15 Temmuz kalkışmasında TBMM’yi bile bombalayan namussuzları Müslüman Türk milleti lanet ve beddua ile anacaktır. Türkiye ile hesabı olan çevreler terörist başı Gülen’i koz olarak ellerinde tutmuşlardır. FETÖ’cüler kimin işine yarıyorsa silah gibi kullanılmıştır. Fetullahçı Terör Örgütü devletimizi ur gibi sarmıştır. Türk devletinin kritik noktalarına özenle yerleşmişlerdir. Bu kaleyi içten çökertme harekatıdır. Yıllardır din kisvesi altında üremiş, güçlenip ortaya çıkmak için uygun zaman aramıştır. Dinler arası diyalog uydurmasının yapılması da boşuna değildir. FETÖ’cü teröristler Asya’nın Hıristiyanlaşmasına hizmet etmiştir. 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası yaşadığımız travmanın arka planında da bu anlayıştan uzaklaşmamız yatmaktadır. 15 Temmuz darbe kalkışmasının arka planını anlayabilmek için, ülkemizdeki din anlayışını ve din eğitimini gözden geçirmek gerekmektedir. Bu kapsamda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın rolü ve yapısı sorgulanmalı ve yeniden yapılandırılmalıdır” dedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Türkiye’nin 1980 darbesinden bu yana Anayasa’da zaman zaman değişiklikler yapıldığını belirten Günal, bunların yeterli olmadığını belirterek, “Burada ciddi bir sorun var. Bu sorunların hepsine baktığımız zaman çözülmesi lazım. Nasıl çözülecek? Kavga ederek, dövüşerek, bugün CHP’nin yaptığı gibi çözmeye kalkarsak bunu çözme şansımız yok. O nedenle MHP’nin yaklaşımına ‘AKP’ye payanda oluyor’, ‘Cumhurbaşkanını seçtiriyor’ gibi söylemlerin tam tersine ülkenin normalleşmesine yönelik bazı adımların atılmasına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE 2023’TE LİDER ÜLKE OLACAKTIR”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal, Türkiye’nin hedefinin 2023’de lider ülke, 2053 ise süper güç olması için MHP olarak her türlü katkı ve desteği ülkenin menfaatleri doğrultusunda sunacaklarını söyledi. Günal, “2023 ve 2053 ‘lider ülke vizyonumuza’ erişebilmek; millî değerlerin yanı sıra, manevi değerlere de önem verip insanları eğitmekle mümkün olacaktır. Kimse merak etmesin, yeri geldiğinde, haklı ve meşru sebeplerle hükümete elbette demokratik eleştirimizi yaptık, yaparız, yapmaya da devam edeceğiz. Fakat siyasi kan davalarından bu ülkenin çok çektiğini hepimiz tecrübeyle biliyoruz. Gerekli yapısal reformların hızla hayata geçirilmesi halinde Türkiye, 2023 yılında bölgesel güç ve küresel bir aktör olabilecek; 2053 yılında ise ekonomik, sosyal, siyasi, teknolojik ve stratejik alanlarda küresel ölçekte etkili bir güç ve lider ülke haline gelecek ve bunu sürdürülebilir kılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak; uzun vadeli stratejimiz ise 2053 yılında Türkiye’nin ‘küresel güç ve lider ülke’ olması idealini gerçekleştirmektir. MHP, Türkiye’yi 2023’te lider ülke, 2053’te süper güç yapma hedefine ulaşmak için her türlü çalışmaya ve fedakârlığa hazırdır” dedi.
(İHA)