Abant Gölü, Bolu'nun 34 kilometre güney batısında buluyor, yaklaşık 1350 metre yükseklikte bulunan ve alanı 125 hektarı bulan bir heyelan set gölüdür. Suları tatlı olan gölün, en derin yeri 18 m'dir.
Sucuk ekmek saatine kadar Abant’ta göl kenarında yürüyüş yaparken, fayton ve kızak ile kayanların seyrediyorsunuz. Size tavsiyemiz Mudurnu istikametine doğru gölü yukardan gören yaylalara doğru araçla devam edip bu güzel manzaranın keyfini buradan çıkartmanız.
Bin metre civarındaki göl, çam ormanları içerinde ayaklarımızın altında. Yıllara bu göle ev sahipliği yapan orman adeta kış uykusuna çekilmiş ve beyaz yorganını üzerine çekmiş.
Bu harika manzarayı izleyip, karlara bata çıka 1.300 metresiyle Abant’ın en yüksek noktası olan Keltepe’ye doğru yürüyüşe çıkıyoruz. Daha yükseklere çıktıkça göl manzarası sanki daha bir güzelleşiyor.
Gölde bulunan endemik türdeki Abant alabalığı balık meraklıları bekliyor ancak çokta heveslenmeyin, yılın belirli zamanlarında, ücret ödeyerek bu balığı avlayabilirsiniz.
Abant gölü ve çevresi yaban kazları, yaban ördekleri, balıkçıl, sakarmeke, karabatak, turna; şahin, doğan, atmaca, toygar, alakabak, saka ve diğer kuşlara da ev sahipliği yapmakta.
Karlı bir havanın vazgeçilmez menüsü sucuk ekmeği de yedikten sonra hem etrafı keşfetmeye hemde bu güzelliğin tadını çıkartmaya devam ediyoruz.
Çevredeki köylerden gelenlerin sattığı birçok doğal ürünün bulunduğu milli park girişinin hemen sağ tarafındaki küçük barakadan, bal, peynir, erik kurusu, fasulye, kuşburnu, ıhlamur, kekik alabilirsiniz.
Kar ve yeraltı suları ile beslenen Abant Gölü’nün kış aylarında donarak üstündeki buz kütlesi 1 metreyi bulmakta.
Abant Milli Parkı’nın 1150 Hektarlık bölümü 1988 yılında ‘Tabiat Parkı’ olarak koruma altına alınmış. Millipark zengin bir bitki örtüsüne sahip. Sarı ve karaçam, kayın, meşe, kavak, dişbudak, gürgen, söğüt, ardıç ağaçları ve ormangülü, ılgın, fındık, muşmula, papazkülahı, alıç, çobanpüskülü, kuşburnu, eğrelti, böğürtlen, çilek, nane, ahududu, sarmaşık, ısırgan, atkuyruğu ve çayır otları başlıca ağaç türleri.
Eğer vaktini varsa buraya kadar gelmişken Bolu, Mudurnu karayolunun 9.kilometresinde, Çepni köyünü de ziyaret edin. Köyün merkezinde bulunan travertenler sizleri biraz Pamukkale götürse de biraz daha küçük olan bir doğal oluşum. Travertenlerin hemen yanında meşhur sodalı suyla dolu havuzda yaz aylarında serinleyebilir yada sadece ayaklarınızı sokabileceğiniz soda havuzunda rahatlayabilirsiniz. Doğal Sodalı sudan da içmeyi unutmayın.
Abant Gölü cazip bir kış ve yaz turizminin merkezi olsa da daha sakin ve gözlerden uzak dağların tepesinde şahane bir manzara sunan Gölcük gölü de güzel bir alternatif.
Dağın neredeyse tepesindeki göle kadar düzgün asfalt bir yol var, ancak kış aylarında oldukça maceralı bir yolculuk sizleri bekliyor. Sis bulutları içinde saklı cennet doğru ilerliyorsunuz. Bembeyaz örtünün süslediği sarılı kırmızılı yapraklı ağaçlar güç bela görülebiliyor. Puslu, sisli tam da dağda olduğumuzu hissettirecek bir manzara eşliğinde Gölcük Gölü sizleri karşılıyor. Alana giriş ücretli. Arabalarınızı gölün kenarındaki otoparklara park edebiliyorsunuz.
Gölcük gölünde dağ, orman ve göl manzarasını tamamlayan birçok film de başrol almış güzel bir göl evi var. Göle gelen hemen herkes de ah şu evde ben otursam hissi uyandıran ev Orman Bakanlığına ait. Gölcük gölü Bolu merkeze çok yakın olması sebebiyle Bolu halkının mesire ve piknik yeri olarak kullanılıyor her mevsim.
Kış mevsiminin tadını çıkartmak ve beyaz ile doğanın eşsiz tablosunu seyretmek istiyorsanız Abant sizleri bekliyor…