Meclisin cinsel istismar vakıaların önlenmesine ve çocukların istismardan kurtarılmasına yönelik hamleler yapması gerektiğini söyleyen Av. Altun, TBMM’ye bunun tam aksi yönünde bir yasa teklifi geldiğini belirtti. Av. Altun, “Böyle bir yasa değişikliği suçu önlemez. Salı günü yapılacak oylamada tasarının meclisten geçmesi çocuk yaşta evlilikleri özendirir, tecavüzcüyü ödüllendirir ve tecavüzü suç olmaktan çıkarır. Zaten 15-18 yaş grubundaki çocukların cinsel istismarı ki biz buna reşit olmayanlarla cinsel ilişki başlığını veriyoruz, şikâyete bağlı. Şikayete yoksa, rıza varsa ve rızayı sakatlayan bir hal de söz konusu değilse ceza tesisine yer yoktur. Öyleyse bu düzenleme kim için, kimler için getirilmek isteniyor” dedi.
BU ÖRTÜLÜ BİR AF KANUNUDUR
Yasa değişikliği teklifinin 11-15 yaş grubuna yönelik bir düzenleme olduğunu savunan Av. Altun, kanun koyucu tarafından TCK 103. Madde ile düzenlenen 11-15 yaş grubuna yönelik cinsel istismar suçlarında rızaya yer verilmediğine dikkat çekti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Düzenleme sadece dışardaki kadının, içerdeki kocanın, bu evlilikten doğmuş çocukların ve ailelerinin mağduriyetini gidermeye yöneliktir” ifadesini de değerlendiren Av. Gürkan, şöyle devam etti: “Eğer gerçek anlamda bir mağduriyet olduğu düşünülüyorsa, bir ‘kader mahkumu’ algısı varsa öncelikle mağdur sayılarının tespit edilmesi ve kamuoyuyla paylaşılması, özellikle mağdur üzerinde, konusunda uzman pedagoglar, psikiyatrlar ve Hukukçular tarafından bu eylemin başlangıcındaki etkenler, eylemin sonuçları, mağdurun üzerinde yarattığı travma ve tahribatı da gözler önüne serebilecek şekilde bir uzman raporu hazırlanması ve kamuoyuyla paylaşılması gerekir. Ben yaptım anlayışıyla böyle bir kanun metni önümüze koyamazlar. Çünkü bu muhakkak farklı suçlara veya farklı yaş gruplarındaki faillere de uyarlanacaktır. Çünkü bu örtülü de oksa doğrudan bir af kanunudur.”
BİRÇOK ÇELİŞKİYİ İÇİNDE BARINDIRIYOR
Av. Altun, yasa tasarısının birçok çelişkiyi de içinde barındırdığını aktardı. Fail birden fazla olduğunda mağdurla kimin evleneceğinin soru işareti olduğunu söyleyen Av. Altun, “Biz kanun metni içerisinde bir uygunluk görmedik. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının hiçbirinde bu suç tipini öngörmek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Mevcut durumda ailelerin baskı altında kalabildiğini, tehdit ve hile ile ifadelerinin değişebildiğine değinen Av. Altun, şunları sıraladı: “Yasa tasarısında hakime de takdir hakkı tanınmıyor. Duruşmaya sadece bir evlenme cüzdanı getirilmesi yeterli olacak. Onu evlenmeye götüren sebebin ne olduğunu, zora dayalı bir evlilik mi olduğunu hiç bilmeksizin sadece evlenme cüzdanı bitmiş davalarda infazın ertelenmesini veya devam eden davalarda hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına karar verilmesi sonucunu getirecek.”
BU HATADAN DÖNÜLECEĞİNE İNANIYORUZ
Yasa değişikliğiyle ilgili Pazartesi günü (yarın) bir basın açıklaması yapacaklarını söyleyen Av. Altun, “Biz biran önce kanun tasarısında imzası olanların, zımnen ve açıkça destekleyenlerin bir kez daha düşünmesini, bu ülkenin gerçeklerine, temel çocuk haklarına uygun davranmasını arzu ediyor ve hatadan dönüleceğine inanıyoruz” dedi.
