Seçim bölgesi olan Yozgat’ta çalışmalarını sürdüren Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yunanistan’ın 90 FETÖ’cü askeri koruma altına alıp konuyu NOTA’ya bildirmesi ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Bozdağ, “Yunanistan Türkiye gibi askeri darbelere maruz kalmış bir ülkedir. Askeri darbelerin ne olduğunu en az bizim kadar bilmektedirler. 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sonrası başarısız darbecilerin bazıları Yunanistan’a kaçtılar ve orada himaye gördüler. Biz Türkiye olarak, darbeye karışan, darbeci, FETÖ’cü bu kişilerin Türkiye’ye iadesini kabul ettik. Uluslararası hukuk Yunanistan’ın bunları iade yapmasını emrediyor. Burada bir takdir hakları olmadığı delilerle çok sağlam ama buna rağmen Yunanistan iadeyi gerçekleştirmedi. Bazılarına sığınma hakkı veren yaklaşım içerisine girdi. Bunları korumak ve kollamak için başka tedbirler de aldı. Hem komşuluk hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırı yaklaşımlardan fevkalade rahatsızız. Türkiye Yunanistan’ın aldığı bu tutumu not etmiştir. Bunları not ettiğimizi Yunanistan’ın da bilmesinde fayda vardır. Konunun NATO ile bir alakası yoktur. Başkalarının bu konuma müdahil olmasına neden olacak hukuki bir yolda bildiğim kadarı ile yoktur. İki ülkenin arasındaki bir konudur. Yunanistan adli makamları zaten kararını vermiştir. Yunan adli makamları Türkiye’nin aleyhinde bir karar verdi diye Türkiye terörle mücadelesinde vazgeçecek değildir. FETÖ’cü teröristlerle de mücadele etmekten vazgeçmeyecektir. Bilindiği gibi biz FETÖ terör örgütü ve onların teröristleri ile yurt dışında etkin ve kararlı bir şekilde mücadelemize devam ediyoruz. Buna Yunanistan veya bir başka ülkenin kendi egemenlik sahası içerisinde dilediği gibi tavır koyma hakkı olabilir ama bizim terörle mücadelemizi engellemez bu. Dolayısıyla biz mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
“BU AŞIRILIKLAR ESASINDA HOLLANDA’NIN KENDİNE BİR TEHDİTTİR”
Bozdağ, Hollanda’da cami önünde domuz mangalı yapılmasının kendisine hatırlatılması üzerine, bu aşırılıkların Hollanda için de bir tehdit olduğuna dikkat çekerek, “Burada provokasyon olduğu çok açık Hollanda’daki Türk toplumunu, Müslümanları provoke etmek isteyen bir aşırı grubun olduğu çok açık. Çünkü Müslümanların bu konudaki tutumu, bu konuya bakışı çok nettir. Böyle bir noktada getirip onların kapısının önünde mangal partisi yapmak açık bir şekilde Türk toplumunu ve Müslümanları provoke etmektir. Bu aşırı örgüt bunu yapıyor. Ama burada Hollanda hükümeti aşırıcıların yaptığı bu düşmanlığa provokasyona izin vererek destek olmuştur. Aslında toplumsal barış ve ülke içerisinde huzur ve güveni koruma hükümetin görevidir. Bunu bozmak isteyenlere karşı hükümet tavır geliştirmek ve onları engellemekle mükelleftir. Bildiğim kadarıyla Hollanda hükümetinin de anayasa ve yasaları gereği bu görevi vardır. Ama maalesef hükümet bu görevi tam olarak yerine getirmemiştir aksine aşırıcıların provokasyonuna izin vermiştir. Buradan Hollanda hükümetine Türk toplumunu korumaya onlara karşı suç işleme eğilimi olanları engellemeye davet ediyorum. Çünkü Hollanda’da yaşayan Türk toplumunun can güvenliğinin, mal güvenliğini bütün hak ve hürriyetlerini korumak evvela Hollanda hükümetinin mesuliyeti altındadır. Hollanda hükümetini bu mesuliyetinin gerekçeleri neyse yerine getirmeye davet ediyorum. Oradaki Türk toplumunun hayatını ve diğer haklarını korumaya mülklerini korumaya davet ediyorum. Saldırılara karşı da onları engellemeye davet ediyorum. Ama görüyoruz ki Hollanda hükümeti maalesef görevini yapmak yerine bunları yok etmek isteyenlere destek veriyor, izin veriyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Avrupa’da yükselen yabancı düşmanlığı, ırkçılık, aşırıcılık, ayrımcılık, İslam düşmanlığı Avrupa değerlerine de büyük zarar vermektedir. Bugün Türk toplumuna ve orada yaşayan Müslümanlara, yabancılara büyük bir tehdit olarak görünse de bu aşırılıklar esasında Hollanda’nın kendine bir tehdittir. Bu tehdit karşısında olumlu tavır takılmayanlar yarın bu tehditle baş etmek için daha büyük tedbirler almak zorunda kalacaklardır. Biz onları ileri de daha büyük tedbirler almak zorunda kalacak adımları atmamaya ve bu ayrımcılığı yabancı düşmanlığını, İslam düşmanlığı yapanlar karşı ortak ve bunları engelleyici tutum almaya davet ediyorum” dedi.
“SEÇİMİN VARLIĞI TERÖRLÜ MÜCADELEYİ ZAAFA UĞRATMAZ”
Seçimlerin terörlü mücadeleyi zaafa uğratacağı yönündeki iddiaları da cevaplayan Bozdağ, “Terörle mücadele Türkiye için son derece önemlidir. PKK ve diğer terör örgütleri Türkiye’nin hem ulusal güvenliğini hem de bölünmez bütünlüğünü tehdit etmektedir. Türkiye ulusal güvenliğini ve bölünmez bütünlüğünü korumakla mükelleftir. Terörle mücadeleyi her zaman esas almış bir ülkeyiz. Seçim var diye veya bugün şöyle bir gündem var diye, teröristler ile terör örgütlerine Türkiye’nin göz yumulmasını kimse beklemesin. Terörle etkili ve kararlı mücadelemiz her zaman devam edecektir. Seçimin varlığı bu mücadeleyi zaafa uğratamaz uğratması da mümkün değildir. Bizim Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatını yaparken de Türkiye’nin başka gündemleri vardı. Biz eğer o gündemlere baksaydık belki de o harekatları yapamazdık. Türkiye’nin aynı zamanda onlarca gündemi birlikte icra etme gücü ve kabiliyeti vardır. Bir yandan seçim çalışmaları yürür bir yandan da Türkiye’nin terörle mücadelesi etkin ve kararlı bir şekilde devam eder.Terör örgütleri nerede olursa olsun, teröristler nerede olursa olsun Türkiye için hedeftir ve tehdittir. Türkiye terör ve teröristleri inlerinde imha etme politikasını kararlılıkla uygulayarak, yurt içinde veya yurt dışında nerede olurlarsa olsun onları bulup yok etmek, etkisiz hale getirmek için bizim güvenlik güçlerimiz tüm imkan ve kabiliyetlerini kullanmaktadır. Bundan sonra da kullanacaktır” ifadelerini kullandı.
“HAMİLİK YAPTIKLARI TERÖRİSTLERİ İMHA EDECEĞİZ”
CHP’yi teröristleri himaye etmekle suçlayan Bozdağ, “Irak’ın kuzeyinde terör örgütünü etkisiz hale getirmek, sınırımızın dışından sınırımızın içerisine yönelen terör tehdidini sınır dışında karşılamak terörle mücadelemiz bakımından son derece önemlidir. Kandil’den terör örgütünün yönetildiğini hepimiz biliyoruz. Oradan Türkiye’ye terörist sokulduğunu hepimiz biliyoruz. O zaman bizim buraya karşı tedbir almamız doğal hakkımızdır. Uluslararası hukukta Türkiye’nin bu anlamda adımlar atmasına hak vermektedir. Bizim burada şaşırdığımız şey şu; Biz terörle mücadele ediyoruz, biz Zeytin Dalı harekatı diyoruz CHP’den ses geliyor, Afrin’i temizleyeceğiz diyoruz CHP’den ses geliyor. Fırat Kalkanı harekatı diyoruz aman yapmayın diye ses yine CHP’den geliyor. Kandil’de terörle mücadele, PKK, operasyon diyoruz ses yine CHP’den geliyor. Bizim şaşırdığımız bu. Biz terörle mücadele yapıyoruz ama bu mücadele sırasında ses CHP’den geliyor. Neden CHP terörle mücadeleden rahatsız oluyor? Kabul edilebilir bir şey değildir. Türkiye, seçim var diye terörle mücadelesini zayıflatacak, yavaşlatacak veya bu mücadelesinden vazgeçecek bir ülke değildir. Her şart altında bizim terörle mücadelemiz devam edecektir. Bunun seçimle bir alakası yoktur. Türkiye dün terörle mücadele yaparken seçim mi vardı. Halk oylaması yapılırken ve terörle mücadele edilirken, o zaman seçim var diyorlar mıydı. Ama şimdi diyorlar. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Terörle mücadele devam edecektir. Cumhuriyet Halk Partisi istediği kadar sesini yükseltsin. Biz onların hamiliğini yaptığı teröristleri etkisiz hale getirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
(Bahadır Muhlis Gökgül/İHA)