Dünya

ABD'den o iddialara yanıt: YPG’ye silah vermiyoruz

Türkiye ile ABD arasında PYD-YPG’nin terör örgütü olup olmadığı konusundaki derin görüş ayrılığı sürüyor. Bu ayrılığın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmenin ardından da ABD’li üst düzey yetkililer tarafından açıkça ifade edilmesine tanık oluyoruz.

ABD'den o iddialara yanıt: YPG’ye silah vermiyoruz
26-02-2016 11:42


Erdoğan ve hükümetin PYD’ye verilen silahların PKK’nın eline geçtiği ve Türkiye’ye karşı kullanıldığı yolundaki sert eleştirileri sıcaklığını korurken, basına YPG’nin, Suriye’de, güney Haseke kırsalında kontrol altına aldığı mevzilere yönelen bomba yüklü araçlara karşı ABD Özel Kuvvetleri envanterinde bulunan FMG-148 Javelin antitank füzesi kullandığı yansıdı. YPG’liler, bu silahla ilk kez görüntülendi. Kızıl ötesi güdümlü füzelerden sayılan 4 km menzilli sistemin YPG’de bulunması Türkiye’nin tezlerini doğrular nitelikteydi. ABD’li yetkili, söz konusu füze sistemi de dahil ülkesinin YPG’ye silah yardımında bulunmasının kesinlikle söz konusu olmadığını, Washington’da incelemelerin sürdüğünü belirtirken PYD-YPG konusunda önemli mesajlar verdi.

Milliyet gazetesi yazarı Serpil Çevikcan ABD'li üst düzey bir isimle yaptığı görüşmeyi bugün köşesine taşıdı.

İşte açıklamasından satır başları:

BATI ÜLKELERİNE DE SATTIK: ABD yönetimi kesinlikle ne bu bahsettiğiniz silahı ne de herhangi bir başka silahı YPG’ye tedarik etmiş değil. Bahsedilen füze sistemi, ABD’de üretilen bir silah sistemi ve ABD ordusu tarafından satın alınarak envantere konulmuş bir sistem. Ama aynı zamanda bu söz konusu sistem bazı batı ülkelerinin envarterinde de bulunuyor. Bazı batı ülkeleri tarafından ABD’den de satın alınmış durumda. Dolayısıyla bu söz konusu ülkelerden bir tanesi mi acaba YPG’ye silah temin etme tercihinde bulundu; bu noktada bilgim yok, emin değilim.

AYNI SORUYU SORUYORUZ: Biz de videodaki görüntüleri izledikten sonra bu soruları soruyoruz. Washington’daki meslektaşlarımız da şu anda araştırma yapıyorlar. ABD YPG’ye hiçbir şekilde silah temin etmemektedir. Bu konuda yaptığımız tek şey YPG’nin de aralarında bulunduğu, YPG ile işbirliği içinde DAEŞ’e karşı savaşan Suriyeli Arap gruplara son derece sınırlı limitte teçhizat-mühimmat yardımı ve desteğidir. Bu yardım da vaka vaka, DAEŞ’e karşı çok spesifik operasyonlarda kullanılmak üzere verilen spesifik materyaldir. Bu nedenle emin olarak söylüyorum ki DAEŞ’e karşı spesifik operasyonlarda kullanılmak üzere verdiğimiz teçhizat-mühimmat sadece bu aksiyonlar için kullanılıyor. Bu konuda da tam bir güvene sahibiz.

PKK’NIN ELİNE GEÇMESİNİ İSTEMİYORUZ: Bu kadar dikkatli davranmamızın asıl sebebi de Türk hükümetinin ve Türk ordusunun endişelerinin farkında olmamız ve bu endişeyi paylaşıyor olmamız. YPG’ye verilen teçhizatın-mühimmatın ya da YPG’nin elindeki silahların sınır ötesine geçirilerek PKK’ya transfer edilmesi konusundaki endişeleri çok iyi bildiğimiz için bu kadar dikkatli davranıyoruz. Dolayısıyla Suriye’deki bu ihtilaf bölgelerinden hiçbir silahın Türkiye’ye girmesini, PKK’nın eline geçmesini, PKK’nın da bunu şiddet kampanyasında kullanmasını asla arzulamıyoruz. Bu nedenle işbirliği içinde olduğumuz bu gruplara amaçlarının DAEŞ’le mücadele olduğu konusunda ısrarla hatırlatmada bulunuyoruz.

LİMİTLİ MÜHİMMAT YARDIMI YAPIYORUZ: (Cumhurbaşkanı’nın ve hükümetin PYD’ye verilen silahların Türkiye’yi vurduğuna yönelik eleştirileri konusunda) Biz YPG’ye ve Suriyeli Araplar’a bir silah yardımında bulunmuyoruz. Dediğim çerçevede son derece limitli teçhizat-mühimmat yardımlarımız var. Bu nedenle eminiz ki bu yardımlar, bunları verme amacımız olan DAEŞ’e yönelik saldırılarda ve mücadelede kullanılıyor.

PYD BAĞLANTISI TARİF EDİLMEDİ: (Son Ankara patlamasından sonra ABD’ye PKK-PYD işbirliğini gösteren kanıtlar verildi. ABD bilgilendirmeden ikna oldu mu?) ABD Büyükelçisi’ne orada verilen bilgiler ve verilen belgeler bir ön soruşturmanın sonuçlarıydı. Yapılan tarifler ve verilen bilgiler PKK’yı gösteriyordu, yönlendiriyordu. Açıkçası, Ankara bombalamasının gerçekleştirilmesi ve planlanması konusunda organizasyon olarak PYD ile bağlantısına ilişkin, detaylı tarif ve bilgi ABD Büyükelçisi’ne verilmedi.

ÖNCELİK FARKLILIĞIMIZ VAR: (Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Obama arasında yapılan görüşme, PYD’nin terör örgütü olduğu konusundaki derin görüş ayrılığını giderme açısından bir yarar sağladı mı?) Hem Türkiye hem ABD, hem DAEŞ’in hem de PKK’nın yarattığı terör tehdidinden dolayı son derece endişeli. Buradaki farklılık bu iki tehdit arasındaki öncelik farklılığı. Hangi ülke için hangisinin şu an için öncelik taşıdığı ile ilgili. Dolayısıyla bizim ülkemiz, vatandaşlarımız ve hükümetimiz için ABD’ye, Avrupa’ya, Türkiye’ye DAEŞ’ten yönelecek bir saldırı ihtimali bizi çok çok fazla endişelendiriyor. Bu nedenle şu an itibariyle DAEŞ’in üzerindeki baskıyı artırmak, elindeki alanların, toprağın azaltılmasını sağlamak ve bu tarz saldırılar konusundaki etkinliğini azaltmak için elimizden ne geliyorsa onu yapabilmek bizim için büyük aciliyet ve önem taşıyor.

PKK NEDENİYLE LİMİTLİ TUTUYORUZ: Tabi ki PKK’nın Türkiye’de yürütmekte olduğu bu şiddet kampanyasından dolayı son derece endişeliyiz. Bir endişemiz de bu şiddet kampanyasının daha da genişlemesi. Tam da bu yüzden Suriye’de DAEŞ’e karşı savaşan, mücadele eden Suriyeli Arap gruplar ve YPG’ye yapılan desteği çok çok dikkatli ve limitli tutuyoruz. Bu hem miktar anlamında böyle, hem de yapılan yardımın niteliği ve tipi anlamında böyle.

YPG’NİN ATEŞKESİN PARÇASI OLMASI GEREKİYOR: (Cumhurbaşkanı ve hükümet ateşkes konusunda temkinli. Cumhurbaşkanı’nın ‘PYD ve YPG de ateşkesten muaf olmalı’, Başbakan’ın ‘ateşkes Suriye için geçerli Türkiye için değil’ değerlendirmeleri konusunda) Suriye’deki ihtilaflara taraf olan grupları içinde barındıran bir anlaşma söz konusu. YPG’nin de bu ateşkese dahil olması konusundaki düşüncemiz şu nedene dayanıyor: Geçen haftalarda YPG ve bazı Suriyeli muhalif gruplar arasında yaşanan ihtilafı gördük Halep civarında. Sahada karşılıklı savaşın devam etmesinin doğru olmayacağını düşünüyoruz. Tabi YPG’nin de muhaliflere saldırılarının sürmesini istemiyoruz. Dolayısıyla ateşkesin bir parçası olmazsa böyle bir risk doğduğu için ateşkesin parçası olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.

RUSYA VE REJİM TEST EDİLECEK: Suriye’deki krizin son 4,5 yılda nasıl evrildiğine bakacak olursak sayın Başbakan’ın bir takım şüpheler dile getirmesi de doğal. Ancak ateşkeşle ilk kez rejimi ve Rusya’yı test etme şansına sahibiz. Suriye rejimi üzerine baskı koymak için bir fırsat.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER