ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner,"Türkiye ve ABD'nin Suriye sınırında güvenli bölge konusunda anlaştığı" yolundaki açıklamayı yalanladı
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Türkiye-Suriye sınırında DAEŞ'ten temizlenecek bölgenin "güvenli bölge" olarak ifade edilmesiyle alakalı olarak, "Bu bölgenin nasıl olacağı hakkında, DAEŞ'i bölgenin dışına sürmeye zorlamak dışında, isim koymama ya da tanımlama yapmama noktasında çok dikkatliyiz" dedi. Toner, İki ülke arasında "güvenli bölge" diye bir anlaşmanın imzalanmadığının altını çizdi.
Toner, günlük basın toplantısında, bazı medya organlarında Türkiye ve ABD arasında "güvenli bölge" yönünde anlaşma sağlandığına dair haberler soruldu.
İki ülke arsında anlaşılan noktanın DAEŞ'e karşı verilen mücadelede Türkiye'nin tesislerinin kullanılması olduğunu belirten Toner, Suriye içinde oluşturulacak bölgeyi adlandırmak istemedi.
Sözcü Toner, "Bu bölgenin nasıl olacağı hakkında, DAEŞ'i bölgenin dışına sürmeye zorlamak dışında, isim koymama ya da tanımlama yapmama noktasında çok dikkatliyiz. Güvenli bölge, DAEŞ'siz bölge gibi tanımlama yapmayacağım" ifadesini kullandı.
İki ülke arasında "güvenli bölge" diye bir anlaşmanın imzalanmadığının altını çizen Toner şunları kaydetti:
"Türkiye, ABD'ye tesislerini kullanma hakkı vererek ABD'nin DAEŞ'e karşı hava saldırılarını arttırması için genişletilmiş giriş olanağı sağladı. Bu ve diğer podyumlardan şu konuda çok açık olduk ki güvenli bölge diye bir bölge yok, konuştuğumuz şey bu değil. Konuştuğumuz mesele, sürdürülebilir bir çaba DAEŞ'i bölgenin dışına sürmek."
"Türkiye'nin (Suriye'de PYD'ye) saldırmasına izin verir misiniz?" şeklinde bir soru üzerine Toner, ''Türkiye ile bu konudaki anlayışımız, (saldırmayacakları) yönünde" ifadesini kullandı.
"Sadece YPG, Kürtler değil, orada Türkmenler ve Araplar da var"
"Eğit-Donat programı sonrası DAEŞ'e karşı mücadele etmek için Suriye'de bulunan birliğin bölgede buharlaşıp gitmeleri üzerine YPG'ye daha fazla destek verecek misiniz" şeklinde bir soruya Toner, "Türkiye ile anlaşmaya varmış oluşumuzun sebeplerinden biri de İncirlik Üssü'nü kullanmaktır. Sadece YPG, Kürtler değil, orada Türkmenler ve Araplar da var. Onlar da DAEŞ'e karşı çok etkili oluyorlar. Elbetteki, bölgeyi (DAEŞ'ten) temizlemek için gösterdikleri çabayı destekleyeceğiz" diye konuştu.
"Türkiye'nin kendini onlara karşı savunma hakkı var"
Türkiye'nin terör örgütü PKK'ya karşı verdiği mücadeleye de değinen Toner, PKK'nın, ABD için de yabancı terörist ülkeler listesinde olduğunu hatırlatarak, "Türkiye'nin kendini onlara karşı savunma hakkı var. Bu, bölgede DAEŞ'e karşı yürütülen mücadelenin dışında bir durumdur" değerlendirmesinde bulundu.
Sinirlioğlu'ndan "güvenli bölge" açıklaması
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sinirlioğlu: - "DAEŞ'ten arındırılacak bu (güvenli) bölgenin kontrolü ve korunması Suriye Muhalefeti Kuvvetleri tarafından yapılacak. Suriye muhalefeti unsurlarının oluşturacağı Bölge Muhafaza Gücü'ne gereken hava korumasını ve desteği ABD ve Türkiye sağlayacak"
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Suriye sınırında güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin, DAEŞ'ten arındırılacak bölgenin kontrolünün ve korunmasının Suriye Muhalefeti Kuvvetleri tarafından yapılacağını, Suriye muhalefeti unsurlarının oluşturacağı Bölge Muhafaza Gücü'ne gereken hava korumasını ve desteği ABD ve Türkiye'nin sağlayacağını bildirdi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, bugün bazı basın yayın organlarında Sinirlioğlu?'na atfen "Suriye'deki güvenli bölge"ye ilişkin haberler yer aldı.
Müsteşar Sinirlioğlu, bugün bir grup gazeteciye ABD ile Türkiye arasındaki mutabakat çerçevesinde DAEŞ'ten arındırılacak bölgenin fiilen bir güvenli bölge haline geleceğine dair ABD basınında da haberler yer aldığını belirtti.
DAEŞ'ten arındırılacak söz konusu bölgenin kontrolünün ve korunmasının Suriye Muhalefeti Kuvvetleri tarafından yapılacağını ifade eden Sinirlioğlu, Suriye muhalefeti unsurlarının oluşturacağı Bölge Muhafaza Gücü'ne gereken hava korumasını ve desteği ABD ve Türkiye'nin sağlayacağını kaydetti.
Diplomatik kaynaklarca, bunun dışında Sinirlioğlu'na atfen yayımlanan hususlara itibar edilmemesi gerektiği ifade edildi.